HDP'li Oluç: Ekrem Bey'in 'barış mahalleden başlar' lafı bizim için çok önemli
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç 23 Haziran seçimine ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, İstanbul seçimi öncesi HDP’ye “sandığa gitmeyin” çağrısı olarak yorumlanan Öcalan mektubu üzerinden yapılmak istenenlerin ters teptiğini söyledi.
Öcalan’ın tarafsızlık çağrısının seçimlerle izah edilemeyeceğini belirten Oluç, “Seçime birkaç gün kala bir görüş bildirilmesi de zaten alışılmış değildir. Öyle olsaydı da şaşırırdık” dedi.
YSK kararıyla yenilenen İstanbul seçimleri CHP adayı Ekrem İmamoğlu tarafından, ikinci kez, üstelik 9 puan gibi büyük bir farkla kazanıldı. Anketler İmamoğlu’nu önde gösteriyordu ancak farkın açılmasında seçime bir hafta kala PKK lideri Öcalan’ın mektubu üzerinden yürütülen tartışmanın etkisi olduğu konuşuluyor.
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç’a göre, HDP’ye “sandığa gitmeyin” çağrısı olarak yorumlanan Öcalan mektubu ters tepti.
Öcalan’ın tarafsızlık çağrısının seçimlerle izah edilemeyeceğini belirten Oluç, “Seçime birkaç gün kala bir görüş bildirilmesi de zaten alışılmış değildir. Öyle olsaydı da şaşırırdık” dedi. Oluç’a göre İstanbul halkı çok net olarak “hukuksuzluğa ve haksızlığa hayır” dedi.
Gazete Duvar'dan Nergis Demirkaya'ya konuşan Oluç'un açıklamaları şöyle:
‘İSPARK FİLAN İSTEMİYORUZ’
Seçim öncesi İmamoğlu’na destek karşılığında HDP’ye “seçim rüşveti” olarak bazı kurumların yönetiminin verileceği iddia edilmiş hatta, İSPARK yönetiminin HDP’ye bırakılacağı yönünde açıklamalar yapılmıştı. Bu iddiayı gülerek “Zarar eden kurumları istemiyoruz” sözleriyle karşılayan Oluç, İmamoğlu’nun bir televizyon programındaki ‘barış mahalleden başlar’ sözlerine atıf yaparak şunları söyledi:
“Burada bahsedilen sadece Kürt sorununda barış değil. Toplumda o kadar çok ayrışma konusu var ki, dolayısıyla barış mahalleden başlar lafı bizim çok önemli. Onun dışında büyükşehir belediyesinden beklenen hizmetler ne ise bizim seçmenimiz de onu bekliyor. İSPARK filan istemiyoruz.”
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis’te aralarında Gazete DuvaR’ın da bulunduğu bir grup gazetecinin gündemle ilgili sorularını yanıtladı:
İstanbul seçiminde böyle bir sonuç bekliyor muydunuz, nasıl değerlendiriyorsunuz?
İstanbul’un alınacağını bekliyorduk fakat ben kişisel olarak aradaki oy farkının yüzde 2,5-3 olacağını düşünüyordum. Saha çalışması iyi gidiyor, bize gelen raporlar olumluydu. İnsan yine de şüpheleniyor. İstanbul halkı çok net olarak hukuksuzluğa ve haksızlığa evet dememiş oldu.
Temel neden bu mu?
Bence temel neden bu. Çok ciddi bir mağduriyet yaratıldı ve insanlar bunu gördüler. İmamoğlu, AK Parti ve MHP seçmenlerinin yoğun olduğu ilçelerde öne geçmiş. 28 ilçede önde. Yaratılan mağduriyetin seçmenler tarafından kabullenilmediğini düşünüyorum.
‘ÖCALAN MEKTUBU TERS ETKİ YARATTI’
Abdullah Öcalan’ın mektubu, Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkması gibi gelişmeler seçmeni nasıl etkiledi?
