İşte AKP'ye oy veren gençleri bile ülkeden kaçıran tablo! Durum daha da vahimleşiyor
SODEV'in araştırmasında Türkiye'de her 3 gençten 2'sinin yurt dışına çıkmayı istediği ortaya çıkmıştı. Nedeni ise CHP'li Karabat'ın açıkladığı raporda açıkça ortaya çıkıyor.
• 7,9 milyon üniversite öğrencisine karşılık 7,4 milyon üniversite mezunu çalışan var
• Türkiye’de her 10 kişiden biri üniversite öğrencisi konumunda
• Temmuz ayında en az 600 bin yeni mezun iş aramaya başlayacak
• Bu yıl ‘ataması yapılmayan sağlık çalışanları’ göreceğiz
• Sağlık alanında eğitim gören lisans öğrencileri 5 yılda yüzde 78 arttı
• 2021’de üniversiteli işsiz sayısı 2 katına çıkmış olacak
• Üniversite mezunu işsiz sayısı 10 yılda yüzde 139 arttı
• 1,5 milyon iş ve yönetim bilimleri eğitimi gören üniversiteli bulunuyor
• Çok yakın gelecekte üniversiteli işsiz sayısı milyonları bulacak
ÜNİVERSİTELİ İŞSİZLER ORDUSU ÇIĞ GİBİ BÜYÜYOR
CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat üniversiteli işsizliğinin yakın gelecekte katlanacağını gösteren verileri derledi. Buna göre son 10 yılda 2,5 katına çıkan üniversiteli işsiz sayısı salgınla beraber gerçekçi bir tedbir alınmazsa çok daha yakın gelecekte milyonları bulacak. Karabat’ın derlediği verilere göre Temmuz ayında 900 bin genç üniversiteden mezun olacak ve bunun 600 bini aktif biçimde iş aramaya başlayacak. Halihazırda üniversitede okuyan milyonlarca genç ise büyük bir umutsuzluk içinde.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) şubat ayı verilerine göre ülkede 995 bin üniversite mezunu işsiz bulunduğunu aktaran Karabat bu sayının 5 yıl önceden yüzde 51, 10 yıl önceden yüzde 139, 15 yıl önceden ise yüzde 263 daha fazla olduğunu vurguladı.
Karabat’a göre önlem alınmazsa 2021’de bugünün 2 katı kadar üniversiteli işsizliğiyle karşılaşacağız. Cumhuriyetin kuruluşundan AKP’ye kadar 79, AKP döneminde ise 129 üniversite açıldığını ifade eden Karabat “Eğitimi dahi planlama yapmadan organize etmenin sonuçları ülke gençliğinin omzuna yıkılmış durumda. Üniversite açmayı bina dikmekten ibaret gören anlayış gençliğe ihanet etmektedir” dedi.
Bu sene en az 900 bin genç üniversiteden mezun olacak
2019’da 10 yıl öncesine göre mezun olan üniversiteli sayısının yüzde 70 oranında arttığının altını çizen Karabat, mezun istatistiklerini kullanarak yaklaşan tehdidin altını çizdi. Karabat şunları söyledi;
“AKP döneminde plansızca açılan üniversiteler yüzünden her yıl yüzbinlerce genç üniversiteden mezun oluyor. Üstelik bu sayı son 10 yıldır her geçen yıl artıyor. 2013’te mezun olan öğrenci sayısı 688 bin 432’yken bu sayı 2019’da 891 bin 458’e kadar yükseldi. Bu süre içinde kontenjanlar da artırıldığı için mezun sayısı önümüzdeki yıllarda daha da artacak. 2020 yılında üniversiteden mezun olan sayısı 900 binin üzerinde olacak. Son 2 yıldır üniversite mezunu çalışan sayısında neredeyse bir artış olmadığı düşünülür ve bir de salgının yarattığı ekonomik tahribat hesaba katılırsa bu 900 bin gencin önemli bir kısmının işsiz kalacağı anlaşılıyor. Bu gençlerin bir kısmı önlisans bir kısmı lisans, yüksek lisans veya doktora öğrencisi.
Sadece lisans bölümlerinden mezun olan öğrenci sayısı ise 2019 yılı için 486 bin 200’dür. Salgın koşullarında ne yapacak bu gençler? İmkanı varsa istememesine rağmen yüksek lisansa devam edecek, ya ailesinin evinde uzunca bir süre iş arayacak ya da evlendirilecek ve çalışma hayatından koparılacak. 2020’de ülke gençliğine böyle bir tablo bırakıyoruz”.
