'İnsanların hayatı tehdit altında' diyen Ekrem İmamoğlu: Acilen harekete geçilmeli
"İnsanların hayatı tehdit altında. Acilen harekete geçilmeli" diyen İmamoğlu, İstanbul'da 1999 depremi öncesinde yapılmış 800 bine yakın konut var. Bu eski yapı stokunun yenilenmesi için acilen harekete geçilmesi gerektiğini kaydetti.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Belediyesi ve KİPTAŞ A.Ş. arasında imzalanan “Gürpınar Siteler Bölgesi Protokol İmza Töreni”ne katıldı. Beylikdüzü Belediyesi Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen imza töreninde, ilk konuşmaları Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ile KİPTAŞ Genel Müdür Ali Kurt yaptı.
İmza törenine “şahit” sıfatıyla katılan İmamoğlu, yaptığı konuşmada, “Elbette şahit olmak önemli. Her iki tarafa da kefil olmak anlamına geliyor. Her iki tarafa da en üst seviyede kefilim. Bu işin de bir an önce, yazılanın, çizilenin ötesinde, daha erken bir biçimde tamamlanmasını yürekten arzu ediyorum” ifadelerini kullandı.
İNSANLARIN HAYATI TEHDİT ALTINDA
İmamoğlu törende yaptığı konuşmada dönüşüm sürecinin belirlendiğinden de erken bitirileceğine inandığını kaydetti. Kendisinin protokolün “şahidi” olduğunu kaydeden İmamoğlu depremin can alıcı yakıcılığına vurgu yaptı. İmamoğlu, tespitlerine göre İstanbul'da 1999 depremi öncesinde yapılmış 800 bine yakın konut olduğunu, bu eski yapı stokunun yenilenmesi için bütüncül bir mücadele gerektiğini belirtti. Depremin siyaset üstü bir mesele olduğunu ifade eden İmamoğlu, “İnsanların hayatı tehdit altında. Acilen harekete geçilmeli. Yeter ki insanlar zarar görmesin, acılar yaşanmasın, bu yolda isterlerse insanlar bana oy vermesinler ama bu işi çözülsün. Bu durum siyaset üstü bir mesele” dedi. Bu işin sadece ilçe belediyelerinin, büyükşehrin altında kalkabileceği bir durum olmadığını merkezi yönetimin, iktidarın herkesin içinde yer alacağı hep beraber yönetilmesi gereken bir durum olduğunu belirten İmamoğlu, siyasi iktidarın bu konuda gerekli adımları atmadığını söyledi.
İSTANBUL DEPREMİ BAĞIMSIZLIK MESELESİDİR
İBB Meclisi’ndeki iktidar temsilcilerinin kendi projelerini siyasi kaygılarla engellediğini belirten İmamoğlu, “İstanbul depremi bir bağımsızlık meselesidir. İstanbul Yüz milyarlarca dolarlık kayıp olur, binlerce on binlerde can kaybı yaşanır. Bu ülke bunun altından nasıl kalkar. Kimse siyasi nara atmasın. İşbirliği yapalım. Ama bir akıl tutulması yaşanıyor. Çalışmalarımız, planlarımız engelleniyor, reddediliyor. Kınıyoruz onları. Garip bir siyasal sarmal yaşanıyor” ifadelerini kullandı.
“260 DAİRENİN DÖNÜŞÜMÜ SAĞLANACAK”
Yapılacak çalışmayla 260 dairenin dönüşümünün sağlanacağını aktaran İmamoğlu, “Bu rakam İstanbul için ne yazık ki önemli bir sayı değildir. İstanbul'da 99 depremi öncesinde yapılan yapı sayısı 800 binin üzerinde. Bu sayıyı düşündüğümüzde, 260 dairenin dönüşümü tabii ki çok yüksek gözükmüyor” dedi. Gürpınar’daki sorunu, ilçe başkanlığı ve belediye başkanlığı döneminde yakından takip ettiğini belirten İmamoğlu, yapıları ilk gördüğünde “şok” yaşadığını kaydetti. Binaların dışarıdan modern göründüğünü, ancak içeride harap halde olduklarını gözlemlediğini ifade eden İmamoğlu, “İtiraf edeyim; girmediğim ev kalmadı ama her apartmana girdiğimde, bir taziyeye, bir ‘geçmiş olsun’a gittiğimde, girişimle çıkışımın arasını en az nasıl tutabiliriz kaygılarıyla oraya birçok ziyarette bulundum” diye konuştu. Bölgede 5 bine yakın insanın yaşadığının bilgisini paylaşan İmamoğlu, buralarda “değişecek hayatların” tüm şehre yayılması gerektiğinin altını çizdi.
