HDP'den pandemi raporu: 65 yaş ve üstü hedef alındı
Koronavirüste dezavantajlı grupları inceleyen HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, 65 yaş ve üzeri, engelli ve cezaevlerindeki bireyler için bir rapor hazırladı. Raporda belirtilen grupların pandemi sürecinde yalnız bırakıldığı belirtildi.
HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, koronavirüs salgınında engelli ve 65 yaş üstü bireylerin yaşadığı sorunlara yönelik bir rapor hazırladı. Meclis’te basın toplantısı düzenleyen Piroğlu, Türkiye nüfusunun yüzde 9,1'ini oluşturan 7 milyon 551 bin 65 yaş ve üstü birey bulunduğunu hatırlattı.
Bu kişilerin salgın karşısında alınan karar sonucu 'virüsü yayan kişiler' olarak görüldüğünü belirten Piroğlu, 65 yaş üstü bireylerin hedef haline geldiğini raporda belirtti.
65 yaş üstü kişilerin psikolojilerinde bozulmalar olduğunu söyleyen Piroğlu, "Bireyler hedef haline getirilerek neredeyse linç edilmeye varan durumlara maruz kaldılar. Bu süreç 65 yaş üstü bireyleri daha derinden etkileyerek, içerisinde bulundukları korku ve çaresizliği daha çok tetikledi. 65 yaş ve üstü bireyler için hiçbir alternatif çözüm geliştirilmeden sunulan tek çözüm izole edilmek olmuştur" dedi.
'YAŞLILARIN KÜSMESİNE NEDEN OLDU'
Raporda uzmanların görüşü de yer aldı. Psikiyatri uzmanı Prof.Dr. Nevzat Tarhan’a göre sokağa çıkma yasağı yaş ayrımcılığına dönüştü. Bunun da toplumda o kesime karşı 'damgalanma' duygusu yarattığını ifade eden Tarhan, “Biz bu uygulama ile 65 yaş ve üzeri vatandaşları toplumdan izole ettik. Onları virüsten korumak isterken, virüsü onların yaydığına dair bir kanaat oluşturulmasına neden olduk. Yaş almış vatandaşlar da korona virüsünün etkilerini ve sonuçlarını tam olarak kavrayamadan dışarı çıkmaları yasaklandı.
Bu durum onlarda karamsarlık, acizlik ve güçsüzlük gibi duyguları beraberinde getirdi ve depresyonu da tetikledi. Aynı zamanda ölüme yakın oldukları gibi bir duyguya da neden oluyor. Mesela emekli bir yurttaş bu olay çıktığında tüm yakınlarını arayarak 'Hakkınızı helal edin' dedi. İleri yaş grubunu böyle bir psikoloji içerisine soktular. Yaşlıların küsmesine neden oldu. Bu uygulama ileri yaş grubunun psikolojik durumunu düşünmeden, araştırmadan yapılan bir uygulama” diye konuştu.
'VİRÜSTEN KORUYALIM DERKEN RUHSAL TRAVMALAR TETİKLENDİ'
Sokağa çıkma yasağının sadece ileri yaştaki kişilere uygulanmasının sosyal medyada o kesime karşı 'incitici', 'utandırıcı' paylaşımlara yol açtığını ifade eden Tarhan, “Bu kişilerde suçüstü duygusu oluşturuluyor. Bu bir dalga konusu yapıldı. Kırılgan yapıdaki yaşlılara bu uygulama üzerinden evlerde bile 'İhbar ederiz seni' gibi yapılan şakalar onlar üzerinde psikolojik sonuçlara neden olacak.
Virüsten koruyalım derken ruhsal travmaları tetikleyebilecek bir durum oluştu. Bu yüzden kalp krizi geçirebilir insanlar. Onların ruhlarını yaraladı bu durum. Gençler de bu durumu hoyratça kullanıyor. Ayrıca çalışmak zorunda olan birçok kesim hâlâ sokakta geziyor.
Taşıyıcı olup bulundukları evlerdeki yaşlılara bulaştırma olasılıkları var. Bu durum bu şekilde çözülmez. Şu an sokakta birçok taşıcıyı dolaşıyor. Acilen sokağa çıkma yasağı genellenmeli. Sorun, yaşlıları toplumdan izole ederek çözülmez” ifadelerine yer verdi.
'DEPRESYON TETİKLENEBİLİR'
Uzman Klinik Psikolog Elif Arpacı ise, 60 yaş üzeri yurttaşların korona virüsü tehlikesini tam olarak anlamlandıramadıkları için kendilerine getirilen sokağa çıkma yasağını da “ayrıştırıcı” ve “incitici” olarak görebileceklerini söyledi. Gençlerin de bu durumu sosyal medyada görünür olmak amacıyla kullandıklarını ifade eden Arpacı, “Yaşlıları korumak adına atılan bu adım onlarda bir ruhsal yaralanmaya yol açabilir.
Yalnız yaşayan, internete, televizyona herkes kadar ulaşamayan bu kesim için bu uygulama ve getirdiği sonuçlar yıkıcı olabilir. Yetkililer tarafından yapılan, 'yaşlılar ölüyor' algısı yaratan açıklamalar yaşlılarda 'Ölüme yakınız' duygusu yaratarak kaygı ve depresyon belirtilerini tetikleyebilir” dedi.
65 yaş ve üzeri kişilerin evde kalmasıyla zorlu olan yaşamlarının daha da güç kılındığı belirtilen raporda, bu kişilerin yaşamlarını kolaylaştıracak ve mağduriyetlerini giderecek çözümler üretilmediğine vurgu yapıldı.