Bizim seçmenimizde hiçbir etkisi olmadığı ortaya çıktı. Zaten olmazdı mı?
Neden, Öcalan’ı dikkate almıyorlar mı?
Hayır, ondan değil. Bizim seçmenimiz güncel politikayı çok yakından takip ediyor. Ben tam tersi etki yarattığını düşünüyorum. Mesela MHP liderinin çıkıp öyle konuşması… İnsanlar açısından hiçbir inandırıcılığı yok. Üstelik konuşurken pozitif önermede bulunmaya çalışıyor ama “teröristbaşı Öcalan’ın söylediklerini uygulayın” diyor. Cümleyi nasıl kuracaklarını bile bilmiyorlar aslında. Tam tersi etki yarattığını düşünüyorum.
Siz seçmeninizin böyle davranacağını bekliyor muydunuz?
Tabii. Özellikle il ilçe teşkilatları, PM üyeleri, Kürt vekiller başta çok sayıda vekil ilçe ilçe çalıştı. Çok rahattık. Seçime birkaç gün kala yapılan bu hamlenin bizim seçmenler tarafından seçim oyunu olarak değerlendireceği çok açıktı. Biz de bu konuda gereken yorum ve kararı alıp bildirdik.
‘TARAFSIZLIK ÇAĞRISI SEÇİMLE İLGİLİ OLSA ŞAŞIRIRDIK’
Öcalan’ın mektubu “sandığa gitmeyin” olarak yorumlandı, siz nasıl yorumladınız?
Türkiye’de tarihsel bloklar vardır. Bu bloklar karşısında HDP’nin rolü her zaman iki yolun dışında duran, ama bu iki bloku da demokrasi ve barış yoluna davet eden, o yoldan uzaklaşmalarına izin vermeyen bir politika izleyerek sonuç alma üzerinedir. Buradaki tarafsızlık çağrısı İstanbul seçimi ile izah edilemez. Seçime birkaç gün kala bir görüş bildirilmesi de zaten alışılmış değildir. Öyle olsaydı da şaşırırdık. Biz meseleye daha geniş bir perspektifle baktık. 23 Haziran sonrası önemlidir. Mektupta, bu politik hattın (Üçüncü yol) seçimlere feda edilmemesi önerisi vardı ki, zaten bizim tutumumuz da öyledir. O yüzden biz mektubun seçimle ilgili olmadığını düşündük ve eş genel başkanlarımız da kısa sürede açıklama yaptılar.
ŞAHİNLER-GÜVERCİNLER ÇATIŞMASI
Demirtaş’ın İmamoğlu’na ismini vererek destek çağrısı, ardından Öcalan mektubu üzerine yeni bir şahinler-güvercinler gerilimi iddiası gündeme geldi. Siz nasıl yorumluyorsunuz?
Ciddiye aldığımız bir tartışma değil. HDP demokratik bir parti, içinde farklı siyasi görüşler vardır, zaman zaman tartışmalar olmaktadır ama ‘bir şahinler grubu, bir güvercinler grubu var, bunlar çatışıyor’ durumu yok. Demirtaş bu konuda defalarca görüş açıkladı. Zaten ikisi kategorik olarak birbirleriyle rekabet edecek pozisyonda değiller. Demirtaş, bizim çok sevdiğimiz, saydığımız, Türkiye siyasetinde güven veren, ciddiye alınan genç siyasetçilerden biridir. Sayın Öcalan’ın durumu ise çok farklı. Tarihsel olarak bir halkın mücadelesine hem fikri hem fiili önderlik etmiş olan, görüşlerini beğenirseniz beğenmezsiniz ama pozisyon itibariyle halkın başka bir yere koyduğu, başka bir değer verdiği bir insan. Bu ikisinin iktidar mücadelesine girişecekleri bir pozisyon yok. Bizim partimizde zaten iktidar mücadelesi yoktur.
‘İMRALI’YA SİYASİ HEYETLER GİDEBİLMELİ’
İmralı’da görüşmeler yeni bir sürece evrilir mi?
