'İndirimlerle mutfaktaki yangın sönmez'
"Erdoğan, 59 bin TL’lik maaşı ile geçinemiyor ve maaşına yüzde 26 zam yaptırarak 75 bin TL’ye çıkartıyorsa, ücretlilerin de en az yüzde 26 zam beklemesi hakkıdır."
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, hükümetin enflasyonu düşürmek için başlattığı, “Enflasyonla Topyekün Mücadele Kampanyası”na rağmen Ekim ayı enflasyonun yüzde 25’leri geçtiğini belirterek, “Araba, konut, mobilya gibi sektörlerde kampanyalar yaparak, halkın büyük çoğunluğunu oluşturan orta ve alt gelirli kesimin mutfağındaki yangını sönmez” dedi.
Erdoğdu TÜİK tarafından bugün açıklanan enflasyon rakamları ile Ekim ayında bir önceki aya göre fiyat artışının yüzde 2.67, yıllık TÜFE de ise yüzde 25,24’e yükseldiğine işaret ederek şunları söyledi:
“Ekim ayı sonunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yönetimi, konut satışında KDV oranlarında yüzde 18'den 8'e indirim uygulamasının devam etmesine, tapu harçlarının yüzde 4'ten 3'e indirilmesinin yılsonuna kadar devam etmesine, mobilyada KDV’nin yüzde 18'den 8'e inmesine, beyaz eşyada ÖTV’nin yıl sonuna kadar sıfırlanmasına, 1600 CC altı motorlu araçlarda ÖTV uygulamasında 15'er puanlık indirimlere ve ticari araçlarda KDV’nin yüzde 1'e inmesine karar vermişti. Bu kararlar iç piyasanın canlanmasına katkı sunacak olsa da kayda değer vergi kayıpları nedeniyle hem YEP’in tasarruf hedefleriyle çelişiyor hem de halkın yüzde 80’nini oluşturan orta ve alt gelire sahip sınıfın mutfağındaki yangını söndürmüyor.”
Fiyatların zaten tepe noktasına geldiğini bu nedenle indirimlerin etkisinin sınırlı olmasının normal olduğunu ifade eden Erdoğdu, “Krizi çağıran ekonomik politikaları senelerce sürdürdükten sonra, üst gelir grubuna hitabeden indirimlerle kısa vadede enflasyonun düşeceğine dair beklenti zaten gerçekçi değildi. Maaşlara yapılacak enflasyon farkı için sadece 3 ay bazı kalemlerde indirim yapmanın halk için olmadığı bugün açıklanan makyajlanmış rakamlarla ortaya çıktı. Üstelik TÜFE endeksinde yer alan ürünlerin fiyatlarının indirilmesi konusunda yaptıkları baskının sonucunda ulaşabildikleri rakam bu” diye konuştu.
NİSAN SEÇİMLERİ ENFLASYONU KÖRÜKLEDİ
Ekonominin yapısal sorunlar nedeniyle bir kriz yaşadığını anlatan Erdoğdu, AKP’nin kronikleştirdiği dış borç-cari açık eşliğindeki ithalata bağımlı üretim-tüketim ekonomisinin kur krizine girmesinin normal olduğunu söyledi. “Kurdaki ani yükselişin de tüketici fiyatlarını aniden yükseltmesi de bütün bunların olağan sonucuydu” diyen Erdoğdu şu görüşleri dile getirdi:
“Ancak, AKP’nin ekonomik modelini çıkmaza sokan da gene AKP’nin kendi uyguladığı siyaset. 15 Temmuz 2016 darbe girişimi dönemecinden bu yana Türkiye ekonomisindeki fiyatlama davranışları hızla bozuldu. Bunun ve enflasyon artışının iki dönüm noktası Kasım 2016’daki referandum kararı ve Nisan 2018’deki seçim kararları. Şubat 2003 ile Haziran 2016 arasındaki 161 ayda aylık TÜFE artışı ortalaması 0,68’ken. Temmuz 2016 ile Ekim 2018 arasındaki 28 ayda aylık TÜFE artışı ortalaması 1,30. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Kasım 2016’daki anayasa değişikliği çağrısından bu güne geçen 23 aydaki aylık TÜFE artışı ortalaması ise 1,46. Erken genel seçim kararının alındığı Nisan 2018’den bu yana geçen 7 aydaki aylık TÜFE artışı ortalaması 2,56. Son bir yıllık değişime bakıldığında, endeksteki yıllık yüzde 25,24’lük artış yüzde 6,99’u seçim kararının alındığı Nisan 2018’e kadar gerçekleşti. Geriye kalan yüzde 18,26’lık artış ise seçim kararı sonrasında gerçekleşti. Yani erken seçim karar sonrasında fiyatlardaki artış 2,5-3 katına çıktı.”
Ücret artışlarının açıklanan bu enflasyon oranlarının gerisinde olması halinde krizin faturasının ücretlilere yıkılmış olacağını kaydeden Erdoğdu şöyle devam etti:
“Asgari ücret hesaplamaları 2 bin TL’lik ücret baz alınarak yapılmalı. 1600 TL’nin üzerine yapılacak zammın asgari ücretle geçinen geniş kesimin kayıplarını telafi etmesi mümkün değil. O nedenle asgari ücreti 2 bin TL gibi kabul ederek, onun üzerine zam hesaplaması yapılmalı. Emekli ve diğer ücretlere de en az Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yapılan zam kadar bir ücret artışı gerçekleştirilmeli. Milyonlarca TL ödeneği olan, örtülü ödenek elinin altında olan Erdoğan, 59 bin TL’lik maaşı ile geçinemiyor ve maaşına yüzde 26 zam yaptırarak 75 bin TL’ye çıkartıyorsa, ücretlilerin de en az yüzde 26 zam beklemesi hakkıdır.”