İlker Başbuğ'dan Montrö çıkışı: Hayati öneme sahip, sıkı sıkıya sarılmalı

Abone ol

26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin önemi üzerine dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Sözü gazetesi yazarı Uğur Dündar bugünkü köşesinde, 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile gerçekleştirdiği görüşmeyi aktardı.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin önemine değindikleri için emekli amiraller yargılanırken, Ukrayna-Rusya savaşıyla birlikte sözleşmenin Türkiye’nin ve ülkelerin güvenliği için ne kadar önemli olduğu AKP ve dünya kamuoyu tarafından da ifade edildi.

Öte yandan İlker Başbuğ, Dündar’a yaptığı açıklamada, Montrö’nün Türkiye’ye uluslararası alanda “inanılmaz bir kabiliyet” kazandırdığına dikkat çekti.

Başbuğ şunları ifade etti:

"İnönü'nün bu dönemde takip ettiği Türk dış politikası temel olarak Atatürk döneminin dış politikasından farklı değildir, hatta onun tutarlı bir devamıdır. Ancak 2. Dünya Savaşı sürecinde, Türkiye'nin elinde; 20 Temmuz 1936'da imzalanan Montrö Antlaşması vardır.Montrö Antlaşması, Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'ne uluslararası alanda kazandırdığı inanılmaz bir kabiliyettir. Türkiye, Montrö Antlaşmasını, harfiyen ve tarafsız uygulayarak, her zaman kendisini krizlerden ve çatışmalardan uzak tutabilir. Boğazların Antlaşma şartlarına göre kapatılabilme yetkisi, Türkiye'ye büyük güç ve imkanlar sunmaktadır.

Potsdam'da Stalin; Türkiye ile konuları, yani sınırları ve boğazların durumunu gündeme getirdi. Sovyetler Kars ve Ardahan'ı ve Boğazlar'da Sovyetler'e imtiyaz verilmesini istedi. 2 Ağustos'ta Potsdam Konferansı sona erdi. Henüz savaş sona ermemişti. İngiltere ve ABD Sovyetlere açık cephe almaktan kaçınmıştı. Ancak Sovyetlerin İran'daki birliklerini anlaşma gereği geri çekmemesi, Sovyetler ile Müttefikler arasındaki iplerin kopmasının başlangıcı oldu. ABD, Türkiye yanında yer almaya başladı. 5 Nisan 1946'da Amerikan savaş gemisi Missouri, ABD'de vefat eden Türkiye Büyükelçisi Münir Ertegün'ün naaşını Türkiye'ye getirdi. Türkiye'nin savaş sonrası yalnızlığı sona eriyordu. Bu süreç; Türkiye'nin 25 Haziran 1945'te Birleşmiş Milletler Antlaşması'nı imzalaması ve 18 Şubat 1952'de de TBMM'nin, Türkiye'nin NATO üyeliğini oybirliği ile aldığı bir kararla onaylamasıyla devam etti. Birinci ve İkinci Dünya savaşı esnasında karşılaşılan sorunlar, Boğazların Türkiye'nin güvenliği açısından taşıdığı önemi net olarak ortaya koymaktadır. Montrö Antlaşması ile Türkiye'nin uluslararası alanda kazandığı güç inanılmaz boyuttadır. Türkiye, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucu antlaşması olan Lozan'a ve güvenliğimiz açısından hayati öneme haiz Montrö Antlaşmasına sıkı sıkıya sarılmalıdır."

Tansu Çiller AKP'ye yakın medya grubunun etkinliğinde göz kırptı: 'Bu benim üstümde bir vebal' Siyaset Yeni bir parti kuruluyor: 'Hiçbir oluşumun devamı veya temsilcisi değiliz' Siyaset Dilipak'tan AKP'ye eleştiri: Aklımızı kiraya vermeyelim Siyaset Son araştırmada sürpriz sonuçlar: İşte seçmenin partilerde liderden sonra en çok beğendiği isimler! Siyaset