İsmail Saymaz 'KHK’lı Güldalı Hanım’ın zaferi'ni yazdı: AKP'li damatlar 'Allah affetsin' diyerek aklanırken...
Sözcü yazarı İsmail Saymaz, KHK ile görevinden ihraç edilen Güldalı Kocaoğlu'nu yazdı.
Sözcü yazarı İsmail Saymaz, KHK ile görevinden ihraç edilen Güldalı Kocaoğlu'nu yazdı.
"AK Partili damatlar “Allah affetsin” diyerek aklanır ve kamu ihaleleriyle semirtilmiş patronlar FETÖ borsası ile yırtarken; 15 Temmuz'un bütün faturasını bir bankaya para yatırmış ev kadınlarına veya sendikaya üye olmuş öğretmenlere, yani en alttakilere kesenler hesap vermeli." ifadelerini kullanan Saymaz'ın bugünkü yazısı şöyle:
Güldalı Kocaoğlu, 6 Ocak 2017 günü uyandığında 24 yıldır emek verdiği Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan ihraç edildiğini öğrendi. O sabah yayınlanan 679 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işine son verilen 1699 memurdan biri de Sıhhiye Sosyal Güvenlik Merkezi'nde şef olarak görev yapan Kocaoğlu'ydu.
Kocaoğlu, 45 yaşındaydı.
Üniversiteye hazırlanan oğlu ile birlikte yaşıyordu.
Kirasını ödeyemediği için anne ve babasının evine yerleşti.
KHK ile terörist ilan edildiği için sigortalı iş bulması mümkün değildi.
Bir sitede güvenlik görevlisi olarak çalıştı.
Garsonluk yaptı.
Örgü ördü.
Evde yemek yapıp sattı.
Güzellik salonunda meslek öğrendi.
Bu arada, ihraç işleminin iptali için Olağanüstü Hal Komisyonu'na başvurdu. Komisyon talebi reddetti. Gerekçe olarak, Kocaoğlu'nun PKK ve Türkiye Komünist İşçi Partisi (TKİP) adlı yasa dışı sol örgütle iltisaklı olması gösterildi.
Kocaoğlu, TKİP adlı örgütün varlığını o gün öğrendi.
“BURASI MUŞ'TUR” DAVASI
Komisyon kararı üzerine Kocaoğlu, Ankara 22. İdare Mahkemesi'nde dava açtı. SGK tarafından sunulan personel dosyasında, “TKİP ile iltisaklı olduğu yönünde kanaat bulunduğu; PKK terör örgütünce düzenlenen eylemlere katıldığına ve örgütle irtibatlı olduğuna ilişkin kurum değerlendirmesi mevcut olduğu” bildirildi.
Mahkeme Kocaoğlu'nun 1993'ten bu yana taraf olduğu dava ve soruşturmaları inceledi.
Hiçbirinin terörle ilgisi yoktu!
TKİP veya PKK'ya üyelik, yardım veya propaganda suçundan ya da izinsiz gösteriye katılmaktan soruşturma açılmamıştı.
Gel gör ki SGK ısrarcıydı!
Neye dayanarak?
‘Özet Bilgi Tablosu' adlı hukuki değeri olmayan kurum içi belgeye…
Belgede “Çevresel araştırmadan ve güvenilir kaynaklardan elde edilen bilgilerden” Kocaoğlu'nun gözaltına alındığı iddia ediliyordu.
Mahkeme iddiayı Emniyet'e sordu.
Gelen yanıta göre…
Kocaoğlu, 29 Nisan 1990'da gözaltına alınmış ve yargılanmıştı.
Neden mi?
Ankara Cezaevi'nde bayram görüşmesi sırasında “Açık görüşme hakkımız engellenemez” ve “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” diye slogan atmak, savcının aracının cezaevine girmesini engellemek ve “Burası Muş'tur' türküsünü söylemekten!
Kocaoğlu, bu davada beraat etmişti.
RAPOR TANZİM EDİLMEMİŞ
Mahkeme, SGK'ya yazı yazarak, Kocaoğlu hakkında araştırma, inceleme, soruşturma yapılıp yapılmadığını; hangi bilgi ve belgeler esas alınıp kanaate varıldığını; irtibatın nasıl saptandığını sordu.
