Hıncal Uluç'tan gazetesi Sabah'a sert eleştiriler: 'Teşekkürler, Sevgili Berat Albayrak'
Hıncal Uluç “Sövmek kolay!. Sövmek popüler!” başlıklı yazısında gazetesini hedef aldı.
Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç “Sövmek kolay!. Sövmek popüler!” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Uluç yazısında Sabah gazetesinin yayın politikasını eleştirdi.
“BU İKİ GÜZEL OLAYI ANLATAN, ANALİZ EDEN VE SONUNDA ALKIŞLAYAN YAZI…”
“Bakın son günlerde iki çok önemli ve ülkem için çok yararlı iki şey oldu..” diyen Uluç yazısını şöyle sürdürdü:
“Başta benim gazetem.. Niye başta benim gazetem.. Çünkü olayların biri, Başkan'ın, ikincisi iktidarın başarısı..
En başta, iktidar eğilimli benim gazetem, kaç gazetede, bu iki güzel olayı anlatan, analiz eden ve sonunda alkışlayan yazı okudunuz?.
Birincisi, Çin'den gelen İpek Yolu treninin, Marmaray'dan geçip, Avrupa yoluna devam etmesiydi.
İpek Yolu treni de ne?. Bilmezseniz şaşmam..
İpek Yolu treni, Çin'i Londra'ya kadar bağlayan demiryolu..
Bu trenin de bu tarihi yolun da Türk ekonomisine Avrupa Birliği üyeliğinin misliyle katkıda bulunacağını kim biliyor?.
İpek Yolu'nu kuzeyde demir, güneyde kara yolu ihya eden, Çin, Hind, Pakistan, İran, Azerbaycan gibi Avrupa Birliği'nden kat kat üstün nüfus ve kat kat üstün ekonomik potansiyele bağlı Doğu'yu, Türkiye üzerinden Batı'ya bağlayan uluslararası siyaset adamı da, Ahmet Çalık patronluğu zamanında, bu gazetenin CEO'su, şu andaki Patron Serhat Bey'in kardeşi, yani içimizden biri, dostumuz Maliye Bakanı Berat Albayrak iken, üstelik..
Bekledim bugüne dek. Sadece ekonomi sayfasında Kerem Alkin yazdı, tokat gibi bir başlıkla..
‘Bir tren ve yeni 'Altın Çağ'’ başlığı ile..
Bu müthiş olay, hatta o trene bir muhabir bindirilerek Çin'den beri harika yol boyu röportajlarıyla anlatılmalı, Marmararay geçişi şölene dönmeliydi.
Hem de 29 Ekim, hem de Cumhuriyet Haftası'nda, Cumhuriyet'in bu zaferini, Cumhuriyet gazetesi de kutlamalıydı.
Ama biz kutlayamadık ki..”
“HATTA ERDOĞAN'DAN NEFRET EDENLERİN BİLE ALKIŞLAMASI GEREKEN BİR KARAR”
Hıncal Uluç yazısını şöyle sürdürdü:
“İkinci harika haber..
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın içerde, muhalefetin, hatta Cumhur İttifakı'nın, hatta kendi partisinden olanların eleştirilerine rağmen, ilerde bu davete katılmasının aleyhine nasıl kötüye kullanılacağını adı gibi bilmesine rağmen, Trump'ın davetine, hem de Trump'la bir telefon konuşması yaptıktan sonra "Evet" demesi..
Devlet adamı, kendisini, partisi değil, önce devletini ve ulusunun menfaatlerini gözeten adamdır.
Dünyadaki bugünkü yalnızlığımız içinde, Barış Pınarı Harekâtı başından beri tutumu yüzünden kendi ülkesinde yerden yere vurulan, hakkında "Azil soruşturması" açılan, buna rağmen Türkiye'ye tavrından dönmeyen, yarım yamalak bilgi ve değerlendirmelerle gaza gelenler yüzünden bizde bile nefret edilen Trump'ın davetine gitme kararı, "büyük" karardır ve alkışa layıktır.
Hatta Erdoğan'dan nefret edenlerin bile alkışlaması gereken bir karar!.
Anlatan, analiz eden oldu mu?.
Gene "tık" yok!.
Neden peki?.
Dedim ya..
Bunları yazar, güzeli, olumluyu alkışlarsanız, tıklanmazsınız, tıklanırsanız, like değil, nefret işaretleri alırsınız. Yağcı, yalaka, satılmış olursunuz..
O zaman boş ver o konuları.. Bul birini.. Söv.. Dolsun sütun.. Gelsin tıklar, likeler..
Teşekkürler, Sevgili Berat Albayrak, dostum!.
Teşekkürler Başkan!.”