Mezun olacaklar ancak iş yok
İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, açıklamasında en çok mezun veren bölümlerin mezun sayılarını da derleyerek şunları söyledi;
“Birkaç örnekle anlatmak gerekirse 120 bin gencimiz bu yıl bankacılık, sigortacılık, muhasebe, reklamcılık, işletme gibi iş ve yönetim alanlarının lisans bölümlerinden mezun olacaklar. Önlisans, yüksek lisans ve doktora da dahil edildiğinde sayı 200 binin üzerine çıkıyor.
En az 17 bin hukuk mezunu aramıza katılacak. Bir zamanların parmakla gösterilen avukatlık mesleği, plansızca açılan üniversiteler yüzünden zor günler geçiriyor. Hukuk mezunu gençler asgari ücretin dahi altında hukuk bürolarından çalıştırılıyor. Şimdi emek piyasasına 17 bin hukukçu daha eklenecek. Ekonomi, psikoloji, sosyoloji ve siyaset bilimi gibi sosyal ve davranış bilimleri alanında bu sene en az 60 bin gencimiz mezun olacak. İnşaat ve mimarlıkta 20 bin mezun, eğitim bilimlerinden 60 bin mezun, mühendislik alanında ise 75 bin mezun. Bu gençlerin nasıl bir kariyer yolu olacak, dahası gelirlerini nasıl elde edecekler? Hükümetin bu sorulara verecek bir cevabı bulunmuyor. Onlar yıllardır bina dikerek ‘işte üniversite kurduk’ demekle meşgullerdi.”
“Ataması yapılmayan sağlık çalışanları” diye bir sorunumuz olacak
Özgür Karabat, özellikle sağlık çalışanlarının geçmişte yaşamadığı bir krizi tecrübe edeceğini sözlerine ekledi. Karabat’a göre yakın gelecekte ataması yapılmayan sağlık çalışanları göreceğiz. CHP milletvekilinin konuya ilişkin açıklamaları şu şekilde;
“Mühendislik, avukatlık, öğretmenlik gibi geçmişin saygın meslekleri plansızlık yüzünden zor günler geçiriyorlar. Sağlıkta özelleştirme yüzünden bu meslek gruplarına sağlıkçılar da eklenecek. Temmuz ayı itibariyle yaklaşık 45 bin gencimiz sağlık alanından lisans mezuniyetini kazanacak. Geçmişte devlet hastanelerinin dışında özel hastaneler de sağlık çalışanlarımız için istihdam sağlıyordu. Devlet de özeli teşvik ettikçe devlet hastanelerinin kapasitesi azaltıldı, yerine özel hastaneler getirildi. Ancak salgın günlerinde özel hastaneler çok zor durumda. Önümüzdeki günlerin en önemli sorunu bu nedenle ataması yapılmayan sağlık çalışanları olacak”
Yakında işsiz doktorlarımız olacak
CHP Milletvekili salgın günlerinde sağlık alanında eğitim gören gençlerin durumuna da vurgu yaptı. Ülkenin sağlık altyapısının cumhuriyetin en büyük kazanımlarından olduğunu vurgulayan Karabat son 6 yılda tıp öğrencisi sayısının 2 katına çıktığını, mühendislikte, hukukta, mimarlıkta görülen “işsiz uzman sendromunun” yakında tıpta da görülebileceğini ifade etti. Karabat konuya ilişkin şunları ifade etti; “2013-2014 eğitim yılında ülkede sağlık alanında lisans eğitimi gören 156 bin 638 genç vatandaşımız bulunuyordu. Bu sayı 2019-2020 döneminde yüzde 78 artışla 277 bin 472’ye tırmandı. Bu öğrenciler hemşirelik, tıp, diş hekimliği, eczacılık gibi bölümlerde eğitim görüyor. Sadece tıp eğitimi alanlar incelendiğinde ise bu yıl 99 bin 909 tıp öğrencimiz var. Bu sayı 5 yıl önce 58 bin 952’ydi. 5 yılda tıp öğrencisi sayısı yüzde 72 artış göstermiş. Hangi plan dahilinde bunlar yapılıyor? Yakın zamanda öğretmenlerde, mühendislerde, mimarlarda görülen uzman işsizliği doktorlarda da görülecek” dedi.
