İşte Erdoğan'ın 'Bizi bağlamaz' dediği AİHM'e yaptığı başvurular
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin HDP’li Demirtaş için verdiği hükmü, “AİHM kararları bizi bağlamaz" şeklinde değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 aylık hapis cezası, sicil kaydının temizlenmesi ve milletvekili seçilebilmek için AİHM’e üç kez başvurdu
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin HDP’li Demirtaş için verdiği hükmü, “AİHM kararları bizi bağlamaz" şeklinde değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 aylık hapis cezası, sicil kaydının temizlenmesi ve milletvekili seçilebilmek için AİHM’e üç kez başvurdu.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AİHM'nin Selahattin Demiraş hakkında verdiği kararla ilgili “AİHM'nin verdiği kararlar bizi bağlamaz” dedi. Erdoğan'ın bu açıklamaları akıllara Erdoğan'ın AİHM'e geçmişte yaptığı başvuruları getirdi.
İLK BAŞVURU HAPİS CEZASI İÇİN
Recep Tayyip Erdoğan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne ilk başvurusunu kendisine verilen hapis cezası için yaptı.
12 Aralık 1997 günü Siirt'te bir miting sırasında yaptığı konuşmada okuduğu şiir nedeniyle Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından yargılandı.
Mahkeme 21 Nisan 1998 tarihinde, Erdoğan'ın “halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek” suçunu işlediği gerekçesiyle Erdoğan'ı 1 yıl hapis ve 860 milyon TL para cezasına çarptırdı.
Daha sonra sanığın mahkemedeki ve duruşmadaki iyi hali göz önüne alınarak cezası 10 ay hapis ve 177 milyon TL para cezasına indirildi. Erdoğan Diyarbakır DGM kararına temyiz başvurusu yaptı, ancak Yargıtay 8. Ceza Dairesi 24 Eylül 1998 günü Erdoğan'ın cezasını onadı. Erdoğan bunun üzerine 1999 yılında AİHM'e başvurarak adil yargılama talep etti.
İKİNCİ BAŞVURU SABIKA KAYDI İÇİN
Hapis yatan Erdoğan, AB Uyum Yasaları çerçevesinde hüküm giydiği suçun ortadan kalktığı tezine dayanarak, milletvekili adayı olabilmek amacıyla, adli sicil kaydının silinmesi için 2001 Diyarbakır 3 No’lu DGM’ye başvurdu.
Mahkeme, Erdoğan’ın başvurusuna olumsuz yanıt verince temyize gitmiş ve bir üst mahkeme olan Diyarbakır 4 No’lu DGM’ye başvurmuştu. Bu kez mahkeme, Erdoğan’ın sicil kaydının silinmesine karar vermişti. Ancak Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu karara itiraz etmiş ve Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Diyarbakır 4 No’lu DGM’nin kararını “yok hükmünde” saymıştı.
AKP avukatları 2002 yılında Erdoğan'ın sabıka kaydının silinmesini kabul etmeyen Yargıtay kararı aleyhinde AİHM'ye başvurmuşlardı. Erdoğan’ın avukatlarının AİHM’e sundukları dilekçesinde, kararın siyasi olduğu belirtilerek “Özgürlüklere kişiye özel sınırlama getirildiği ve “hukuk dışı yollarla halkın iradesinin önüne geçilmesi”nin söz konusu olduğu savunulmuştu.
ÜÇÜNCÜ BAŞVURU MİLLETVEKİLLİĞİ İÇİN
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulu’nun milletvekili olamayacağı yönündeki kararını da Eylül 2002'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürmüştü.
Gazetecilerin o dönemde konuya ilişkin sorularına Erdoğan şu yanıtı vermişti: “hukukumuzu son noktasına kadar arama hakkını kullanacağız. Bu, Tayyip Erdoğan’ın özgürlük veya demokrasi mücadelesi olmaktan çıkmıştır. Bu, milletimizin özgürlük mücadelesidir. Bu konuda hukukumuzu son noktasına kadar arama hakkını kullanacağız. Bu mücadeleden ülkem mesafe alarak çıkacaktır.”
Recep Tayyip Erdoğan, 2003 yılında başbakan seçildikten sonra AİHM’e yaptığı bütün başvuruları geri çekti.
SON KEZ HOLLANDA İLE KRİZDE GÜNDEMİNE GELDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AİHM'i başvuruda bulunmayı son olarak 13 Mart 2017'de gündemine aldı.
Erdoğan, katıldığı televizyon programında Hollanda'nın başta Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'ya yönelik muamelesi olmak üzere, Türk bakanlara yönelik yaklaşımını eleştirerek Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceğini açıklamıştı.
Erdoğan şunları söylemişti: “Bunların yaptığının ne AB muktesebatına ne Venedik hiç bir yana, ne İnsan Hakları neyannamesine, hiç bir yere uymaz. Bunlar hukuk tanımazdır. Bunlar işlerine geldiği zaman kendilerine göre uluslararası hukuktan bahsederler.
Biz bunları AİHM'de de yaşamadık mı? Şimdi göreceksiniz, AİHM'e de gideceğiz. Bütün bakan arkadaşlarımızın hepsi, gerekli yerlere müracaatlar yapacaklar. Ben verilecek kararı da şimdiden biliyorum. Ama biz gerekeni yapacağız. Biz yapalım, onlar bildiklerini okusunlar. Ha ondan sonra biz de bildiğimizi okuyacağız.”
(sözcü)