İYİ Parti'den Erdoğan'a şartlı destek mesajı

Abone ol

"Türkiye’den Kıbrıs ve benzeri konularda siyasi tavizler isteyen olursa dik dursunlar yanlarında oluruz."

İYİ Parti Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Aytun Çıray, İYİ Parti Başkanlık Divanı Bildirisi’ni açıkladı. Çıray şunları söyledi:

"DÖVİZ ARTIŞI 2010 HEDEFİNİ AŞTI"

Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener yönetiminde toplanan Başkanlık Divanımız vahim ekonomik gelişmeler hakkında görüşlerimizi belirlemiştir.

AKP Hükümet’inin Yatırım Programlarında 2018-2020 yılları için belirlen Dolar/TL kurları bırakın 2018 yılı için öngörülen 3,73 TL’lik dolar/TL kurunu, bugün itibarı ile 2020 için öngörülen 4,02 TL’lik hedef aşmıştır. 7 Ağustos 2018 tarihi itibarıyla dolar/TL kuru 5,33 TL ile rekor düzeye erişmiştir.

Yani Türk Lirası yılbaşından bu tarafa yaklaşık %44 devaüle olmuştur. Bu ne anlama gelmektedir? TÜİK’in hesaplama oyunları ile 10.597 $ olarak açıklanan fert başına düşen milli gelir 4.000 $ erimiş, Türkiye ekonomisi ise 320 milyar $ küçülmüştür.

"DIŞ MİHRAKLAR GÜÇLÜ EKONOMİLERE BİR ŞEY YAPAMAZLAR"

AKP iktidarlarının yöneticileri ekonomik başarısızlıkları konusunda milleti yanıltmaya çalışıyorlar; “iyi olursa bizden kötü olursa dış güçlerden,” diyorlar. Sanki AKP iktidara gelinceye kadar dış güçler yokmuş gibi. Her dönemde dış güçler olmuştur, olacaktır ve Türk milleti her zaman dış güçlere karşı birlik içinde olmuştur. Yine olur. Esas olan dış güçlerin etkilerine karşı sizin hazırlıklı ve güçlü olup olmadığınızdır. Şimdi soruyoruz; ekonomimize komplo kurduğunu “üst akıl” diye işaret ettiğiniz ABD'yi bizden çok Malezya, Rusya, Çin ve Kuzey Kore de rahatsız ettiğine göre neden onların paraları da dolar karşısında yerlerde sürünmüyor? Sağlam, üreten, markalaşmayı başarmış bir ekonomik yapımız olsaydı bunlar olur muydu?

Başımıza gelenlerin içinde dış mihrakların rolü de olmuş olabilir. Öyleyse ekonomimizi manüplâsyonlara açık hale getiren AKP Hükümetlerinin yanlış ekonomik uygulamaları ve muazzam israfları değil mi?

"TÜRKİYE ŞU ANDA ŞÖYLE GÖRÜNÜYOR"

Ne yazık ki Türkiye’nin ilk bakıştaki görüntüsü şudur;

Tek karar verici var yanlış kararlar alıyor, Merkez Bankasını ben idare edeceğim diyor.

Söylemleri ile ekonominin yapısal olarak her an temerrüde düşebilecek kırılganlığı yaratıyor. Zira Türk özel sektörünün toplam yabancı para borçları GSMH'nın yüzde 75'ini ilk defa geçti. Bunun büyük bölümü kısa vadeli ve 2018'de ödenmesi gerekiyor.

Ayrıca, içerde muazzam bir bütçe açığı ve ekonomik getirisi olmayan önlenemeyen israf harcamalarının dur durak bilmemesi. En çarpıcı örneği; milletimizden yastık altı paralarını çıkarmaları istenirken ve bütçe kısıntısına gitme zorunluluğu varken Sayın Erdoğan’ın 300 odalı yazlık saray yaptırması ve Ankara’daki Sarayı da orijinal planın dört misline büyütmesi.

Türkiye süratle büyük bir ödeme krizine düşmek üzere.

"KAMU ÖZEL ORTAKLIKLARI BUGÜNLERİ HAZIRLAYAN ÖNEMLİ FAKTÖR"

Yine AKP Hükümeti tarafından 2010 yılında çıkartılan ve 2018’de sınırlama getirilen kararname bugün yaşadığımız sorunların önemli faktörlerinden biri olmuştur. Bu kararname ile şirketlerin içerideki bankalardan dövize endeksli kredi verilmesine izin verilmiştir. Bunun üzerine şirketler dışarıdan borçlandıkları yetmiyormuş gibi içeriden de dövizle borçlandılar.

2013 yılına gelindiğinde FED’in o zamanki Başkanı Bernenanke uyarıyı yaptı ve “Likiditeyi azaltacağız” dedi. AKP Hükümetleri bu alârm sinyaline de kulaklarını kapattılar. Köprü geçiş ücretleri dahil her şeyi dolarize ettiler.

AKP Hükümetleri özelleştirmeyi satıp savma olarak anladılar. Çözüm bulmak yerine, her ekonomik sıkıntıyı “dış kaynaklara” bağlayarak başarısız ekonomik yönetimlerinin üzerini örttüler.

Türkiye’yi sermaye ilişkilerindeki kuralsızlık ve adaletsizliğin artışının en hızlı olduğu dört ülke arasında ikinci sıraya yerleştirdiler. Büyük sermaye gruplarının bankalardan istediği borç yapılandırma talebi Hükümetin hatalı ekonomi politikalarının hem kabulü hem de tescilidir.

Sonuçta hızla tedbir alınmazsa eğer, borç yapılandırma talebiyle bankaların kapısına dayanan firmaların sayısı artacak ve bankaları da 2001 krizini andırır bir şekilde bir likidite kriziyle karşı karşıya bırakacaklardır.

Son açıklanan 10 günlük paket ve “yastık altından dövizleriniz çıkarın” açıklamaları dış dünyada “bunlar borçlarını ödemeye niyetli değiller galiba” şeklinde algılanmıştır.

"YAPTIKLARINIZIN 180 DERECE ZIDDINI YAPIN"

Sayın Erdoğan ve arkadaşları ekonomi konusunda artık hamaseti bırakmalılar, mahalli seçimleri unutmalılar ve bugüne kadar ekonomide yaptıklarının tam 180 derece zıddını yaparak yapısal tedbirler almalılar. Ayrıca Türkiye’nin içine girdiği bu ekonomik darboğazı bahane ederek Türkiye’den Kıbrıs ve benzeri konularda siyasi tavizler isteyen olursa dik dursunlar yanlarında oluruz.

Belediye başkanı tasarruf için makam aracını iade etti Siyaset İnce'den delegelere SMS'li uyarı Siyaset Türkiye ile ABD arasında kritik görüşme Siyaset CHP'de imzasını geri çeken vekiller konuştu Siyaset