İYİ Partili Çıray, Çin aşısı Sinovac ile ilgili çarpıcı iddiaları Meclis'e taşıdı
İYİ Parti İzmir Milletvekili Dr. Aytun Çıray, Çin'in Sinovac aşısıyla ilgili kamuoyunda çıkan çarpıcı iddiaları meclis gündemine taşıdı.
Sağlık Bakanlığı eski müsteşarlarından İYİ Parti İzmir Milletvekili, aynı zamanda Milli Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu üyesi Dr. Aytun Çıray, Türkiye’nin anlaşma sağladığı ve üç hafta gecikmeli olarak gelen Çin/Sinovac aşısıyla ilgili kamuoyunda çıkan çarpıcı iddiaları meclis gündemine taşıdı.
ÇİN AŞISI OLMAM DİYENLERİN ORANI %40
Dr. Aytun Çıray, salgının hızının bir an önce yavaşlatılması ve normal hayata dönüş süreci için olmazsa olmaz şartın aşı olduğunu ancak aşının kendisinden beklenen işlevi yerine getirebilmesinin büyük ölçüde toplumsal güvenin tesis edilmesine bağlı olduğunu belirtti.
Çıray, Sağlık Bakanlığının bu konuda bir Çin şirketi olan Sinovac’la yaptığı anlaşmada, gerek aşıların Türkiye’ye getiriliş sürecinde ortaya çıkan mahiyeti belirsiz gecikmeler, gerekse söz konusu aşının FAZ-3 çalışmalarının henüz tamamlanmamış olmasıyla ilgili kamuoyuna yansıyan birtakım ciddi iddialar toplumda büyük bir güvensizliğe neden olmuştur dedi. Gecikilen bu yirmi günde binlerce insanımızın enfekte olduğunu ve 5 binden fazla insanımızın hayatını kaybettiğininin altını çizen Çıray, kim bilir kaç ocak söndü ve bunun sorumluluğunu alan kimse çıkmadı diyerek aşı ile ilgili yapılan bir araştırmanın önemine değindi: “Geçtiğimiz günlerde yapılan bir araştırmaya göre Sinovac aşısını yaptırmak istemiyorum diyen vatandaşlarımızın oranı %40’ın üzerindedir. Bu oran toplumsal bağışıklığı sağlayacak aşılama sürecine ilişkin mutlaka dikkate alınması gereken bir alarm niteliği taşımaktadır.“
ÜRETTİĞİ AŞIYA RÜŞVETLE ONAY ALAN TEK FİRMA SİNOVAC
Diğer ülkelerin en az iki aşı ile ve kendi nüfusları ölçüsünde anlaşma yaptığını vurgulayan Çıray, Türkiye’nin aşı sepetini çeşitlendirmemesini eleştirerek Sağlık Bakanına yüklendi. Çıray, Türkiye’nin neden yalnızca Çin aşısı ile ve üstelik yetersiz sayıda anlaştığını, henüz Faz-3 çalışmaları tamamlanmamış bir aşının tercihinde hangi faktörlerin belirleyici olduğunun ve bu faktörlerde objektif bilimsel verilerin rolünün ve güvenilirliğinin hala soru işareti olduğunu belirtti. Sinovac şirketinin dünyada aşı üreten 100 firma arasında olduğu ve aynı zamanda ürettiği aşıya rüşvetle ruhsat aldığı mahkeme kararıyla tescil edilen tek firma olduğu iddialarının cevaplanması gerektiğini vurgulayan Çıray sözlerine şöyle devam etti: Adeta skandallar silsilesi bitmiyor. Sinovac firmasının ürettiği aşıyı rüşvetle onaylattığı mahkeme kararıyla tescillenmiş ancak biz yalnızca bu firmanın aşısına bel bağlamışız. Henüz kimlerin öncelikli olarak aşı olacağı bile resmi olarak listelenmiş değil. İddialara göre de Sn Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yakın çevresinin ise DSÖ’den onay almış ilk aşı olan Biontech aşısını olduğuna dair yalanlanmamış iddialar var. Derhal bu iddialar açıklığa kavuşturulmalı ve Türkiye aşı sepetini acilen çeşitlendirmelidir. Adaletin yalnızca adından ibaret olduğunu düşündüğümüz iktidar partisinin insan hayatına mâl olan yanlış yönetiminin de elbet hesabı sorulacaktır.
