İmam hatiplilerin çoğu üniversiteye yerleşemedi
AKP tüm gücüyle imam hatiplere yatırım yaparken, bu yıl 234 imam hatip mezunundan sadece 37 bini lisans bölümlerini kazanabildi.
Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) yerleştirme sonuçları açıklandı.
YKS tercih sonuçlarıyla ilgili ÖSYM’nin paylaştığı verilere göre, tercih yapma hakkına sahip olan 1 milyon 749 bin 144 adaydan, 1 milyon 206 bin 811’i tercih yaptı. Yani yaklaşık 550 bin aday tercih yapabilecekken bu hakkını kullanmadı. 128 bin 500 kontenjan boş kaldı.
En fazla kontenjan açığı ise devlet üniversitelerinde oldu. 4 yıllık lisans bölümlerinde bile 58 bin açık bulunuyor.
En başarılı liseler yine fen liseleri oldu. Ancak 32 bin mezundan 16 bini lisans bölümlerini kazanabildi.
Anadolu liselerindeki başarı oranı ise oldukça düşük. 539 bin mezundan 159 bini 4 yıllık fakültelere girebildi.
Endüstri meslek liseleri ve imam hatip lisesi mezunları yine en alt sıralarda yer aldı. 144 bin EML mezunundan sadece 4 bini, 234 imam hatip mezunundan da 37 bini lisans bölümlerini kazanabildi.
EĞİTİM-İŞ'TEN AÇIKLAMA
Eğitim İş tarafından sonuçlara ilişkin yapılan açıklamada, "Her sınav dönemi sonrasında ortaya çıkan tabloya paralel olarak, çeşitli eşitsizliklerin varlığı ve bunların giderilmediği gerçeği yine karşımızda durmaktadır. Çok sayıda kontenjanın boş kalması, meslek liseli öğrencilerin başarı düzeylerinin bu sınavlarda neden en alt sıralarda yer alması, hükümetin gözdesi İHL’nin başarı ortalamasının düşüklüğü bu sınava da damgasını vurmuştur" denildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Sınava odaklı eğitim sistemi bir kez daha göstermiştir ki; eğitsel anlamda öğrencilerimizin kazanımları her geçen gün azalmakta, bu da öğrencilerin üniversiteye girişte başarısızlıklar yaşamalarına yol açmaktadır. Bu anlamda sınavlarda başarısız olan aslında öğrenciler değil, AKP iktidarı ile küme düşen eğitim sistemi ve bizzat Milli Eğitim Bakanlığı’dır. Eğitim politikaları konusunda iktidarın ve eğitimden sorumlu kurumların, görevlerini yerine getiremedikleri ortadadır. AKP iktidarı döneminde orta öğretim iflas etmiş, başarı oranı yüksek olan köklü okullarımız, proje okulu adı altında sınıflandırılarak başta öğretmen kadrosu olmak üzere her açıdan içleri boşaltılmış, devlet liseleri sadece diploma alınan kurumlar haline getirilmiştir. Sınav sisteminde ve müfredatta yazboz tahtası gibi yapılan değişiklikler ortaöğretimdeki çöküşü hızlandırmıştır.
Eğitimin piyasalaştırılması ve ticarileştirilmesi, eşitsizlikleri giderek daha da derinleştirmektedir. Siyasi iktidarın, öznesi insan olan ve öğrenci ile öğretmeni en iyi şartlarda bir araya getirmesi gereken eğitim sistemini, kendi ideolojik görüşüne göre düzenlemesi önümüzdeki yıllarda yaşanan felaketi daha da derinleştirecektir.
Bugün, Cumhurbaşkanının dahi itiraf ettiği eğitimdeki başarısızlığın çözümü için tüm paydaşların görüşü alınarak hazırlanacak, bilimsel düşünmeye ve üretmeye dayalı bir eğitim sisteminin gerekliliği kaçınılmaz hale gelmiştir. Kamusal, parasız, bilimsel ve laik eğitim hakkından tüm yurttaşlarımızın yararlanabilmesi mutlaka sağlanmalıdır.