İş bulma umudu kalmayanların sayısı yüzde 118 arttı

Abone ol

TÜİK'in yayımladığı 2020 yılı işsizlik rakamlarına yansıyan veriler, Türkiye'de işsizliğin nasıl bir boyuta ulaştığını gözler önüne seriyor.

TÜİK'in yayımladığı 2020 yılı işsizlik rakamlarına yansıyan veriler, Türkiye'de işsizliğin nasıl bir boyuta ulaştığını gözler önüne seriyor.

BirGün'den Ozan Gündoğdu'nun haberine göre, TÜİK, işsizliği anketler aracılığıyla tahmin ediyor. Buna göre TÜİK’in anketine “iş olsa çalışırım ancak iş aramıyorum, çünkü iş bulma ümidim yok” diyen kişi sayısı 2019’da 627 bin olarak tahmin edilmişti. Bu sayı 2020’de yüzde 118’lik rekor artışla 1 milyon 369 bine yükselmiş durumda. İş aramama gerekçesi yalnızca ümitsizlik değil. Ev kadını olma, öğrencilik, emeklilik gibi nedenler yüzünden de insanlar iş arayamayabiliyor. Ancak bu kişiler iş teklif edilse çalışırlar mıydı? TÜİK anketinde bu soruya da yanıt aranıyor. Buna göre TÜİK anketine “İş aramıyorum çünkü ev işleriyle meşgulüm, öğrenciyim, emekliyim ancak iş olsa çalışırım” diyen insanların sayısı 2019’da 1 milyon 659 bindi. Bu sayı 2020’de yüzde 72 oranında artarak 2 milyon 850 bine yükseldi.

Ülke halkı ne iş olsa yapmaya başladı. 2020 parça başı işlere yoğunluk verilen yıl oldu. Haftada 40 saatten az çalışan ve daha fazla süre çalışmak istediğini beyan edenleri TÜİK, “zamana bağlı eksik istihdam” olarak tanımlıyor. Bu kişilerin sayısı 2019’da 364 bindi. Bu sayı 2020’de yüzde 243’lük artışla 1 milyon 251 bine yükseldi. Hem ümitsiz işsizler, hem de zamana bağlı eksik istihdam ölçüm tarihinin açık ara farkla rekorunu kırmış durumda.

İşgücünde böylesi bir yıkım dar tanımlı işsizlik verilerine yansımadığı için iktidar medyası tarafından ustaca gizleniyor. Ancak işsiz sayısındaki düşmeye karşılık istihdamdaki düşüş tüm gerçeği gözler önüne seriyor. 2019’da istihdam edilenlerin sayısı 28 milyon 80 binken bu sayı 2020’de nüfusun artmasına, ekonominin ‘sözde’ büyümesine rağmen 26 milyon 812 bine geriledi. Bu haliyle 2020 yılı boyunca en az 1 milyon 268 bin kişi işinden oldu.

BUNALIM DERİNLEŞECEK

Böylesi bir yıkıma karşılık 2021’in ilk çeyreği geride kalırken bunalımın derinleşeceği ortada. 2019, döviz kurlarının yüksek faizle dizginlendiği ancak işsizliğin rekor seviyelere çıktığı yıl olarak kayıtlara geçmişti. Aradan geçen 2 yılın ardından durum daha vahim noktaya geldi. 2019’un temmuz ayında görevden alınan TCMB Başkanı Murat Çetinkaya’nın ardından 3’üncü başkan koltuğuna oturdu. Artık para politikası ne yapılırsa yapılsın dikiş tutmuyor. Faizleri düşürerek piyasayı hareketlendirmek isteyen iktidar, bu politikasını finanse edecek kaynakları da önceki aylarda tüketti. Bu haliyle faizleri düşürmenin büyük bir döviz krizine dönüşeceğinin sinyalleri hafta başı itibariyle görüldü. Yerli parasını istikrara kavuşturması artık hayal olan Türkiye, 2021 yılında hem yüksek faiz hem yüksek enflasyonla birlikte eşi benzeri görülmemiş bir işsizlik dalgasını tecrübe edecek.

Ekonomist Yalçın Karatepe: Bu düzen değişmedikçe ekonomik riskler yüksek seyredecek Ekonomi Borsa İstanbul'da satış düzenlemesi: İşte bugün geçerli olacak kural Ekonomi Yılmaz Özdil'den Merkez Bankası'na başkan önerisi Ekonomi Perakende ve turizmde kriz! Ekonomi