Üniversiteli işsiz sayısı 2 katına çıkacak
TÜİK’in işsiz tanımına giren 995 bin üniversite mezunu yurttaşımız var. Bu sene ise 900 bin genç üniversiteden mezun olacak. Verilere göre mezunların yüzde 65’i işgücüne başlangıçta aktif biçimde katılıyorlar. Yani 600 bin genç bu temmuz ayı itibariyle aktif biçimde iş aramaya başlayacak. Bu ise üniversiteli işsizliğinin önümüzdeki günlerde 1,5 milyonu bulması demektir. Büyüme negatif seyrettiği için yeni istihdam olanakları bir yana mevcut istihdam da daralıyor. 2021 mezunlarıyla beraber üniversiteli işsizliğinin bugünün 2 katına çıkması kaçınılmazdır.
Türkiye’de her 10 kişiden 1’i üniversite öğrencisi
Ülkede yaklaşık her 10 kişiden 1’i üniversite öğrencisi konumunda olduğunu ifade eden Karabat şunları söyledi; “Yükseköğretim Kurulu (YÖK) verilerine göre 2019-2020 eğitim yılında ülkede toplam 3 milyon 825 bin üniversiteli bulunuyor. Ancak bu sayıya açıköğretim fakültelerinde okuyanlar da eklendiğinde üniversiteli sayısı 7 milyon 940 bini buluyor. Verilere göre Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olduğu 2014’ten bu yana üniversite öğrencisi sayısı açıköğretimdekiler hariç yüzde 32 arttı. Böylece bu yıl itibariyle ülke nüfusunda yaklaşık her 10 kişiden biri üniversite öğrencisi haline gelmiş durumda. Ancak Türkiye’nin ekonomik kapasitesi bu öğrencileri istihdam edebilecek güçte değil”
1,5 milyon iş ve yönetim öğrencisi ne yapacak?
Halihazırda çalışma hayatında bulunan üniversite mezunlarından daha fazlasının üniversite öğrencisi olduğunu vurgulayan Karabat, bu durumun büyük bir plansızlıktan kaynaklandığını ifade ederek şunları söyledi; “YÖK verilerine göre halihazırda bankacılık, pazarlama, işletme, muhasebe gibi iş ve yönetim bilimlerinde lisans eğitimi gören öğrenci sayısı 1 milyon 532 bin. Bu alanda her yıl yaklaşık 250 bin genç mezun oluyor. Ancak resmi verilere göre bunların ancak yarısı işgücüne katılıyor. İşgücüne katılanlar ise kendi alanlarında çalışmıyor, hatta bir üniversite eğitimi dahi gerektirmeyen işlerde çalışıyor. O halde yüzbinlerce aile üstelik niteliği sorgulanan bu üniversitelere çocuklarını neden göndermek zorunda bırakılıyor? Türkiye’de iş bulmak için üniversite okumak artık şart olmuş durumda. Ancak bunun neden şart olduğunu kimse açıklayamıyor”.
700 bin genç davranış bilimleri alanında eğitim görüyor
Bina dikmeyi üniversite kurmak zanneden anlayışla sosyal bir krize sürüklenildiğini belirten Karabat özellikle ekonomi, sosyoloji, psikoloji, siyaset bilimi gibi alanlarda okuyan üniversitelilerin verilerini paylaştı. Karabat “Üniversite bağımsızlığına gölge düşüren YÖK, merkezi planlama gerekçe gösterilerek açık tutuluyor. Ancak belirlenen kontenjanların hangi kritere göre seçildiği merak konusu olmaya devam ediyor. Ülkenin üniversitelerinde ekonomi, psikoloji, sosyoloji ve siyaset bilimi bölümlerinden oluşan sosyal ve davranış bilimleri alanında toplam 684 bin 537 lisans öğrencisi bulunuyor. Bu gençler birkaç yıl içinde mezun olacaklar ancak ne kadarının kendi alanında çalışabileceği dahası ne kadarının iş bulabileceği şüpheli” dedi.
Her yıl 75 bin öğretmen mezun oluyor
Ülkenin en önemli sorunun ataması yapılmayan öğretmenler olduğunu ifade eden Karabat, bu alanda hiçbir adım atılmamasını eleştirdi. 2019-2020 itibariyle eğitim bilimlerinde okuyan lisans öğrencisi sayısı 265 bin olduğunu belirten Karabat “Bu alandan her yıl yaklaşık 75 bin genç mezun oluyor. Ancak yarısının dahi ataması yapılmıyor. Böylece ataması yapılmayan öğretmen ordusu giderek büyüyor” dedi.
