Huzurevinde oda arkadaşına 1,5 ayda alfabeyi ve okuma yazmayı öğretti
Bursa'da İznik ilçesinde huzurevinde yaşayan Mediha Tombul oda arkadaşı 71 yaşındaki Ayşe Çakır'a 1,5 ayda okuma yazma öğretti.
Uzun yıllar birlikte yaşadığı, İznik Ülker Aktar Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'nde aynı odayı paylaştığı ablası vefat edince yalnız kalan 71 yaşındaki Ayşe Çakır, kendisinden 2 yaş küçük emekli memur Mediha Tombul ile aynı odada kalmaya başladı.
Çakır'a 1,5 ayda alfabeyi ve okuma yazmayı öğreten Mediha Tombul, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2001'de memuriyetten emekliye ayrıldıktan sonra gönüllü çalışmalara katıldığını, Bursa'da başkan yardımcılığını yaptığı Nilüfer Kent Konseyi ile özellikle mağdur kadınlara maddi manevi yardımcı olmaya çalıştığını söyledi.
"Artık harfleri tanımaya başladı ve yazabiliyor"
Huzurevine 2 Ekim 2020'de geldiğini belirten Tombul, şöyle konuştu:
"Bir gün bahçede 3-5 arkadaşla sohbet ediyorduk. Yanımda Ayşe hanım ve başka arkadaşlar vardı. Orada bir laf sırası geldi ve 'Burada ne güzel vakit var. Bir okuma yazma kursu olsa ne iyi olur' dedim. Ayşe teyzem, 'Ben hiç okuma yazma bilmiyorum. Ne iyi olur' dedi. Ayşe teyzem gönüllü katıldı ve ilk öğrencim oldu. Her gün saat 09.00-12.00 ve 13.00-15.00 saatlerinde çalışıyoruz. Ayşe teyzemizin yaşı büyük, eline kalem almamış ve hiç okuma yazması yok. Ben sohbetle, oyunla karışık epey ilerleme kat ettiğimizi düşünüyorum. Artık harfleri tanımaya başladı ve yazabiliyor."
"Her bir şeyi yazmak istiyorum"
Ayşe Çakır da uzun süredir huzurevinde kaldığını anlattı.
"Ablamla gelmiştik. Ablam rahmetli oldu. Ben de burada yalnız kaldım ama başka arkadaşlarım var." diyen Çakır, bir şeyler öğrenebildiği için duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Her yazıyı, her harfi öğrendiğini belirten Çakır, "Öğrenmek, çok algılı bir şey. Hiç kalem tutmamıştım. Arkadaşım sebep oldu. Bundan sonra da devam edeceğim. Her bir şeyi yazmak istiyorum. Okumak istediğim şeyler de var ama daha tam sökemedim okumayı." ifadelerini kullandı.
Huzurevinde görevli psikolog Emine Cansever Çakmak, Çakır ile merhum ablasının tüm hayatlarını birlikte geçirmelerinden kaynaklanan çok ciddi bağlılığın olduğuna dikkati çekti.
Ablasının vefatından sonra Çakır'ın odasından dahi çıkmak istemediğini aktaran Çakmak, şunları kaydetti:
"Onu sürekli ziyaret ediyordum. Bazen o da yanıma geliyordu ve 'Beni sürekli yokla' diyordu. Yine de tam olarak onu hayata döndüremedik. Genelde kaçıyordu ve aktivitelere gelmek istemiyordu. Mediha teyzenin kuruma kabulüyle ikisi de birbirleri için birer şans oldu. Ablasından kalan boş yatağa Mediha teyzeyi yerleştirdik. Çok güzel bir arkadaşlık, adeta yeni bir kardeşlik gelişti aralarında. Öncelikle Ayşe teyze, bıraktığı sosyal hayata geri dönmeye başladı. Sonra her yerde onları beraber görmeye başladık. Bir gün Mediha teyze geldi ve 'Biz, başta Ayşe teyzeye olmak üzere buradakilere okuma yazma öğretmek istiyoruz. Bize destek olur musunuz?' dedi. Hemen hece kitapları, defterler, kalemler tedarik ettik. Onlar da hemen çalışmalara başladı. Çok motive edici bir şey yapıyorlar. Bilgi, çok büyük bir güç. Ayşe teyze çok mutlu oluyor. Ben de bakıyorum; yazısı, yaşına göre gayet güzel. Mediha teyze de öğrettiği, birilerine bir şeyler katabildiği için çok mutlu. Dilerim bu mutluluk sarmalı herkese ulaşır."