Skandal, bu soru üzerine gün yüzüne çıktı.
Çünkü araştırma, inceleme ve soruşturma raporu tanzim edilmemişti.
Somut belge yoktu.
İstihbari bilgiden hareketle iltisaklı olduğuna kanaat getirilmişti.
Çevresel araştırma neticesinde şifahen bilgi elde edilmişti.
İmzalanıp tutanağa bağlanmış kurum kanaati yoktu.
Emniyet'teki sorgulamaya göre ne bir ifadede adı geçiyor, ne hakkında bir teşhis, bir bilgi ve bir belge bulunuyordu.
Tek bir derneğe üyeydi:
Anadolu Beşiktaşlılar Derneği.
OY ÇOKLUĞUYLA İPTAL
Ankara 22. İdare Mahkemesi, 5 Nisan 2021'de ihraç işleminin iptaline karar verdi. Kararda, Kocaoğlu'nun örgütlerle irtibat ve iltisaklı olduğu yönünde bir değerlendirme içeren ve yetkililerce imzalanarak tutanağa bağlanmış kurum kanaatinin ibraz edilmediği vurgulandı.
Kocaoğlu hakkındaki kanaat bütünüyle asılsız, kanaate dayalı olarak karar da dayanaksızdı.
Şöyle denildi:
“Kurum değerlendirmesine dayanak teşkil eden bilgi ve belgenin olmadığı, konuya ilişkin rapor bulunmadığının açıkça ifade edildiği, mevcut bilgi ve belgelerin davacının terör örgütleriyle irtibat ve/veya iltisaklı olduğunu ortaya koymak için yeterli olmadığı…”
‘İLTİSAK DENETLENİYOR'
Kocaoğlu'nun avukatı Hüseyin Aygün bu kararla KHK'nın dayanağı olan kavramların yargı denetimine tutulduğunu ifade ediyor.
Aygün, şöyle devam ediyor:
“Mahkeme idareden belge isteyerek, irtibat ve iltisak iddiası yargısal karara konu olmuş mu diye soruşturuyor. Yargı denetiminden geçirirken işten çıkarmanın hukuki temeli olmadığını saptıyor. İltisak ve kurum kanaati gibi kavramlarla ihracın olamayacağını söylemiş oluyor.”
Aygün'e göre binlerce KHK'lı bu kararı bekliyor.
OHAL'de 125 bin 678 memur ihraç edildi.
OHAL Komisyonu'na başvuranlardan 13 bin 109'unun itirazı kabul edildi.
99 bin 140'ı reddedildi.
Birisi de Güldalı Kocaoğlu'ydu.
HESAP VERSİNLER
Kocaoğlu, yargılama sürerken, güzellik uzmanlığı üzerine eğitim aldı, kurslar gördü. Yeni mesleği sayesinde biraz olsun nefes alabiliyor.
Yeniden kiraya çıktı.
Oğlu iki üniversitede birden okuyor.
Kocaoğlu, memurluğa dönmek istiyor.
Neden mi?
“Haklarımı almak adına zaten döneceğim. Ayrıca yenilmiş olmak ve yenilgiye uğrayıp çekilmek istemiyorum. Devlete döner, bir süre sonra emekliye ayrılırım. Her kim yaptıysa bu yaşadıklarımın hesabını versin istiyorum.”
Damadı firari olan İsmail Kahraman TBMM Başkanı, kardeşi 15 Temmuz'un beyin takımında olan Şaban Dişli büyükelçi, ağabeyi FETÖ'den tutuklu bulunan Bekir Pakdemirli Tarım ve Orman Bakanı atanırken, bir dedikodu ile Kocaoğlu'na terörist yaftası vurup hayatını karartanlar…
AK Partili damatlar “Allah affetsin” diyerek aklanır ve kamu ihaleleriyle semirtilmiş patronlar FETÖ borsası ile yırtarken; 15 Temmuz'un bütün faturasını bir bankaya para yatırmış ev kadınlarına veya sendikaya üye olmuş öğretmenlere, yani en alttakilere kesenler hesap vermeli.