'İmamoğlu ve Yavaş'ın adaylığı yerel seçim stratejisinin ipuçlarını veriyor'

Hürriyet Gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, CHP'nin dün açıkladığı belediye başkan adayları üzerinden CHP'nin yerel seçim stratejisini yazdı.

Abdulkadir Selvi'nin "Kılıçdaroğlu kime göz kırpıyor?" başlıklı köşe yazısı şöyle:

"PARTİ meclisindeki tartışmaların ardından CHP’nin İstanbul, Ankara, Adana ve Antalya adayları belli oldu.

Sürpriz yok. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu, Adana’da Zeydan Karalar, Antalya’da ise Muhittin Böcek oldu. Ankara’da ise sancılı bir sürecin sonunda Mansur Yavaş aday gösterildi. İttifak görüşmelerinde Ankara, bir ara İYİ Parti’ye gitti-geldi, sonra başka isimler konuşuldu ama başından beri Kılıçdaroğlu’nun gönlündeki isim Mansur Yavaş’tı. Kılıçdaroğlu ne dediyse o oldu, CHP Lideri listelere damgasını vurdu.

Yerel seçimlere gidilirken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ince bir strateji uyguladığı dikkati çekiyor. Buradaki “ince”, Muharrem İnce değil elbette ki.

İYİ Parti ile ittifak yapan CHP Lideri diğer yandan da Saadet Partisi ile ilişkilerini sıcak tutuyor. Temel Karamollaoğlu iki parti arasında “dirsek teması” olduğunu açıklamıştı. Kılıçdaroğlu aynı zamanda 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le görüşerek “muhafazakâr kentli seçmene” mesaj veriyor.

CHP Lideri Türkçe ezan tartışmasını başlatan Öztürk Yılmaz’ı jet hızıyla partiden ihraç etti. Ezanın aslının Arapça olduğunu söylemek suretiyle seçimlerde “CHP-din düşmanlığı” tartışması açılmasının önüne geçmeye çalıştı.

CHP Lideri cumartesi günü de Erzurum’a gidecek, Çat Belediye Başkanı Arif Hikmet Kılıç tarafından yaptırılan “İslami Eserler Müzesi”nin açılışını yapacak.

2014 yerel seçimlerinde CHP adayı Mansur Yavaş’ın önemli oranda ülkücü-muhafazakâr seçmenin oyunu alarak, seçimleri kıl payı kaybettiğini unutmamak lazım.

Kılıçdaroğlu’nun muhafazakâr ve Kürt seçmenlere yönelik açılımının önünde engel olarak yine CHP duruyor. Tek parti dönemi başta olmak üzere CHP’nin geçmişi, muhafazakâr kesimle buluşmasına en büyük engeli teşkil ediyor. Tek parti döneminden bagajı dolu olduğu için Kürt seçmenle olan ilişkisi sorunlu oluyor.

Bu iş sadece Kılıçdaroğlu’nun göz kırpmasıyla başarılabilecek bir iş değil. Buna uygun söylem ve politikaların oluşturulması lazım. Bir de samimiyet sorunu var. 2009 seçimlerinde İstanbul Eyüp’te başlatılıp Mersin’de son bulan çarşaf açılımında olduğu gibi. CHP’de bu tür açılımlar konjonktürel olarak görülüyor, seçimden seçime hatırlanıyor. Böyle olunca da inandırıcılık sorunu yaşanıyor.

ERDOĞAN ETKİSİ

Kılıçdaroğlu’nun muhafazakâr ve Kürt açılımının önünde en büyük engel olarak ise Cumhurbaşkanı Erdoğan duruyor. Erdoğan denilince muhafazakâr kesimde akan sular duruyor. Saadet Partisi’nin bir türlü büyüyememesinin en büyük nedeni Erdoğan. Çünkü Erdoğan ile muhafazakâr kesim arasında “sözde değil özde” bir beraberlik söz konusu. Aynı dili konuşuyor, aynı yaşam tarzının içinden geliyor, aynı mücadeleyi veriyorlar. Dindar kesim, Erdoğan’ı inançlarını rahat bir şekilde yaşayabilmenin güvencesi olarak görülüyor. 28 Şubat’ın mağduru, başörtüsü yasağını kaldıran kişi, okullara Peygamberimizin hayatı ve Kuran’ı ders olarak koyan lider. Bununla mücadele edilir mi? Erdoğan’ın taziye ziyaretinde Kuran-ı Kerim okuması WhatsApp gruplarında elden ele dolaşıyor. Ancak 16 Nisan referandumundan bu yana muhafazakâr-kentli seçmenin tercihlerinde bir değişim gözleniyor. Ama bunlar CHP’ye de sıcak bakmıyor.

İMAMOĞLU VE YAVAŞ PROFİLİ

Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş profiline baktığımızda Kılıçdaroğlu’nun merkez sağdan gelen adaylara öncelik verdiği anlaşılıyor. Karadenizli, annesi başörtülü, Anadolu muhafazakârı bir aileden gelen İmamoğlu ile sadece İstanbul seçmenine; ülkücü kökenini inkâr etmeyen, hatta ön plana çıkaran Mansur Yavaş ile de yalnızca Ankaralılara mesaj vermiyor.

Aynı zamanda bize yerel seçim stratejisinin ipuçlarını veriyor. İstanbul’da ilçe belediye başkan adayları açıklandığında bunu daha net göreceğiz. Kılıçdaroğlu, yerel seçimlerde merkez sağ seçmene ve Kürt oylarına göz kırpıyor."

Yazıyı Hürriyet'te okumak için TIKLAYIN