İnce: Rusya-Ukrayna arasında savaş çıkarsa ekmek 25 lira olur
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni ziyaret etti. İnce, öğrencilerin daveti üzerine bir süre kantinde oturup öğrencilerin sorularını yanıtladı.
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni ziyaret etti. Prof. Dr. İpek Özkal Sayan'la birlikte fakülte yönetimi ve öğretim üyeleriyle görüşen İnce, okulun kantininde öğrencilerle sohbet etti.
Rusya-Ukrayna arasında savaş çıkması durumunda Türkiye'de ekmek fiyatının 25 liraya kadar yükseleceğini söyleyen İnce, bu maliyet artışlarının önüne geçebilmek için üretimin arttırılması gerektiğini söyledi.
İktidarın ve muhalefetin gıda fiyatlarındaki çözüm önerilerini eleştiren İnce, “Bunlar sivrisineğin ağzına ilaç sıkıyorlar. Ben de diyorum ki bataklığı kurutalım. Tarlada ekilmezse rafta pahalı olur. Onu ektirmeliyiz. Önce üretmeliyiz. Öyle ucuzlar.” diye konuştu.
“İLETİŞİM VERGİSİ ALINMAMALI”
“Bir yaş grubunu anlamak için onları dinlemek lazım” diyen İnce, üniversite öğrencilerinden iletişim vergisinin alınmaması gerektiğini söyledi. İnce, “Yapmamız gereken işler neler. Bunu doğru tespit etmeliyiz. Örneğin üniversite yaşamı boyunca iletişim vergisi olmamalı. İletişim vergisini üniversite öğrencisi ödemez. Telefonunda bilgisayarında bunu ödememeli. Onu biz ödemeliyiz. Bizimki iki katı olmalı gerekirse. Ama öğrenci bunu ödememeli. Buradan başlamalıyız” dedi.
“ÜRETİMDEN YANAYIM”
Rusya ile Ukrayna arasında savaş çıkması durumunda önümüzdeki yıl ekmeğin 25 liraya kadar yükseleceğini belirten İnce, bu yükselişinin önüne geçmek için üretimin desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Yılda 4 milyon ton buğdayın ithal edildiğini söyleyen İnce, şu ifadeleri kullandı:
* Ukrayna-Rusya krizi kapıda. Savaş çıkarsa seneye ekmek 25 lira olur. 23 milyon ton buğday tüketiyoruz biz. 19 milyon ton üretiyoruz. 4 milyon tonu dışarıdan geliyor ve buğdayın ana vatanındayız.
* Arkadaş, sen Ukrayna'dan Rusya'dan buğday alıyorsan bu ekmek ucuz olmaz. O zaman bu buğdayı ekmemiz lazım. Buğdayı neden ekemiyoruz. Tohum pahalı ilaç pahalı, elektrik pahalı, mazot pahalı. Olmaz. AB, 500 milyon, 20 milyonu tarımla uğraşıyor. O, 480 milyon o 20 milyona ucuz mazot veriyor. Bunu vermeye mecburuz. Benim arabamın mazotuyla traktörün mazotu aynı olamaz. O ucuz olmalı. Ben üretimden yanayım.
* Mesela Erdoğan'la Kılıçdaroğlu'nun bir farkı yok ki. Erdoğan şöyle diyor ‘marketler stok yapmayın, cezayı basarım’, Kılıçdaroğlu, ‘marketler ucuza verin, ben gelince parasını ödeyeceğim’.
* Ya sorun markette değil ki. Sorun tarlada. Ben diyorum ki hayır, marketle uğraşmayın. Kaynağına gidin. Bunlar sivrisineğin ağzına ilaç sıkıyorlar. Ben de diyorum ki bataklığı kurutalım. Tarlada ekilmezse rafta pahalı olur. Onu ektirmeliyiz. Önce üretmeliyiz. Öyle ucuzlar.
“SAMİMİ MİSİNİZ?”
“Bir öğrencinin, “Davranışlarınız çok samimi. Bir lise öğrencisinin sorusunu çözmüştünüz. Bunlar planlı mı yoksa gerçekten samimi ve içten mi” sorusunu şöyle cevaplandırdı:
* Yolda çocuğun fizik sorusu varsa fizik sorusunu çözerim. Pazarcı menemen yapmış sandığın üzerinde ekmeği banıyorsa ben de banarım.
* Boğazda yemek yemek gerekiyorsa onu da yerim. Sanayideki çocukları da Nişantaşı kafesindeki çocukları da anlamak istiyorum. Onun için böyle yaşıyorum.
İnce, ayrıca iki seçimde partisini birinci parti yapamayan genel başkanın gideceğini aktararak, “Bizim partimizde şu an da iki seçimde birinci parti yapamazsa genel başkan gider. Birinci parti yapıyorsa on yılda kalsın. 20 yılda kalsın. Birinci parti yapıyorsa neden gitsin ki” dedi.