İYİ Partili Erhan Usta: Erdoğan ve ekibinin ülkeyi getirdiği nokta bir millî güvenlik sorunudur

Abone ol

İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, TBMM'de bütçe görüşmelerinde ekonomide gelinen son durumu değerlendirdi.

TBMM Genel Kurulu’nda; bütçe görüşmelerinin son gününde, İYİ Parti adına İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Samsun Milletvekili Erhan Usta ile İYİ Parti Grup Başkanı ve Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu konuştu.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, "Sayın Cumhurbaşkanı ‘paramız bellidir, Türk lirasıdır’ demiş olsa da piyasada bugün Türk lirası yoktur. Türk lirası bugün piyasada azınlık para haline gelmiştir" dedi.

Usta, özetle şunları söyledi:

“EN TATSIZ BÜTÇE"

Yaşadığımız en tatsız bütçe olduğunu ifade etmek isterim. En tatsız ekonomik ortam olduğunu ifade etmek isterim. 2001, 2008, 2009 krizini yaşadık, şimdi 2021 krizini yaşıyoruz. Emin olun Türkiye ekonomisini hiç bu kadar sıkışmamıştı.

"KİBİR HAD SAFHADA"

İktidar çevrelerinde ciddi bir üslup sorunu var. Yani bakın, dolar kuru 16 lirayı aştı, 17 lira oldu. Yani iktidar partisi milletvekillerinin veya yetkililerin, buraya gelsin gelmesin, dışarıda beyanat verenlerin biraz mahcup bir şekilde aslında konuşması gerekir fakat bakıyorsunuz hiç o mahcubiyet yok, yine en üst perdeden konuşuluyor, yine hep suçlayıcı dille, kutuplaştırıcı dille konuşuluyor, kibir had safhada ve herhâlde pişkinlik de en büyük özellikleri hâline geldi. Umuyoruz ve öyle görünüyor ki Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetlerinin ve son dört bütçe itibarıyla da Cumhur İttifakı'nın son bütçesi olacak.

"TÜRK LİRASI PİYASADA AZINLIK PARA HALİNE GELDİ"

Güven tamamen yok olmuş durumda yani ekonomide hiçbir şekilde güven yok, güven sıfırın altında. Türk lirasından ciddi bir şekilde kaçış var ve bu kaçış her defasında da hızlanıyor. Bir yerli paranın 3 tane fonksiyonu var. Biri, mübadele aracıdır. Bugün Türk lirasının bir mübadele aracı olduğunu söyleyebilir misiniz? Türk lirasıyla alışveriş neredeyse kalktı. Tasarruf aracıdır. Bugün Türk lirası ile tasarruf yapma imkanı var mı? Üçüncü özelliği, bir paranın değer belirleme aracıdır. Bakın fiyatlar hep dolar üzerinden konuşulmaya başlandı. Dolayısıyla, her ne kadar Sayın Cumhurbaşkanı ‘paramız bellidir, Türk lirasıdır’ demiş olsa da, Piyasada bugün Türk lirası yoktur. Türk lirası bugün piyasada azınlık para haline gelmiştir.

"ENFLASYONLA MÜCADELE POLİSE BIRAKILDI"

Fiyat istikrarı kayboldu. Yüksek enflasyon hayatımıza geri döndü. Merkez Bankası enflasyonla mücadeleyi bıraktı. Enflasyonla mücadele polise bırakıldı, denetim elemanlarına bırakıldı sonra da TÜİK’e bırakıldı.

"YARIM SİMİT SATILMASI TÜRKİYE'DE İLK DEFA KARŞILAŞILAN BİR DURUM"

Faiz ile kur arasına sıkışmış bir ekonomi var. Dış borçlar katlanarak artıyor, yılbaşında 3,2 trilyon lira olan Cumhuriyet Tarihi boyunca biriktirilen dış borç, bugün 7,6 trilyon liraya çıkmıştır, bu rakam da yıllık vergi gelirinin 4 katına ulaşmıştır. Firmalar açısından durum, baskı ve kuşku altındadır firmalarımız, geleceği göremiyor, fiyat veremiyor, sermayeleri her gün eriyor, sattığını yerine koyamıyor, terörist olma korkusu yaşıyor bugün firmalar. Vatandaş açısından durum, mutsuz ve endişelidir vatandaşımız. Derinleşen bir yoksulluk vardır. Emeklilerimizin durumu zaten perişan, dar gelirliler de aynı şekilde. Türkiye beslenme sorunuyla karşı karşıyadır. Yetersiz borç gelir doğurmaktadır. Gençlerimiz yurt dışına kapak atmanın yolunu aramaktadırlar. Millet, ne yiyeceğim, yarın karnımı nasıl doyuracağım endişesi taşımaktadır. Türkiye 70'li yıllardaki kuyrukları yaşamaktadır. Yarım simit satılması Türkiye'de ilk defa karşılaşılan bir durumdur, o da size nasip oldu.

"ERDOĞAN VE EKİBİNİN ÜLKEYİ GETİRDİĞİ NOKTA BİR MİLLÎ GÜVENLİK SORUNUDUR"

Bu ekonomik gidişatı, son dönemi üç evrede tanımlayabiliriz bana göre. Birincisi ekonomik krizdi, bu hâlen devam ediyor fakat ekonomik krizden sonra ciddi bir fakirleşme ve yoksullaşmadır ikinci evresi, üçüncü evresi ise Türkiye ekonomisinin komple çökmesidir…Erdoğan ve ekibinin ülkeyi getirdiği nokta bir millî güvenlik sorunudur. Gerçek beka sorunu bugünkü durumdur. Erdoğan'ın ‘kurtuluş savaşı’ sözü şu anda daha iyi anlaşılıyor meğer AK Parti hükûmetleri Türkiye ekonomisinin işgaline sebep olmuştur. İşgale neden olanlar hiçbir zaman kurtarıcı olamazlar. Erdoğan'ın ve AK Parti'nin bu ülkeye verdiği, vereceği artık hiçbir şey kalmamıştır, bu yol çıkmaz sokaktır."

