İçişleri Bakanlığı'nın 'yurt' genelgesine komünist gençlerden yanıt: 'Biz bu hesabı sormaya geliyoruz'
Türkiye Komünist Gençliği, İçişleri Bakanlığı'nın “Üniversitelerde Güvenlik ve Barınma Tedbirleri” başlıklı genelgesine tepki göstererek; ''Biz bu hesabı sormaya geliyoruz'' ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanlığı, 81 il valiliğine gönderdiği genelge ile üniversitelerin açılması ile birlikte ortaya çıkacak 'barınma sorununu' çözmek bir yana, sokakta kalacak öğrencilerin tepki göstermesinin önüne geçmeye çalışacağını ilan etmişti.
“Üniversitelerde Güvenlik ve Barınma Tedbirleri” başlıklığını taşıyan genelgede Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başkanlığında 81 il valisi ve gençlik spor il müdürleriyle yapılan toplantıda alınan kararlara yer verilmiş; genelgeye göre, üniversitelerde siyasi faaliyet yürüten öğrencilerin çalışmalarına izin verilmeyeceği, barınamayan öğrencilerin birbiriyle temasa geçmek amacıyla açtığı stantlara da müsaade edilmeyeceği açıklanmıştı
KOMÜNİST GENÇLERDEN TEPKİ
Genelgeye tepki gösteren Türkiye Komünist Gençliği (TKG) bir açıklama yayınladı.
Açıklama TKG'nin sosyal medya hesabından "Toplam yurt kontenjanları öğrencilerin yalnızca yüzde 18'inin ihtiyacını karşılıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın 27 milyar TL bütçesi nasıl ve hangi önceliklerle kullanılıyor? Yurt sorununu nasıl çözeceksiniz? Biz bu hesabı sormaya geliyoruz!" ifadeleriyle paylaşıldı.
TKG'nin açıklaması şöyle:
''Gençlik ve Spor ve İçişleri Bakanlarının valilerle yaptıkları toplantının ardından “Üniversitelerde Güvenlik ve Barınma Tedbirleri” başlığıyla valiliklere gönderilen genelgenin içeriği basında kendisine yer buldu. Toplantının bileşimi ve gönderilen genelgenin başlığı durumun vehametini ortaya koyması açısından önemli. Üniversite öğrencilerine reva gördükleri koşullar öylesine ağır ki hükümet öğrencilerin en temel hakkı olan barınma sorununu güvenlik kavramı ile birlikte ele almaya başladı. Bu temel sorunun çözümü noktasında geçtiğimiz yıldan bu yıla hiçbir kayda değer önlem almayanlar bu kez sorun karşısında hakkını arayacak öğrencilere sopa göstereceklerini şimdiden utanmazca ilan etmiş oluyor.
Hükümet yurt sorununu çözmeyi değil yurt sorununun mağdurlarının sesini kesmeyi önüne alıyor. Kapasite artırmak için buldukları yöntem zaten haddinden fazla kalabalık olan KYK yurtlarında 2 kişilik odaları 4, 4 kişilik odaları 6 kişilik olacak şekilde yeniden düzenlemekten ibaret. Bunun dışında STK’larla iş birliği adı altında tarikatlara yol vererek öğrencileri tarikat yurtlarına mecbur bırakmaları da cabası. Devlet kendi görevini özel sektöre, mülk sahiplerine havale ediyor sonra da bu alanı denetlemekten, özel yurt ücretlerini kontrol altına almaktan söz ediyor.
''BU HESABI SORMAYA GELİYORUZ''
Genelgede üniversite yönetimleri ile emniyet teşkilatını ortaklaşa çalıştırıp oluşacak toplumsal tepkiyi terör diye yaftalamayı planladıkları ancak bu kadar net ifade edilebilirdi.
Öğrencilerin yurt sorunu, geçim sorunu özel sektörün insafına terk edilemez. Bunlar temel haklardır. Bir yüksek öğretim kurumu daha en başta o kurumda okuyacak öğrencilerin barınma koşullarını garanti altına alarak tasarlanmalıdır. Türkiye’de üniversite öğrencilerinin sayısı yaklaşık 3 milyon 800 bin kişi olup, KYK yurt kapasitesi yalnızca 695 bin kişi ile sınırlıdır. Öğrencilerin %82’sini sahipsiz zannedenler Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın 27 Milyar TL bütçesini nasıl ve hangi önceliklerle kullandığını açıklamalılar. Bilsinler ki biz bu hesabı sormaya geliyoruz.''