'İstinaf adaletsizliği son bulmalı, Cumhuriyet davası düşürülmeli'

Cumhuriyet Gazetesi çalışanlarının aldıkları cezalar yüzünden ayrı ayrı mahkemelerde yargılanmasını hukukçular tartışıyor. Aynı davada verilen mahkumiyet kararlarının temyiz için ceza miktarları nedeniyle ayrı ayrı İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay'a gitmesi, bir garabeti de beraberinde getirdi.

Sözcü gazetesinin haberine göre 5 yıldan az ceza alanların dosyaları İstinaf Mahkemesi'nde onaylanırken, Yargıtay'a gidenler için ise beraat istenip, bozma kararı verilebiliyor. Bu durumun somut örneği Cumhuriyet Gazetesi davasında yaşandı. Yazdıkları haberler ve suç iddialarından dolayı gazetenin 14 yönetici-yazar ve çalışanı “Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım” suçlamasıyla, 2018'de, 2.5 ile 7.5 yıl arasında hapis cezalarına çarptırıldı. Sanıklardan 5 yılın altında ceza alanlar cezaevine girdi. Kadri Gürsel bir gün yatıp tahliye edildi. Diğerleri hala 4 duvar arasında…

FAZLA CEZA ALANLAR DIŞARIDA

Aynı davada aynı suç iddiası ile yargılananlara ise 5 yıldan fazla ceza verildi. Bu sanıkların dosyası Yargıtay'a gitti. Yargıtay Başsavcılığı 16 Temmuz günü kararın bozulmasını ve beraat istedi. Yargıtay 16. Ceza Dairesi ise öncelik kararı vererek dosyayı tetkik hakimine gönderdi. Ancak infazın durdurulması talebi karara bağlanmadı. Şimdi 5 yıldan fazla ceza alanlar dışarıda, az ceza alanlar ise cezaevinde bulunuyor. Yargıtay Ceza Dairesi'nin dosyayı bir an önce ve yargı reformunu da beklemeden ele alıp sonuçlandırması bu garabeti de ortadan kaldıracak. Verilecek karar, cezaevindeki gazetecilerin özgürlüğü için de adım olacak. Baro eski Başkanı Turgut Kazan “İstinaflar kurulurken kanunu yanlış yazdılar. Bu yanlış istenirse bir günde düzeltilir. Ama bağımsız ve tarafsız bir yargı yoksa, kimsenin özellikle de gazetecilerin güvenliği olmaz” dedi.

Bu, hukuka aykırı uygulama vicdanları yaralıyor

Erdinç Sağkan (Ankara Barosu Başkanı): Bu düzenlemenin yanlış, hatalı ve hukuka aykırı olduğu, vicdanları yaraladığı ortaya çıktı. Aynı eylem ve kanun maddeleriyle yargılanan kişilerden bazıları, temyizdeki süre sınırları nedeniyle cezaevindeyken, daha yüksek ceza alanlarınki Yargıtay'da ve cezaları kesinleşmediği için serbest. Bu sorun basit bir değişiklikle çözülebilir. Örneğin Yargıtay'a temyize giden dosyanın kararı çıkmadan, İstinaf'ta kesinleşmiş dosyanın infazı bekletilir. Bence her dosya İstinaf'tan sonra Yargıtay'a da götürülebilmeli.

Biri bile 5 yılın üzerinde ceza alsa Yargıtay'a gitmeli

Hikmet Sami Türk (Adalet eski Bakanı): Suçun ağırlığına göre ceza dosyalarının bazıları İstinaf, bazıları da Yargıtay'a gidiyor. Bu mahkemeler, Yargıtay'ın iş yükünü azaltmak için kuruldu. Ama çelişkiler de doğdu. Çözüm, toplu davalarda sanıklardan biri dahi 5 yılın üzerinde ceza alsa, tüm dosyayı Yargıtay'a göndermektir.

Bu yaşananlar büyük bir eşitsizlik getiriyor

Muharrem Erkek (CHP Genel Başkan Yardımcısı): İsnat edilen suç, uygulanan kanun aynı ama ağır ceza alan Yargıtay'a gidiyor, az ceza alan İstinaf onayı ile cezaevinde yatıyor. Bu büyük bir eşitsizlik. Yargıtay bozar ve beraat karar verilirse cezaevinde yatanlar ne olacak? FETÖ üyesinin kardeşi bakan ve büyükelçi oluyor ama gazeteciler cezaevinde. SÖZCÜ davasında da temelsiz suçlamalar olması adalet adına üzüntü verici.

Adli yargılama hakkını zedeliyor

İsmail Rüştü Cirit (Yargıtay Başkanı): Aynı olayda aldıkları ceza bakımından bir kısım sanıkların İstinaf'ta, bir kısmının ise Yargıtay'da temyiz incelemesine tabi tutuluyor olması, adil yargılanma hakkını zedeler niteliktedir. Yasal değişiklik gerek.

Hem SÖZCÜ hem Cumhuriyet davası bir an önce düşürülmeli

Murat Emir (CHP Ankara Milletvekili): İstinaf Mahkemeleri düzenlemesi tüm uyarılarımıza rağmen Meclis'ten hatalı biçimde geçirildi. Yargıtay atılı suçların temelinin boş olduğunu söylüyor ama daha düşük ceza alanlara Yargıtay yolu kapalı olduğu için cezaevindeler. Hem SÖZCÜ hem de Cumhuriyet davası bir an önce düşürülmeli… 5 yıldan az ceza alanlara Yargıtay yolunun kapalı olması büyük yanlış. Adalet Bakanı da bu yanlışı gördü.