8 yıl sonra avukatların yeniden görüşmeye başlamış olması hukuken gerekendi. Ama 8 yıl sonra olunca herkes bundan bir sonuç üretiyor haklı olarak. Öcalan barış yolunda yürüme, demokratik çözümü müzakere ile ortaya çıkarma konusunda kararlılığını sürdürüyor. Bunu bir kez daha hem bize hem de devlete söylemiş oldu. Bizim beklentimiz ve mücadelemiz; demokratik bir çözüm için demokratik müzakere imkanlarının kullanılması, sorunların Meclis’te müzakere edilmesi ve yasal ve anayasal çözüm yollarının geliştirilmesidir. Sorunun silah ve çatışma yoluyla değil, demokratik müzakere yoluyla yani konuşarak, diyalogla çözülmesi gerektiğini söylemeye devam ediyoruz. Beklentiniz var mıdır, derseniz bizim talebimiz budur. Hem avukat görüşleri devam etmeli hem de devletin çeşitli heyetleri, hatta siyasi heyetlerin görüşebilmesine imkan sağlanmalıdır.
Akademisyen Ali Kemal Özcan’ın gidişi siyasi heyetlerin gidişi açısından bir başlangıç olabilir mi?
Demek gibi gidebiliyormuş başkaları da.
Siz de başvuru yapar mısınız?
Bizim partimizin öyle bir kararı yok, öyle bir başvuruda bulunmadık. Ama gidebiliyorsa, böyle bir örnek varsa bu örnek geliştirilebilir. Türkiye’de bu konuda katkısı olabilecek çok sayıda insan var; aydınlar, sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri, gazeteciler… İlla siyasetçilerin bulaşması gerekmeyebilir. Siyasetçiler de fikirlerin, önerilerin meclisteki sonuçlarını ortaya çıkarmak için çabalayabilirler. Bu bir normalleşmedir.
‘ERKEN SEÇİM TALEBİMİZ YOK’
İstanbul seçimi bir erken seçimi tetikler mi? AK Parti seçim sonuçlarını nasıl okumalı?
Bizim erken seçim talebimiz yok. Öyle bir beklentimiz de yok. İktidar ittifakı şunu okumalı; politikaları İstanbul’da -Türkiye’nin kalbidir- karşılık bulmamıştır. Bu bir ders olmalıdır. Benim ucube dediğim Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin üzerinden bir yıl geçti. Bu sistemin büyük krizlere neden olduğu görülüyor. İstanbul seçmeni bunu konuşun demiştir. Böyle bir ders çıkarırlarsa demokrasi açısından iyi bir gelişme olur.
‘ANAYASA TARTIŞMASINDAN ÖNCE YOL TEMİZLİĞİ YAPILMALI’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin birinci yılı dolayısıyla Fuat Oktay başkanlığında bir çalışmadan bahsetti. CHP lideri Kılıçdaroğlu, ‘demokratikleşme adına atılacak her adımı ele alırız’ dedi. Önümüzdeki süreçte yeni anayasa tartışması görüyor musunuz ve sizin tavrınız ne olur?
Biz zaten seçimler öncesinde bir demokrasi ittifakı çağrısı yapmıştık. Türkiye’nin çok ciddi demokrasi sorunları var. Böyle bir tartışma başlaması Türkiye açısından hayırlı olur. Anayasa tartışmasına gitmeden evvel çeşitli adımların atılması, bir tür yol temizliği yapılması gerekir. Şimdi bir yargı reformu tartışması var. Tablo Türkiye’de yargının ne kadar perişan bir halde olduğunu gösteriyor. Hem iç huzur açısından hem de Avrupa ile ilişkiler açısından çok ciddi acil ihtiyaçtır. Avrupa’da bu reform adımları atılmadan yargı faslı açılması mümkün olmayacaktır. Yargıda hiçbir anlaşma sağlanamıyorsa zaten anayasada da sağlanamayacak demektir. O yüzden bu bir fırsat şimdi.