“BU BİR MASAL DEĞİL”
O dönemde İBB Meclisi’nde bölgeyle ilgili verdiği mücadeleden söz eden İmamoğlu, “Burada çok zor günler geçirdik. Bir kararı Büyükşehir'e götürdük. 8 ay bekledim. 8 ay sonrası için de ısrarla dedim ki, ‘Arkadaşlar, bütün komisyon üyelerini alın, getirin. O binaların altındaki betonu görsünler. Nerede oturdukları hissetsinler’ dedim. Bir plan teklifiyle, gayet insani bir teklifle gittik. O insanları buraya davet ettik. Komisyondaki arkadaşlar, ‘Bizim buraya dönüştürmemiz lazım. Hemen bu kararı çıkartmamız lazım’ diyerek geri gittiler. Buna şahit olan arkadaşlarımız var. Hangi siyasi partiden olursa olsun; ne olduysa bunu anlatıyorum. Çünkü bu bir masal değil, yaşadığım şey” dedi.
“TEŞEKKÜR ETMEYİ BEKLERKEN, TEKLİFİ REDDETTİLER”
Konunun İBB’de görüşüleceği 16 Haziran 2017 günü, Meclis’e “teşekkür” konuşması yapmaya gittiğini aktaran İmamoğlu, “Teşekkür etmeyi beklerken, ‘Biz, bu maddeyi geri çekiyoruz’ dediler; sadece o maddeyi. Sonra kürsüye çıktım, feryat ettim. Hiçbir siyaside cevap yok, tık yok. Ben, siyaseti gizli kapılar ardından yapmadım, yapmayacağım da. Benim burada siyasi arkadaşlarım var. ‘Siyaseten bunu geçirirseniz, burada Ekrem İmamoğlu güçlenecek’ diye lafları edip, oradaki siyasi grupları ikna ettiren, geri çektiren, siyasi irade. Basit bir siyasi iradeden bahsediyorum. O yüzden feryat ediyorum orada” ifadelerini kullandı.
“DEPREM KONSEYİ” TALEBİNİ YİNELEDİ
Deprem ve kentsel dönüşüm konularının siyaset üstü ve seferberlik isteyen konular olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, Bakanlık öncülüğünde bir Deprem Konseyi kurulması talebini yineledi. Kimsenin kafasını kuma sokma hakkı olmadığını belirten İmamoğlu, “Cumhurbaşkanı açıklama yapıyor, 5 Mayıs'ta diyor ki; ‘Biz, 975.000 bina yaptık Türkiye’de.’ Diyor ama, daha 6,5 milyon binayı dönüştürmek zorundayız. Kaç yılda yaptınız? 18 yılda. 6,5 milyon bina için ne kadar zamana ihtiyacın var; 120 sene. 120 senede nasıl çözeceğiz depremi? O yüzden diyorum ki; bu işi Cumhurbaşkanlığı, Bakanlık, Büyükşehir Belediyesi çözemez. Bu iş ilçe belediyesi çözemez. Bu işi TOKİ, KİPTAŞ çözemez. Bu işi, hep beraber çözebiliriz” dedi. Vatandaşın kendi evini dönüştürebilecek sistemlerin devreye alınması önerisinde bulunan İmamoğlu, “Müteahhit ve birtakım finans sektörlerinin sisteme dair bir güvence oluşturduğu ortamda, bir teminat oluşturduğu ortamda öyle bir sistem kurarsınız ki, bu iş çok hızlı yürür ve çözülür” diye konuştu. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile bir araya geldiklerinde Deprem Konseyi önerisini sunduğunu ve kabul gördüğünü kaydeden İmamoğlu, sonrasındaki süreçte bir gelişme yaşanmadığını vurguladı.
“1999 DEPREMİ, 2001 KRİZİNİ GETİRDİ”
Depremin Türkiye’nin bağımsızlık sorunu olduğunu belirten İmamoğlu, 1999 Marmara Depremi’nin Türkiye’ye 2001 krizini getirdiği uyarısında bulundu. Asıl konunun kaybedilecek canlar meselesi olduğunu vurgulayan İmamoğlu, her kişi, kurum ve kuruluşu üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye davet etti. KİPTAŞ’a ve Beylikdüzü Belediyesi’ne, protokol nedeniyle teşekkür eden İmamoğlu, “Yarım kalan süreci tamamladılar. Allah utandırmasın. Sonucu önemlidir. Bugünkü imzalar, sadece bir motivasyondur. Bu işe katkı sunacak özel sektör temsilcilerini de biliyorum, tanıyorum. Onlarında sırtını sıvazlar. Bu tür işlerin, ticari kazanımının ötesi manevi kazanımdır. Başarılar diliyorum. Umut ediyorum, en hızlı şekilde o evler bittiğinde gideriz, korkusuz, tereddütsüz orada yaşayan insanların çayını kahvesini birlikte içeriz” ifadelerini kullandı.