İdil Biret: İsmet İnönü'ye konservatuarda ilk çalışım, Paris'teki son görüşmemiz unutamadığım anılardan
Dünyaca ünlü piyanist İdil Biret, Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci Cumhurbaşkanı ve ilk başbakanı olan İsmet İnönü için "Kendisine 1946 da konservatuarda ilk defa çalışım, Çankaya’da verdiğim ilk konser, Pariste son görüşmemiz unutamadığım anılar" dedi.
Müzik kariyerine henüz 5 yaşındayken Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye verdiği konserle başlayan dünyaca ünlü piyano sanatçısı İdil Biret, kendisiyle ilgili merak edilenleri Posta gazetesinden Alev Gürsoy Cimin'e anlattı.
Biret, "Yaptığınız sanatın çok 'elit' işi olduğunu söyleyen çoğunluk var, Türkiye’de herkese hitap edebildiğinizi ve anlaşılabildiğinizi düşünüyor musunuz? Sizi anlayabilecek kapasite miyiz?" sorusuna "Tolstoy okumak ne kadar elit işi ise Çaykovski dinlemek de o kadar elit işidir" yanıtını verdi. Ardından şunları kaydetti:
'ARABESKİ YÜCELTEN BİR TOPLUMA MOZART'I ANLATMAK ZORDUR'
"Tabii uzun yıllardır arabesk müzikle beslenen, bu müziği icra eden şarkıcıları zengin etmiş bir bir topluma Tolstoyu da Çaykovskiyi de anlatmak güç iştir. Kültür bir bütündür ve birikim gerektirir; bu birikim de uzun zaman alır. Anlayacak kapasite her zaman vardır ama bunu geliştirmek gerekir ve bu da çaba ister."
"İsmet İnönü’nün sizdeki yeri nedir, anınız var mı?" sorusu üzerine Biret, şunları söyledi:
'ANNEMİN TUTTUĞU HATIRA DEFTERİMİN İLK SAHİFESİNDE İSMET İNÖNÜ VE MEVHİBE HANIMIN YAZILARI VAR'
"Çok büyük bir insan ve devlet adamı idi. Kendisine 1946 da konservatuarda ilk defa çalışımı, Çankaya’da verdiğim ilk konseri, ileri yıllardaki buluşmalarımızı ve 1960’ların sonunda Pariste son görüşmemiz unutamadığım anılardır. Benim çocukluğumda annemin tuttuğu hatıra defterimin ilk sahifesinde de İsmet İnönü ve Mevhibe hanımın yazıları vardır."
Biret, "İnönü döneminde TBMM'ye sunulan ve sonrasında sizin için özel olarak çıkartılan kanun, 'Harika Çocuklar Yasası' olarak biliniyor. Bu önemli yasa neden bugün yürürlükte değil, ve bu bir eksik değil mi, bu yasa bugün hayatta olsa neler değişirdi?" şeklindeki soruya da şu yanıtı verdi:
"Bu yasa çıktığında benim durumumda olan çocuklara devletten başka destek verecek kurum yoktu. Varlıklı kimselerde de bu bilinç mevcut değildi o zaman. Şimdi şartlar değişti. Pek çok büyük firma ve sahıs bu desteği verebilecek durumda ve veriyor."
'HARİKA ÇOCUKLAR YASASI' HAKKINDA
5245 sayılı Harika Çocuklar Yasası, 1948 yılında, 'İdil Biret ve Suna Kan’ın Yabancı Memleketlere Müzik Tahsiline Gönderilmesine Dair Kanun' adıyla çıkarıldı.
Yasanın çıkarılmasının en büyük destekçisi, devrin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü oldu.
Kanunun çıkmasından sonra yedi yaşındaki İdil Biret (piyano) ve 12 yaşındaki Suna Kan (keman), yasadan yararlanarak Fransa’ya gönderildi. Tüm masrafları 16 yaşına kadar devlet tarafından karşılandı.
Yasanın kapsamı 1956 yılında genişletildi. 6660 sayılı yeni yasanın adı ‘Güzel Sanatlarda Fevkalade İstidat Gösteren Çocukların Devlet Tarafından Yetiştirilmesi Hakkında Kanun’ oldu.
1968'DEN SONRA YASA İŞLEMEZ HALE GELDİ
Bu yasaya göre Güzel Sanatlar Müdürlüğü’ne bir dilekçe ile başvuran adaylar, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı 10 kişilik bir komisyon tarafından imtihan edilecekler ve olağanüstü yetenekte oldukları saptanırsa yurtdışına gönderileceklerdi. Verda Erman, Gülsin Onay, Hüseyin Sermet, İsmail Aşan, Fuat Kent, Selman Ada, Ateş Pars bu yasadan yararlandılar. 1968’den sonra yasa işlemez hale geldi.
ÖZEL STATÜ YÖNETMELİĞİ
Yasanın işletilmemesi üzerine 1976’da özel yetenekli çocukların Devlet Konservatuarı’nda yoğun ve hızlı bir müzik eğitimi görmeleri için ‘özel statü’ yönetmeliği çıkartıldı.
FAZIL SAY DA ÖZEL STATÜDEN YARARLANARAK MEZUN OLDU
Bu statüde eğitim görüp konservatuvarın yüksek bölümünü bitiren bazı gençler çeşitli burslarla yurtdışına gönderildi. Özel statüden ilk yararlananlar Oya Ünler (piyano) ve Burçin Büke (piyano) oldu. 1986-1987’de özel statüden yararlanarak mezun olan Şölen Dikener (viyolonsel), Fazıl Say (piyano), Muhiddin Dürrüoğlu-Demiriz (piyano), Yeşim Alkaya (piyano), Çağlayan Ünal (viyolonsel), Ertan Torgul (keman), Özgür Balkız (keman) ve Çağıl Yücelen’in (keman) ardından yasa tekrar işlemez hale geldi.
SON 'HARİKA ÇOCUK'
1998’de yedi yaşında olan Emrecan Yavuz’un (piyano) adı, özel statüden yararlanan son ‘harika çocuk’ olarak geçiyor.