ÇİN AŞISININ MALİYETİ DETAYLI ŞEKİLDE AÇIKLANMALI
Çıray, Çin aşısına ne kadar ödeme yapılacağı, bu ödemenin hangi koşullarda ve ne sürede yapılacağı kamuoyuna detaylıca açıklanmalıdır. Şeffaf olmamaya devam edildikçe kamuoyunda çıkan iddialarla aşı karşıtı olan insanların sayısı artmaya devam edecektir dedi. Ayrıca önce aracı olduğu yalanlanan sonra da lojistik destek verdiği açıklanan Keymen İlaç firmasının da aşının mali tablosundaki yeri kamuoyuyla paylaşılmalıdır diyen Çıray, bu başarısız ve şeffaflıktan uzak süreçler toplumda aşılanmaya karşı genel bir tereddüdün ve güvensizliğin yaygınlaşmasına yol açmaktadır. Bunun da COVID 19’a karşı toplumsal bağışıklığın temel unsuru olan aşılama sürecini olumsuz etkileyeceği ve salgınla mücadeleyi güçleştireceği aşikârdır açıklamasında bulundu.
Çıray sözlerine şöyle devam etti: Yandaş müteahhitler böyle bir ekonomik krizde bile zenginleşmeye devam ettiler. Salgınla birlikte işsizlik oranı tavan yaptı ve binlerce iş yeri kapandı. Mızrak artık çuvala sığmıyor. Vatandaş geçim derdiyle boğuşurken Şehir hastanelerinin son 11 aylık kira bedelleri, ranta dayalı sağlık politikaları ve yanlış salgın yönetiminin faturası vatandaşa kesilmeye devam ediyor. Sağlık çalışanları canla başla mücadele edip bir yandan da Covid-19’un meslek hastalığı sayılması mücadelesi verirken, insanlara sürekli maske ve mesafe kurallarını hatırlatan Sn Sağlık Bakanının saraydaki sazlı sözlü eğlenceye tek kelime edememesi, içinde bulunduğumuz rejimin vahametini bir kez daha gözler önüne sermiştir. O nedenle artık insan sağlığının söz konusu olduğu böylesine ciddi bir siyaset üstü meseleden siyasi başarı devşirme gayretlerini bir kenara bıraksınlar da büyük, demokratik ve güçlü bir devlet ciddiyetiyle bir kere geldiğimiz bu dünyada insanları yaşatmanın ve adaletli olmanın önemini kavrasınlar.
Çıray, Sağlık Bakanına şu soruları yöneltti;
⦁ 11 Aralık’ta geleceğini söylediğiniz aşıların yirmi gün kadar gecikmesinin sorumlusu kim ya da kimlerdir?
⦁ Her ülke farklı şirketlerce üretilmiş en az iki aşının anlaşmalarını kendi nüfuslarını tamamını aşılayacak sayıda yaparken, Türkiye neden yalnızca bir tek Çin şirketinin aşısı ile yetinmekle kalmış ve ilgili aşı konusunda toplumsal bağışıklığa önemli bir katkı sağlayacak miktarda bir anlaşmaya gitmemiştir?
⦁ Henüz Faz-3 çalışmaları tamamlanmamış bir aşının tercihinde hangi faktörler belirleyici olmuştur? Bu faktörlerde objektif bilimsel verilerin rolü ve güvenilirliği nedir?
⦁ Başta DSÖ olmak üzere, Uluslararası kuruluşlar tarafından onay almış diğer aşıları üreten şirketlerle acil anlaşmalar yaparak, Türkiye’nin aşı sepetini çeşitlendirmeyi düşünüyor musunuz?
⦁ Türkiye’nin aşı konusunda anlaştığı tek firma olan Çin/Sinovac firmasının geliştirdikleri bir aşı için “rüşvetle” ruhsat aldığı mahkeme kararıyla tescil edilen tek firma olması ile ilgili iddialar doğru mudur? Eğer doğruysa bu skandal değil midir? Açıklama yapmayı düşünüyor musunuz?
⦁ Diğer ülkeler anlaşma yaptıkları aşıların ülke bütçesine olan yükünü kamuoyu ile paylaşırken Türkiye henüz bu konuda resmi bir açıklama yapmamıştır. Derin ekonomik krizin içinde olan vatandaşlarımızın vergileriyle ödenen bu aşının detaylı maliyetini açıklamayı düşünüyor musunuz?
⦁ Aracı firma olduğu ve lojistik destek verdiği ortaya çıkan, Sinovac’ın Türkiye distribütörü olduğunu söylediğiniz Keymen İlaç firmasının bu lojistik desteğinden dolayı devlet bütçesinden kazancı var mıdır? Varsa ne kadardır?
⦁ Çin aşısının öncelikli olarak kimlerin olacağıyla ilgili objektif kriterlere dayalı aşılama takvimini ve planını kamuoyuyla hiç zaman kaybetmeden paylaşmayı düşünüyor musunuz?
⦁ Covid-19 neden istisnasız bir şekilde meslek hastalığı sayılmamaktadır? Bakanlığınızda bu konuda kapsayıcı bir çalışma yürütülmekte midir?