İnce'nin sosyal medya ekibi ilk kez konuştu
CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin paylaşım rekorları kıran sosyal medya ekibi ilk kez konuştu.
Al Monitor- Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin kampanya sürecindeki paylaşımlarıyla dikkat çeken sosyal medya ekibi, ilk kez bir ‘röportaj’ verdi. İsimlerinin açıklanmaması kaydıyla gazeteci Pınar Tremblay ile internet üzerinden görüşen ekip, isimlerinin niçin ’10. Kat’ olduğunu anlattı; “Biz huzurlu, mutlu, üretim ekonomisine sahip, çağı yakalayan bir ülkenin yurttaşları olmak istiyoruz. Bunu anlayan, başarma cesareti gösteren, insana ve insanlığın evrensel değerlerine önem veren kişinin Muharrem İnce olduğunu biliyoruz. Bu nedenle onun kampanyasında hiçbir karşılık beklemeden gönüllü olarak günde 19-20 saat çalışıyoruz” dedi. Gençler, “Aslında bu kampanya hepimizin, tüm Türkiye’nin kampanyası; herkes bir şey üretiyor, paylaşıyor ve birbirine destek oluyor” ifadelerini kullandı.
Pınar Tremblay, “Ekipteki gençler Al-Monitor’un sorularını isimlerinin açıklanmaması kaydıyla hep birlikte yanıtladı. Zira Türkiye’deki mevcut baskı ortamında muhalefet saflarında olmanın bedelini ağır bir şekilde ödemekten korkuyorlar” ifadelerini kullandı; ekipteki gençlerin bir kısmının yüksek lisans öğrencisi olduğunu, bir kısmının özel sektörde çalıştığını, günün 24 saatini kampanyaya adamış durumda olduklarını yazdı.
‘KONUSUNDA UZMAN, 12 GENCİZ’
İsminiz niçin 10. Kat? Bize kendinizi tanıtır mısınız?
10. Kat ekibini cumhurbaşkanı (adayımızın) adaylık açıklamasından kısa bir süre sonra kampanyanın sosyal medya kısmının sorumluluğunu almak üzere oluşturduk. Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen konusunda uzman 12 gençten oluşan gönüllü bir ekibiz. Ekibimize İstanbul’da kampanyayı yürüttüğümüz binanın 10. katında olduğumuz için bu ismi verdik.
Hepimiz Türkiye’nin orta sınıfı olarak değerlendirilen, emek yoğun yaşayan ailelerin çocuklarıyız. Dünyada x ve y olarak adlandırılan kuşağa ait gençleriz. Hamurunda halk kültürü olan, bu kültürü evrensel değerlerle besleyen insanlarız. Biz geleneksel iletişim mecralarının içine doğmuş, yeni medya ile yol almış geçiş dönemi nesliyiz. Teknoloji ve teknolojik gelişimin ekonomi-politik yansımalarını yakından izleyen, yaşadığı ülkede ve kentte bu gelişimi gözlemleyen gençleriz.
Her birimiz farklı akademik alanlarda, (iletişim, arkeoloji, mühendislik, kamu yönetimi gibi) eğitim almış kişileriz. Kişisel olarak farklı ilgi alanlarımız söz konusu: Sosyal sorumluluk projeleri, siyaset, felsefe, dijital aktivizm, müzik (ekibin ortak ilgili alanı enstrüman çalan sayısı fazla) bisiklet, e-spor, rugby ve elbette gastronomi ile de aramız iyidir ????
‘TÜRKİYE’NİN ÖZLEDİĞİ KAVGADAN UZAK GÜNLER…’
Sosyal medya ekibi olarak beş-altı hafta gibi bir sürede Türkiye siyasetinin akışını değiştirdiniz. Bu kadar ağır baskı ortamında, olumlu, güler yüzlü, gülümseten imajlar yarattınız. Bunlardan örnekler verebilir misiniz, sizce en başarılı çalışmalarınız hangisiydi? Neden bu kadar derin bir etki yarattınız?