AKP’nin ilahiyat merakı gençlerin başını yakacak
Kontenjanı en hızlı artırılan bölümlerin başında ilahiyatın geldiğini ancak bu durumun izaha muhtaç olduğunu belirten Karabat bu tercihin ideolojik olduğunu ve bunun acısını gençlerin yaşayacağını vurguladı. İlahiyat bölümlerinde okuyan gençlerin sayısının 5 yılda 2,5 katına çıktığını belirten CHP milletvekili şu verileri paylaştı; “Din kültürü öğretmenliği dışında ülkede halihazırda din bilimi yani ilahiyat öğrenimi gören 125 bin 664 lisans öğrencimiz bulunuyor. Bu sayı 5 yıl önce 52 bin 212’ydi. Sadece 5 yılda ilahiyatta okuyan öğrenci sayısı yüzde 125 artmıştır. Bu artışı planlayan YÖK hangi ihtiyaca göre kontenjanları böyle artırmıştır? Ülkenin bu kadar ilahiyatçıya nerede ihtiyacı olacaktır? Bu soruların tümü havada kalıyor”
Üniversite mezunu çalışan sayısı öğrenciden az
Karabat’ın paylaştığı veriler içinde en çok dikkat çekenlerden biri de üniversite öğrencisi sayısıyla üniversiteli çalışan sayısının karşılaştırması oldu. Karabat konuya ilişkin şunları ifade etti; “Açıköğretimle beraber üniversitede okuyan 7 milyon 940 bin gence karşılık TÜİK’in şubat ayı verilerine göre ülkede üniversite mezunu çalışan sayısı 7 milyon 380 bin. Yani şu anda istihdam edilen tüm üniversite mezunları çalışmaktan vazgeçse dahi birkaç yıl içinde mezun olacak üniversiteliler yine de istihdam edilemeyecek. Denebilir ki büyümeyle beraber istihdam kapasitesi de artıyor. Ancak en iyimser tahminlerle ülke ekonomisi bu yıl yüzde 3 küçülecek, gelecek yıllarda ise düşük hızda büyüyecek. Daha kötümser tahminlerde ise ülke ekonomisi uçuruma sürükleniyor. Saray iktidarı ise bu sorumluluğu gençlerin omzuna yıkmaya çalışıyor”
Çare var, ancak hükümette uygulama iradesi yok
Karabat tüm bu veriler ışığında kısa ve orta vadede hayata geçirilmesi gereken çözüm önerilerini şöyle sıraladı;
1- EYT’lilere çözüm bulunsun: Emeklilikte yaşa takılanların talepleri karşılanırsa işgücü piyasasından yaklaşık 500 bin yurttaşımız ayrılacak, bu ise bu yurttaşlarımızın yeri ilave 500 bin istihdam anlamına gelecektir.
2- Emekli maaşları artırılsın: Ülkemizde gününü doldurmasına rağmen çalışmak zorunda kalan milyonlarca yurttaşımız var. Bu insanlar emekli maaşlarındaki yetersizlik yüzünden emekli olmuyorlar. Emeklilik şartları iyileştirilirse işgücü piyasası rahatlayacak, gençlerin önü açılacaktır.
3- Çalışma süresi kısaltılsın: İşgücü piyasamızın en önemli özelliği kayıt dışılığın yüzde 35’ler gibi çok yüksek oranda seyretmesidir. Yüksek işsizlikle birleştiğinde bu durum çalışanların sırtındaki sopaya dönüşüyor. Emekçiler güvencesiz şartlarda günde 10-12 saat çalıştırılıyor ve işsiz kalma endişesiyle bu duruma rıza gösteriyorlar. Kayıtdışılığın bir an önce son bulması adına Meclis harekete geçmeli, çalışma süresi yasal sınır olan 8 saate daha sonra ise 6 saate indirilmeli.
4- Kamu yatırımlara el atmalı: Kısa vadede işgücü piyasasını rahatlatacak adımların yanı sıra halkçı, kamucu ve planlamacı bir ekonomi politikasına ihtiyaç var. 2011’de kapatılan Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) yeniden açılmalı ve kamu yatırımlara el atmalı.