İYİ Parti’li Erdem: İktidar 'HDP teröristtir' diyor, madem öyle elinizi kim tutuyor?

Abone ol

İYİ Parti Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Bahadır Erdem, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “HDP kapatılsın” yönündeki çağrısına ilişkin, “Bütün iktidar organları HDP teröristtir diyor. Madem öyle elinizi kim tutuyor?” dedi.

İYİ Parti Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Bahadır Erdem, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “HDP kapatılsın” yönündeki çağrısına ilişkin, “Bütün iktidar organları HDP teröristtir diyor. Madem öyle elinizi kim tutuyor?” dedi.

Kadına yönelik şiddetin engellenmesinin AKP zihniyeti ile gerçekleştirilemeyeceğini savunan Erdem, “Türkiye 18 yıldan beri, cinsiyet eşitliğine inanmayan bir yönetim kadrosu ile yönetiliyor. İktidarın dili ve eylemlerindeki cinsiyet eşitsizliği bitmedikçe, kadını ikinci sınıf gören dini dernek, cemaat ve vakıflara verilen destekler sürdükçe ve yasal düzenlemeler yapılmadıkça kadın cinayetleri ve çocuk istismarı bitmez” diye konuştu.

Cumhuriyet’ten Leyla Kılıç'ın sorularını yanıtlayan Bahadır Erdem şunları söyledi;

- İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ adıyla yürüttüğünüz çalışmaların detaylarını anlatır mısınız?

18 yıldan beri iktidar olan AKP, Türkiye’yi tek adam rejimine mahkum etti. Türk tipi Başkanlık sistemi olarak adlandırılan bu yeni rejim ile yasama, yürütme ve yargı, tek bir kişinin, aynı zamanda Erdoğan’ın etkisi altına alındı. Anayasal demokrasinin en önemli ilkesi olan kuvvetler ayrılığı yerle bir edildi. İYİ Parti bu işin böyle gitmesinin mümkün olmadığını gördüğü için yeniden Parlamenter Sisteme dönülmesi gerektiğinin, ancak Parlamenter Sistemin de siyaset tarafından geçmişte kötüye kullanılabilen açıklarının ortadan kaldırılarak, Anayasanın yeniden düzenlenmesi gerektiğinin öncülüğünü yaptı. Bu rejimin en önemli ilkelerinden birisi ise hiç şüphesiz tarafsız, partiler üstü, devleti ve milleti temsil eden, siyasetin tıkandığı noktalarda devletin en üst makamı olarak arabuluculuk ve uzlaştırıcılık yapma gücüne haiz bir cumhurbaşkanı. Biz İYİ Parti olarak, Anayasal Demokratik Rejim için gerekli olan, ileride yeni bir Anayasa yapılırken, bu Anayasanın lafzında ve ruhunda olması gereken ilkelerin çalışmasını yapıyoruz. Partimiz bu konuda zaten çalışmaktaydı. Ben göreve geldikten sonra da Genel Sekreterimiz sayın Uğur Poyraz ile koordine ederek partimizin çalışmalarına devam ediyoruz. Unutulmasın ki şu anda ne partimizin ne başka bir partinin, hatta iki parti yan yana bile gelse Anayasayı değiştirme gücü yok. Dolayısıyla ileride ortak mutabakat ile birlikte yapılması gereken Anayasanın hükümlerinin ayrıntısına girmenin ve açıklamanın bir anlamı yok. Bu nedenle İYİ Parti olarak, İyileştirilmiş-Güçlendirilmiş Parlamenter demokrasi, İYİ Devlet Sistemini kurarken uyulması gereken, hukuki ilkeleri ortaya koymanın çok daha gerçekçi olduğunu düşünüyoruz.

- AKP’li Milletvekili Şahin Tin’in “kuru ekmek yiyorlarsa aç değiller” sözleri tepkiye neden oldu. Ekonominin gidişatı ve iktidarın bu tavrı için neler söylersiniz?

