İsmail Saymaz: Bülent Ersoy, Erdoğan ve Soylu'nu sözlerine kıs kıs gülüyor olsa gerek
Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz, bugünkü köşesinde Boğaziçi Üniversitesi üzerinden dönen LGBTİ tartışmalarına değinerek Bülent Ersoy'un iktidar ile ilişkilerini yazdı.
Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz, bugünkü köşesinde Boğaziçi Üniversitesi üzerinden dönen LGBTİ tartışmalarına değinerek Bülent Ersoy'un iktidar ile ilişkilerini yazdı.
Saymaz'ın "Hafif ruj, biraz demokrasi" başlıklı köşe yazısı şöyle:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi'ne atadığı partili rektör Melih Bulu'ya yönelik eylemler karşısında öfkesini hiç gizlemedi. Lezbiyen Gay Biseksüel Transeksüel (LGBT) kimlikli öğrencileri kastederek, “LGBT, yok öyle bir şey. Bu ülke millidir ve manevidir” diye konuştu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da geri kalmadı.
“Bu topraklarda LGBT diye bir şey var mı? Bu cereyan Amerika ve Avrupa'dan Türkiye'ye pazarlanan bir cereyan” diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise eşcinselliğe aman vermemeye ant içmişti. “Bu tür çirkinliklerin özellikle gençlere normal bir şey gibi sunulması toplumsal düzenimize ve milletimizin asil karakterine saldırıdır” dedi.
Bülent Ersoy, bu sözler karşısında kıs kıs gülüyor olsa gerek…
CUNTANIN LİSTESİNDE
Türkiye, bir kurşun ve bomba sağanağı içinde 12 Eylül'e doğru ilerlerken, darbeden 9 gün önce İzmir Fuarı'nda sahneye çıkan Ersoy, seyircilere göğüslerini gösterdi.
Bütün memleket çalkalandı.
Cunta, solcular ve sağcıların yanı sıra Ersoy'u da kırmızı listeye aldı.
Ocak 1981'de İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne getirilen Ersoy'a, “Sahneye makyaj ve tuvaletli olarak çıkmaması konsunda son kez uyarıldı.”
Kadın kılığında sahneye çıkarsa çalıştığı gazino kapatılacaktı.
Ersoy, “Bir daha sahneye çıkmayacağım” dese de…
Direnecekti.
LONDRA'DA AMELİYAT
Nisan 1981'de Londra'da cinsiyet değişikliği ameliyatı geçirerek, 12 Eylül'cülere kafa tuttu. Operasyondan sonra Cumhuriyet'e verdiği demeçte, “Londra'da yeniden doğdum. İlki de bir salı günü imiş. O salı Türkiye'de Necla hanımdan doğmuşum. Bu salı ise İngiltere'de Doktor Philip'ten” dedi.
Pişman mıydı?
“Erkek değildim ki kadın olduğum için pişmanlık duyayım. Tıp bana gerçek kişiliğimi kazandırdı” dedi.
SAHNE YASAĞI
Ersoy ve travesti ya da transeksüel sanatçıların Avrupa'da ve hatta KKTC'de şarkılar söylemesi serbest, Türkiye'de yasaktı.
Dayanak olarak, Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nın 11. ve 12. maddesi gösterildi. Oysaki bu maddelerde, “Kadın kılığında sahneye çıkılamaz” diye hüküm yoktu. Ar ve hayaya, sosyal düzen ve ahlaka aykırı şekilde türkü söyleyip çalgı çalmak yasaktı.
Bu yasak, 12 Haziran 1981'de sanatçı Savaş Sökmen, Talha Özmen ve Emel Akşin'e bildirildi. Sökmen, “Zeki Müren 30 yılda saygınlık getirdi. Ersoy, üç günde rezil etti” dedi.
Yasak, Avrupa Konseyi'nde gündeme gelirken…
Ersoy, 30 Ocak 1982'de hap içerek intihara kalkıştı. “Madem ki toplumun yüzkarasıyım, temizlemek görevim” dedi.
Mersin'de bir sünnette şarkı söylediği için gözaltına alındı.
Kuşadası'nda gazinoda eğlenirken tacize uğradı.
YARGITAY: CİNSİYET DEĞİŞTİREMEZSİN
Ersoy'un 1981'de kimlik değişikliği için Fatih 1. Aliye Hukuk Mahkemesi'nde verilen karar itiraz üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'ne gitmişti.
Ersoy'un talebi 1986'da oy çokluğuyla reddedildi.
Daire'ye göre hukuk kuralları cinsiyet değiştirmeye izin vermiyordu. Aksi halde kanuna karşı hile yolu açılabilirdi. Örneğin, boşanmak isteyen ve askerlik görevinden kaçanlar cinsiyet değiştirebilirdi!
‘HAFİF RUJ OLABİLİR AMA…'
Ersoy, yargının kararı üzerine “Bugün bana yasak olan, yarın başkasına yasak olabilir. Savunma hakkı gün gelir herkese lazım olabilir” dedi.
Tartışma alevlendi.
İstanbul Vali Yardımcısı İhan Yalçın, yol gösterdi:
“Saçlarını toplasın, belki hafif ruj da yapabilir, ama bir papyon taksın, kravat taksın, ceket giysin, sahneye çıksın, kimse mani olmaz.”
Ersoy, 1987'de Başbakan Özal'a seslendi.
“Demokrasimiz arabesk, kanunlarımız batı düşüncesinin çok gerisinde. Osmanlı'da yaşasaydım, tahtta 4. Murat olsaydı, Bülent Ersoy'a böyle çağdışı bir yasak konmazdı” dedi.
YEDİ YIL SONRA KALKTI
12 Eylül'ün yürürlüğe koyduğu yasak yedi yıl sonra, 8 Ocak 1988'de kendiliğinden kaldırıldı.
Kadın kimliği onaylandı.
Özal'ın 13 Ekim 1988'deki doğum gününde sahne alıp şarkılar söyledi, Ersoy.
“Bülent hanım” olduğu devletçe kabul edildi.
2002'DEN SONRA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş başına gelmeden önce eşcinsel evlilikler için dile getirdiği “Kendi hak ve özgürlükleri çerçevesinde yasal güvenceye alınması şart” sözlerini koltuğuna oturduktan sonra bir daha asla yinelemedi.
Ancak, 2014 yılından beri düzenlediği cumhuriyet resepsiyonlarına ve iftara Ersoy'u davet etmeyi ihmal etmedi. Hatta, İstanbul'da Onur Yürüyüşü'nde eşcinseller dövülürken, Ersoy sofrada baş köşedeydi.
Ersoy, hep “Tayyip beyi seviyorum. Oyum ona. Daveti olsa kesinlikle giderim” dedi.
Önümüz, Ramazan…
Cumhurbaşkanı, ihtimal Ersoy'u iftara davet edecektir.
Ersoy da icabet edecektir.
Nasıl, milli ve manevi kültürümüzde LGBT yoksa…
Daveti geri çevirmek de yoktur.