Türkiye siyasetinin akışını değiştiren cumhurbaşkanı adayımız Muharrem İnce’nin tarzı, üslubu, cesareti, ülkesine olan sevgisi ve gençlere olan inancıydı. Biz bu süreçte bunların görünür olmasına aracı olduk. sosyal medya ekibi olarak mizah ile pozitif bir dil kurguladık. Aynı zamanda duygusal içeriklerle insanların duygu dünyasına seslendik.
Türkiye’nin özlediği kavgadan uzak, eleştirirken gülümseten, gelecekten bahseden, hayalleri olan, umutla yeni bir sabaha uyanılan günlerdi. İçinde bulunduğumuz seçim kampanyası ülkemize bunu verdi ve bir dip dalgası başlattı. Biz de sosyal medyada özlemini çektiğimiz ülkeyi anlatmaya ve yaşatmaya çalışıyoruz.
‘HUZURLU BİR ÜLKENİN YURTTAŞLARI OLMAK İSTİYORUZ’
Amacınız nedir? Yani elbette Muharrem İnce’nin seçimi kazanması ama onun ötesinde ekibinizin varoluş fikirleri nelerdir?
Türkiye’miz büyük ve önemli bir kararın eşiğinde. Biz huzurlu, mutlu, üretim ekonomisine sahip, çağı yakalayan bir ülkenin yurttaşları olmak istiyoruz. Bunu anlayan, başarma cesareti gösteren, insana ve insanlığın evrensel değerlerine önem veren kişinin Muharrem İnce olduğunu biliyoruz. Bu nedenle onun kampanyasında hiçbir karşılık beklemeden gönüllü olarak günde 19-20 saat çalışıyoruz.
Yürüttüğümüz sosyal medya kampanyasıyla herkese şu mesajı vermek istiyoruz: Etik İletişim. Geleneksel ve sosyal medya tekrar, olması gerektiği gibi etik ilkeler ve şeffaf prensipler üzerinde yükselmelidir. Geleneksel medyanın ve sosyal medyanın manipülasyonlar, algı yönetimleri, kara propagandalar üzerinden değil farklı görüş ve kanaatlerin açık bir şekilde kendilerini ortaya koydukları, bir saygı çerçevesinde kendilerini ifade ettikleri, demokrasi kültürünü besleyecek bir kamusal alan olma özelliğini tekrardan kazanması gerektiğini düşünüyoruz.
‘MUKTEDİRLER İLETİŞİMİ HEP KONTROL ETMEK İSTER’
Türkiye’de sosyal medya uzun süredir çok yoğun bir “AK Troll” baskısına maruz. Negatif kampanya mesajları ile nasıl baş ediyorsunuz?
Sosyal medyanın tüm mecralarında sadece Türkiye’de değil birçok ülkede manipülatif çalışmalar yapılmakta. Buna karşı en doğru mücadele sağlıklı ve doğru bilginin verildiği mecralar oluşturmak ve etik iletişimden asla ve asla vazgeçmemektir. Temel kişi hak ve özgürlükleri iletişimin vazgeçilmezi olmalıdır. Dünya tarihinde iletişim devrimlerinin yaşandığı tüm dönemlerde bu değişim ilk etapta muktedir olanlar için korkutucu olmuştur. Muktedir olanlar yeni iletişim biçimlerini ve alanlarını hep kontrol altına almak istemiştir. Lâkin tarihin bize öğrettiği bir şey var ki ne kadar hükmetmek isteseler de bunu başaramamışlardır. Doğru bilgiye ulaşmak gayesi hep baki kalmıştır. Bugün de bakidir.
‘BU KAMPANYA HEPİMİZİN’
Yürüttüğünüz kampanyayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Her paylaşımla beraber, yapılan yorumlar ile birlikte binlerce yeni içerik üretiliyor. Bu durum kampanyayı herkesin katkı sunduğu kitlesel bir kampanya haline dönüştürüyor. Tüm yorumları ve üretilen içerikleri büyük bir titizlik ve özenle takip ediyor, tüm önerileri önemseyerek değerlendiriyoruz. Aslında bu kampanya hepimizin, tüm Türkiye’nin kampanyası; herkes bir şey üretiyor, paylaşıyor ve birbirine destek oluyor.