Milletimiz çok gururludur. Öyle kolayına bu millet açım demez. Aile içi yardımlar ile bir şekilde idare etmeye çalışır. Ama 18 yılın sonunda ülkenin ve milletin ekonomik durumu o kadar vahim hale geldi ki kimsenin birbirine el uzatacak hali kalmadı. Cumhurbaşkanı, evine ekmek götüremeyen yurttaşa ‘sen de biraz abartıyorsun al keyif çayı iç’ diyerek çay fırlatırsa, partisinin milletvekili de ‘kuru ekmek yiyorlarsa aç değiller demek ki’ diyebilir. Bunu millet unutmayacak. Bu söylemler AKP’nin kendi yarattığı yandaş zenginlerin milyarlık vergi borçlarını silip, fakirin halinden anlamaz hale geldiğini gösteriyor. Genel Başkanımız Meral Akşener, yurdu geziyor. Esnaf, vergi borçlarından, kiralardan, kredi borcunun faizini dahi ödeyememekten, yanında çalışanın sigorta primini ödeyememekten bitap halde. Esnaf günlerce siftah yapamıyor. Devletin valisi geziyor, ‘maskeni niye takmıyorsun’ diye soruyor, aldığı cevap ‘gebereyim de kurtulayım’ oluyor. Akşener’den sonra diğer muhalefet parti liderleri de esnaf ziyaretine başladılar. Bir tek Erdoğan ile Bahçeli gezemiyor. Zira esnafın halini soracak yüzleri yok.

- MHP lideri Bahçeli ‘HDP kapatılsın’ çağrısında bulundu. İYİ Parti bu konuda nasıl konumlanıyor?

Hukuki olarak hiçbir siyasi partinin kapatılması demokrasiye hizmet etmez. Ancak eğer bir siyasi partinin terör ile ilişkisi olduğu ispatlanırsa bu siyasi partinin mahkeme kararıyla kapatılmasına ‘Venedik Kriterleri’ dahi izin vermektedir. Yıllardan beri en küçüğünden en büyüğüne bütün iktidar organları HDP teröristtir diyor. Madem öyle elinizi kim tutuyor? Kanuna göre parti olarak HDP’nin kapatılmasını talep etmeye hakları var. Cumhuriyetin savcıları nerede? Neden harekete geçmiyor? İki ihtimal var: Ya devlet makamlarının sözleri gerçek değil, zira gerçek olsa savcılar harekete geçer. Ya da gerçek olduğu halde savcılar görevlerini yerine getirmeyip suç işliyor. Var mı bu durumu izah edebilen üçüncü bir ihtimal? Evet var, o da işin siyasi boyutu. HDP kapatılmasın ki AKP ve MHP ona, her gün terörist diyebilsin. Bir de yanında CHP ve İYİ Parti’ye de ‘siz de onunla ittifak yapıyorsunuz, hepiniz teröristsiniz, zilletsiniz, bir tek biz iyiyiz, bir tek biz yerli ve milliyiz’ desin. Şimdi sorarım HDP kazara kapatılsa kime diyecekler bunları? Elbet yeni bir parti de kurulacak. O zaman ne olacak? Yeni Partiye, sen de teröristsin’ demek için en azından bir süre lazım. Ama o zamana kadar da seçim zamanı gelir. Yani demem o ki bu haliyle HDP, iktidar ve ortağı için ağızlarına her gün sakız yaptıkları çok kullanışlı bir eleman. Bütün hesaplar oy için. Başka hiçbir dertleri yok.

- Kurultaydan sonra partiniz içerisinde çeşitli tartışmalar meydana geldi. Sizin sosyal medya hesabınızdan Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala gibi isimler için yaptığınız paylaşımlar Ümit Özdağ tarafından gündeme getirildi. Bunlar için neler söyleyeceksiniz?