Bu pakette olmazsa olmazınız var mı?
Bir sürü olmazsa olmazımız var. Bir; yapısal konuların tartışılması gerekiyor, mesela HSK’nın yapısı. İkincisi; infaz yasasıyla ilgili ciddi bir reforma ihtiyaç var. Üçüncüsü; Terörle Mücadele Kanunun birçok maddesinin tartışılması gerekiyor. Mesela 5 yıl altında ceza alanların Yargıtay’a gitme hakkının olmaması çok büyük bir hukuksuzluk. Bu müthiş bir cezalandırma mekanizmasına dönüştü. Selahattin Demirtaş’ın durumu budur. AİHM kararını da o şekilde uygulamadılar. Bir yan yol buldular.
O zaman bir düzenleme olursa Demirtaş da yararlanacak…
Sadece Demirtaş değil birçok kişi yararlanacak. Yeniden yargılama yolu açılabilir. Bunlar acil konular. Hepsinde nasıl bir sonuç ortaya çıkar, şu anda söylemek mümkün değil.
Hükümet ile hiç görüşme oldu mu, partinizin görüşleri alındı mı?
Hayır olmadı. Bizim bir rapor hazırlığımız var, strateji belgesi üzerine. O tartışma başladığı zaman kamuoyuyla da paylaşacağız.
‘EKREM BEY’İN ‘BARIŞ MAHALLEDEN BAŞLAR’ LAFI ÇOK ÖNEMLİ’
İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’na açık destek verdiniz. Ekrem Bey ya da CHP’li diğer belediyelerden beklentiniz var mı? İSPARK’ın size verileceği iddia edildi?
(Gülerek) Bu kahkahalarımı yazar mısınız lütfen. Zarar eden kurumları istemiyoruz! Şaka bir yana, biz hiçbir şekilde meseleye böyle bakmadık. Seçim stratejimiz iktidar ittifakının iktidar alanını daraltmaktı. Herhangi bir pazarlık yapmadık, beklentiye girmedik. Sadece İmamoğlu değil “birçok büyükşehir için ne bekliyoruz”a şu söylenebilir: Batıda ciddi bir oy oranımız var. Diğer tüm insanlar gibi bizim seçmenimizin ihtiyaçlarına dikkat edilsin istiyoruz. Kültürel ihtiyaçlar, mesela taziye evi. Ekrem Bey dil kursundan bahsetti, olabilir. Tabii biz anadilde eğitimi önemsiyoruz, ama kurs açılmasına da itiraz etmeyiz. Farklı anadillere, kültürlere, kimliklere sahip insanların ihtiyaçlarının dikkate alınmasını bekleriz. Ekrem Bey bir televizyon programında ‘barış mahalleden başlar’ dedi. Burada bahsedilen sadece Kürt sorununda barış değil. Toplumda o kadar çok ayrışma konusu var ki, dolayısıyla barış mahalleden başlar lafı bizim için çok önemli. Onun dışında büyükşehir belediyesinden beklenen hizmetler ne ise bizim seçmenimiz de onu bekliyor. İSPARK filan istemiyoruz.
‘DEMOKRASİ İTTİFAKI’NIN YOL HARİTASINI ÇIKARDIK’
Demokrasi ittifakı için HDP ne yapacak?
MYK toplantımızda bir yol haritası çıkardık. Meclis içindeki ve dışındaki siyasi partilerle, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri, Alevi örgütleri vs. görüşeceğiz. Demokrasi ittifakının bir ihtiyaç olduğu konusunda hemfikir olanlar, ortak bir zeminde buluşabilir diye düşünüyoruz. Burada atılacak adımlar sonrasında bunun Meclis’teki yansımalarını ortaya çıkarmaya çalışacağız. Temel sorunlar ve bunların çözümü doğrultusundaki önerilerimizi mümkün olduğunca ortaklaştırmaya çalışacağız.