Tatlıoğlu ise şöyle konuştu:

“BU İLKBAHARDA BİR SEÇİM PLANI ORTAK BİR ÇIKIŞ PLANI YAPALIM"

Bugün bütçeyi konuşuyoruz. Herhâlde bundan sonra, bütçenin sahibi de Sayın Nurettin Nebati mi olacak? Bugün piyasa yok, fiyat yok; yerinde duran, sadece Türkiye'yi yönetenler, saray ve yönetim katı, onlarda da hiçbir kıpırdama yok. Şimdi, dolayısıyla bu bütçe, dolarla çok söyledi arkadaşlar ama işin doğrusu şu, 6 Eylül Orta Vadeli Plan ilan edilirken Sayın Nebati, 211 milyar dolar; 1,750 trilyon... Küresel anlamda entegre olmuş bir ülke olarak Türkiye'ye bu bütçedeki mal ve hizmetler için bugün bu ortalama kur hesabından 3,5 trilyon gerekiyor. Şimdi, önümüzdeki yıl bugünkü kurdan, yarın bilemiyoruz, 3,5 trilyonun altındaki harcama yani diyelim ki 3 trilyonluk harcama orta ve dar gelirlilerin daha da fakirleşmesi demektir. O nedenle, gelin, içinde seçim takvimi millet ittifakı ile birlikte kısa vadeli bir çıkış planı yapalım. Gelin, bu ilkbaharda da bir seçim planı bir çıkış planı yapalım ortak.

"AT ÖNDE SEYİS ARKADA, BUNA YETİŞECEK BİNECEK DE…"

4 bin 200 asgari cüret hesabı yaptık. 2021 yılındaki hesaba göre asgari ücret 6 bin 200 lira olması lazım. Bu bütçe hesap edilirken asgari ücret hesapları 3 bin 500’dü. İnanın önümüzdeki ay asgari ücret hesaplansa 6 bin 500 olur. 4 bin 200 rakamını içinde bulunduğumuz derin ekonomik krizin dalgası yaptırdı. Dalga bizi nereye götürüyorsa oraya geldik. Bugün borsa kapandı. Türkiye Cumhuriyeti borsası bugün otomatik aşırı düşüşten kapandı. Halbuki dolar yükseliyor, döviz yükseliyor. Normal bu tür kriz dönemlerinde, bir kısım insan dövizden borsaya geçer, normali bu. Bunlarla ilgili bir yorum bile işitmedik. Çünkü gerçekten Türkiye Cumhuriyeti’nde siyasi sorumluluk sahipleri bugün olayların arkasından koşuyor. At önde seyis arkada, buna yetişecek binecek de buna hükmedecek yol gidecek. Bugün bu işin siyasi sorumluluğunu kim alıyor? Bu şartlarda muhatabımız, milletin muhatabı olarak bu işin önünü açmak, Türkiye’ye maliyetini minimize edecektir.

"BUGÜNKÜ GELDİĞİMİZ NOKTA, TÜRK LİRASININ PİYASADAN KOVULMA HİKAYESİ"

Bugünkü geldiğimiz ekonomik anlamda nokta, Türk lirasının piyasadan kovulma hikayesidir. Ve bizzat devlet tarafından kovulma hikayesidir. Devlet, milli parasına, kendi kurumlarına, kendi itibarına yatırım yapar. Biz 2005’te başladık elektrik üretim alımları döviz garantili, 10 yıllık yetki aldık 2015. Yetkiliydi Sayın Erdoğan, Cumhurbaşkanı, Başbakan olarak, hükümet olarak beş yıl daha uzattı, 2020 Aralık. Yetkisizdi, 6 ay daha uzattı. Sadece bu beş yıllık, 47 milyar dolar bu piyasaya dolar üretti. Ve burada tam bir döviz piyasası oluştu ve bunların firmaları oluştu. Ben size bunlardan ilk 10’dan birkaç firma sayayım, Cengiz Enerji, Limak Enerji, İçtaş Enerji, Çelikler Enerji, Kolin Enerji. Sonra dağıtımları verdik. Yatırım için para alıyorlar hem de üç misli arttı. 7 milyardan 22 milyara, yatırım yok. Çip üreticileri, bazı sanayiciler bir ülkede yatırım yaparken elektrik kesintisi oranlarına bakıyorlar. Türkiye’nin elektrik kesintisi oranı Fas’tan daha fazla olduğu için yatırımı caydırıyor. Ona bakalım kimler var, Cengiz, Kolin, Limak, Sabancı.” (ANKA)

TBMM'de söz alamayan TİP'li vekillerden akıllarda kalacak protesto: 'Sülale devri bitti, hepiniz yargılanacaksınız' Siyaset AKP'li Faruk Gökkuş'un Türkan Saylan sözlerine tepkiler art arda geldi: 'Hadsiz beyanları iade ediyoruz' Siyaset Özgür Demirtaş'tan Metin Külünk'e: 10 bin dolar değil, 11 bin dolar vereyim; susun Siyaset AKP'de 'dış güçler' çatlağı: 'İyileşmek için mikroba kızılmaz, bağışıklık arttırılır' Siyaset