İYİ Parti’ye girdiğim anda bazı trollerin eline verilen 8 ve 5 yıl önceki arka arkaya 10 saniye farkla attığım Tweet’lerin içinden birisi seçilerek, Tweet’teki düşüncenin ve fikrin tam tersini iddia eden, siyasete de insanlığa da yakışmayan, akılsızca bazı saldırılar yapıldı. Malum yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Bütün bu haksız ve yalana dayanan saldırılar, bu tip her olayda olduğu gibi sadece saldırı sahiplerini küçülttü. FETÖ ile bu ülkeye yerleşen ve AKP ile ortağı MHP’nin ve diğer küçük ortaklarının en az FETÖ kadar benimsedikleri, insanlara iftira atarak siyaset yapma alışkanlığını bu ülkeden kaldırmak ve bu pis alışkanlığı kim yaparsa yapsın onların suratlarına çarpmayı büyük bir zevkle her önüme çıktıklarında yapacağımı buradan da bildirmek isterim. Ben ülkücü bir geçmişten gelmiyorum ama kendi vatan ve millet sevgimi, milliyetçiliğimi kimseye tartıştırmam. Kimsenin haddi değil. Bu ülke zaten 18 yıldan beri, sadece ben bilirim, benim dediğim doğru, ben kıymetliyim, yerli ve milliyim, benim dışımdaki terörist diyenlerden çekmiyor mu?

‘AKP, cinsiyet eşitliğine inanmıyor’

- Son yıllarda artan kadın cinayetleri konusunda bir hukukçu olarak düşünceleriniz nedir. Nasıl önlem alınır?

Sivil toplum kuruluşlarında siyasete girene kadar çok aktif çalışmalar yaptım. Kadın ve çocuk haklarının korunması hukuk devletinin olmazsa olmazıdır. Çocuğunu kadınını koruyamayan, çocuklarımızın istismara uğradığı bir ülkeden hayır gelir mi? Kadın cinayetleri, aile içinde ya da çocuk yurtlarında istismara uğrayan çocuklar bu ülkenin en büyük ayıbıdır. Siyaset gerçekten samimi olarak engellemek isterse, kadına şiddeti engelleyebilir. Ancak Türkiye 18 yıldan beri, cinsiyet eşitliğine inanmayan bir yönetim kadrosu ile yönetiliyor. AKP, cinsiyet eşitliğine inanmıyor. Kadını sadece anne kimliğine sıkıştırmak isteyen, eğitimden başlamak üzere eve kapatan, kadının sokakta bulunacağı saatten, giydiğine, çıkardığına, attığı kahkahaya varana kadar zaptu rapta almak isteyen bakış açısı var. Kadını ikinci sınıf gören adeta erkeğe köle yapmak isteyen ne kadar dini vakıf, dernek ve cemaat var ise yıllardan beri onlara gerek maddi gerek siyasi en güçlü desteği veriyor. Yıllardan beri söylüyoruz, iktidarın derhal Türk Ceza Kanunu’nda, ‘kadın cinayeti’ suçunu düzenlemesi gerekiyor. Kanundaki indirim hallerinin, Kadına Karşı İşlenen Suçlar ile Çocuğa Karşı İşlenen Suçlara uygulanmayacağının hüküm altına alınması gerekiyor. İktidarın dili ve eylemlerindeki cinsiyet eşitsizliği bitmedikçe, kadını ikinci sınıf gören dini dernek, cemaat ve vakıflara verilen destekler sürdükçe, kanunlardaki önerdiğimiz bu düzenlemeler yapılmadıkça Türkiye’de kadın cinayetleri, çocuk istismarları bitmez.

'Bu yazıyı alan hakim nasıl bağımsız karar verebilir?' Siyaset HDP'li Beştaş: Katıldığımız herhangi bir etkinlikte sustuğumuz için bile fezleke geldi Siyaset Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a: 'Yalancı' sözüne alınmıyor 'sözde cumhurbaşkanı' dememe alınıyor Siyaset CHP Rize'den basın açıklaması Siyaset