İYİ Partili Çıray: Suriyelilerin ülkelerine geri dönmeleri olmazsa olmaz şartımız olmalı
İYİ Parti Milli Güvenlik Politikalarından Sorumlu Başkanı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İki gün önce Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan'ın, Rusya'nın başkenti Moskova'da Suriye Ulusal Güvenlik Bürosu Başkanı Tümgeneral Ali Memlük ile bir araya geldiğinin açıklanması üzerine İYİ Parti Milli Güvenlik Politikalarından Sorumlu Başkanı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray bir açıklama yaptı.
Çıray açıklamasına AKP Dış Politikalarını eleştirerek başladı. Erdoğan ve kurmaylarının, ideolojik takıntılı dış politikaları nedeniyle Türkiye’yi dünyada yalnızlaştırdıklarını, Ortadoğu ve Suriye’de Türkiye’yi hesapsız bir maceraya sürüklediklerini ifade etti ve “Şimdi ayrıldıkları limana geri dönmek istiyorlar ama liman yerinde değil. Biz milli dış politika anlayışımızın gereği olarak Türkiye gemisinin yeniden inşa edeceğimiz güvenli bir limana yanaşması için kılavuzluk yapacağız,” dedi.
AKP’nin ideolojik takıntılı yanlış dış siyasetlerinin Milli Güvenliğimiz açısından son derece önemli olan Suriye’nin toprak bütünlüğünün bozulmasına ve sınırımızda bir terör devleti kurulacak aşamaya gelinmesine neden olduğunu hatırlatan Çıray, sözlerini şöyle sürdürdü:
SURİYE’NİN BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZMAYIN DEMİŞTİK
“Şimdi Moskova'da Suriye Ulusal Güvenlik Bürosu Başkanı Tümgeneral Ali Memlük ile Sayın Fidan görüşmüş. Memlük, Türkiye'yi ‘Suriye'nin egemenliği, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğüne bağlı kalmaya’ da davet etmiş. Yani yıllardır bizim söylediklerimiz söylenmiş. Eğer, AKP yönetimi Suriye olayına hiç bulaşmadan önce bizim uyarılarımıza kulak verseydi, bu konuda Türkiye gibi büyük bir ülkeyi Suriyeli Tümgeneral Melük’ün adeta şart koşulan bu sözlerinin muhatabı yapmayacaktı. Doğrusu 5 Eylül 2012’de, ‘Onlar yarın Şam’a gidecek yüz bulamayacak ama biz Selahaddin Eyyubi’nin kabri başında fatiha okuyacağız, Emevi Camisi’nde namazımızı kılacağız, Bilal-I Habeşi’nin türbesinde dua edeceğiz,’ diye uluboydan konuşan Sayın Erdoğan’nın ülkemizi düşürdüğü durum bizi üzüyor.”
Memlük’ün görüşmede Türkiye'nin Suriye'deki askerlerini derhal ve tamamen çekmesini istemesini ve Türkiye'den bu mutabakat kapsamında "özellikle İdlib'deki teröristlerin ve ağır silahların bölgeden tahliye edilmesi ve Halep-Lazkiye ile Halep-Hama yollarının açılması" konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmesini istediğini hatırlatan Aytun Çıray sözlerini şöyle sürdürdü:
SURİYELİLERİN ÜLKELERİNE DÖNMELERİ OLMAZSA OLMAZIMIZ OLMALI
“Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener'in 'Eğer sinirleriniz müsaade etmiyorsa Suriye ile ben görüşürüm' diyerek önemini vurguladığı bu görüşmeleri destekliyor ve Türkiye’nin yüksek çıkarlarına uygun bir anlaşmayla sonuçlanacak siyasi boyuta taşınmasını bekliyoruz.
Suriye ile başlayan görüşmelerin siyasi düzeye taşınarak çözüme ulaşmasını biz İYİ Parti olarak bekliyoruz. Fırat'ın doğusunda, PKK'nın Suriye unsuru olan YPG'ye karşı birlikte mücadele edilmesinin yanında, AKP Hükümeti Türkiye’deki Suriyelileri ülkelerine geri gönderecek şekilde anlaşma yapmalıdır. Suriye’nin toprak bütünlüğünün yanında Suriyelilerin insan hakları çerçevesinde ülkelerine geri dönmeleri olmazsa olmaz şartımız olmalıdır.
Biz İYİ Parti olarak PKK'nın Suriye kanadı ve yapılanması olan YPG'ye karşı sayın Esad'ın başkanlığındaki meşru Suriye yönetimiyle birlikte mücadele edilmesini ve bunun iki devlet arasında kaçınılmaz olarak ortaya çıkmış zehirleyici güvensizliği hızla ortadan kaldırıp karşılıklı güveni yeniden tesis edecek bir dış politika anlayışıyla yapılmasını son derece işlevsel ve önemli buluyoruz.
Biz işte bu güçlü ve sağlam zeminin verdiği güvenle, misafirimiz olan beş milyon Suriyeliyi, sayın Beşşar Esad başkanlığındaki meşru Suriye yönetimiyle yürüteceğimiz barış müzakerelerinin ve bu müzakereler sonunda yapacağımız kapsamlı onarıcı barış anlaşmasının merkezi bir unsuru yapabilir, bu 5 milyon Suriyeli misafirimizin Suriye'yle ilişkilerimizin tamamen barışçıl ve karşılıklı ekonomik faydaları ve işbirliği imkanlarını güçlendirecek geri dönüşlerini başlatabiliriz.
Bu Türk Milletine ödetilen ve şu an için 60 Milyar dolara yaklaşmış çok ağır bedelin telafi edilmesine yardımcı olacak süreçleri tesis edeceği gibi, Suriye bağlamını aşacak şekilde Türk ve Arap ulusları arasında barıştan beslenen refaha hizmet eden yeni bir dostluk anlayışının yeşerip güçlenmesini sağlayacaktır.”