'BAKIMA MUHTAÇ BİREYLER NASIL KORUNACAK?'
Raporda ayrıca, "Yaşlı insanlar sokağa çıkmadan evlerinde nasıl duracaklar? Çalışmak zorunda olanlar var aralarında, çocukları işe gidince torunlarının bakımını yürütenler var. Onlar işlerinden eve geldiklerinde yaşlı yakınları nasıl korunacak? Kimsesi olmayan veya aileleri yakınlarında olmayanlar ihtiyaçlarını nasıl giderecekler? İlaçlarını kim alacak, faturalarını kim ödeyecek, kim para çekecek, yemeklerini kim yapacak, nasıl banyoya girecekler, kimle dertleşecekler? Evet kamu kurumları, valilikler, belediyeler destek olmak için hızlıca harekete geçtiler ama bu kişilerin temaslarından doğan riski nasıl azaltacağız?
Bakıma muhtaç olan yaşlı bireyleri nasıl koruyacağız peki? Her gün evine yardımcısı gelmeden yatağından bile kalkamayan, kaşığı ağzına götüremeyen, demans hastası olup olayları anlamakta zorlanan, dolayısıyla kısıtlamalara uyamayan insanları nasıl koruyacağız? Ya huzurevleri? Yaşlı insanlar burada topluca yaşıyorlar, huzurevi personeli her gün toplu taşıma ile evine gidip geliyor, pek çok insanla temas edip sonra huzurevi sakinleriyle temas ediyorlar, hem de çok yakın temas: Yemek yedirme, banyosunu yaptırma, giydirip soyma, tuvalete götürme ve sıklıkla tuvalet temizliğini yapma gibi birebir yakın olmayı gerektiren pek çok iş. Bu temasların riskinden yaşlı insanları nasıl koruyacağız?" diye soruldu.
'ENGELLİLER İÇİN ENGELLERİ KALDIRMAK YERİNE İZOLE EDEREK YENİ ENGELLER KONULDU'
Pandemiden 65 yaş ve üzeri kişilerin yanında Türkiye'deki 8.4 milyon engelli bireyin de etkilendiğini hatırlatan raporda, engellilerin olağan zamanlarda dahi ayrımcılık, dışlanma toplumdan izolasyona maruz kaldığı hatırlatıldı.
Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 12’sini oluşturan engelli bireylerin salgınla birlikte pek çok temel hakkını kullanamaz olduğu belirtilen raporda, “Engellilerin, erişilebilirlik başta olmak üzere, sağlık hakkına ulaşmakta güçlük çektiği, çok sayıda ihtiyaç sahibi bireyin fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinden mahrum kaldığı, engelliler için yaşamsal öneme sahip ilaç ve medikal malzemelerindeki fiyat farkları ve erişim zorluğu, yine bakmakla yükümlü bireylerin çalışma koşulları bilinmesine rağmen, hâlâ bu sorunları çözmeye yönelik bir çalışmanın olmaması kabul edilebilir bir durum değildir. Tüm bu sorunların yanında salgından kaynaklı eve hapsedilen engelli bireyler stres, kaygı ve psikolojik sorunlarla da karşı karşıya kalmıştır.
Sosyal vefa grupları ve bazı belediyelerin temel gıda malzemelerini ulaştırmaları dışında çok fazla bir destek görmemişlerdir. Gerekli psikolojik destek, evlerinde sağlık hizmetlerinden yararlanabilmeleri için gereken önlemler, tedavileri için sürekli kullandıkları tıbbi malzemelerin ücretsiz olarak karşılanması, bunların yanı sıra içerisinde bulundukları psikolojik durumu en az şekilde atlatmalarına yönelik rehabilitasyonlar sağlanması için hiçbir adım atılmamıştır.
65 yaş üstü bireylerde olduğu gibi çözüm izole etmekte aranmıştır. Söz konusu kesimin 'sadece kendilerini ikametlerinde tutması' bu riskleri bertaraf etmeye yeterli olmamıştır. Engelliler için engelleri kaldırmak yerine izole ederek yeni engeller konulmuştur” denildi.
Raporda engelli bireylerin, eğitim, sağlık ve çalışma alanın yaşadığı zorluklara da değinildi. Engelli öğrenciler için Eğitim Bilişim Ağı'nda işaret dili ile tercüme bulunmadığı da hatırlatıldı.
'CEZAEVLERİNDEKİLER ÖLÜME TERK EDİLDİ'
HDP'nin korona virüsü raporunda ayrıca cezaevleriyle ilgili değerlendirmeler de yer aldı. Raporda, "Hem hükümet yetkililerinin hem sağlıkçıların sürekli dile getirdiği sosyal mesafe kurallarının önemine rağmen Silivri cezaevinde 30 kişilik 40 kişilik koğuşların bulunması görmezden gelinmektedir. Test sonucu pozitif çıkan vakanın 39 kişilik koğuşta tutulduğu da bilinmektedir.
Hiçbir sağlık sorunu olmayan mahpusların dahi böylesi bir risk altında olduğu süreçte engelli, kronik rahatsızlığı bulunan ve 65 yaş üstü bireylerin bu süreci bu cezaevleri koşullarında sağlıklı atlatmaları mümkün görünmemektedir. Bu durumda olan birçok mahpus ilgili kurumlarca cezaevinde kalamaz raporu almalarına rağmen salgınla baş başa bırakılarak ölüme terkedilmişlerdir" denildi.
Cezaevlerinde bulunan engelli 65 yaş üzeri ve kronik rahatsızlığı bulunan bazı mahpusların durumu da tek tek raporda yer aldı.