İzmir Tabip Odası üyesinden çarpıcı iddia: 'Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki anjiyo ünitesi çalışmıyor'
İzmir Tabip Odası Üyesi Ergün Demir, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesindeki anjiyo ünitesinin aylardır çalışmadığını öne sürdü.
İzmir Tabip Odası Üyesi Ergün Demir, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesindeki anjiyo ünitesinin aylardır çalışmadığını öne sürdü.
Demir, “Kardiyoloji Anabilim dalında mevcut olan anjiyo ünitesi, 6 aydan daha uzun süredir çalışmıyor. Cihazların uzun süredir onarılmaması nedeniyle acil servise başvuran ve kalp krizi tanısı konulan hastalar mağdur olmakta ve başka hastanelere sevk edilmektedir. Müdahale süreleri uzadığı için de hastaların hayati riskleri artmaktadır” dedi.
Ergün Demir, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesindeki anjiyo ünitesindeki durumu şöyle anlattı:
“Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim dalında mevcut olan anjiyo ünitesi, 6 aydan daha uzun süredir çalışmıyor. Cihazların uzun süredir onarılmaması nedeniyle acil servise başvuran ve kalp krizi tanısı konulan hastalar mağdur olmakta ve başka hastanelere sevk edilmektedirler. Müdahale süreleri uzadığı için de hastaların hayati riskleri artmaktadır.
Acil hastalar dışında anjiyo ihtiyacı olan ya da pil takılması gereken hastalar da aylardır bu hizmeti alamadıkları için mağduriyet yaşamaktadır. Yeni cihaz alımı veya tamir konusunda yaşanan bu aksaklık, günler geçtikçe, zaman uzadıkça daha da çok hastayı etkilemeye devam etmektedir. Ülkemizin en köklü fakültelerinden olan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinin düşürüldüğü durum bir yana, hastaların hayatını ilgilendiren kalp pili, kalp anjiyosu gibi konularda bu kadar uzun süre adım atılmamış olması da çok üzücüdür.
“ONARIMI EN FAZLA 350 BİN DOLAR”
Bir yandan anjiyo ünitesinin bakım onarımı veya tedariki için gerekli olan 250-350 bin doların temin edilememesinden dolayı kalp hastaları mağdur edilirken öte yandan AKP iktidarı Somali’ye aylık 2 milyon 500 bin ABD doları hibe edebilmektedir. Dünyanın birçok ülkesine kişisel koruyucu ekipman ve sağlık malzemesi göndermek, yoksul ülkelere hibe etmek şüphesiz olumludur. Ancak bunun için öncelikle vatandaşların ve kamu sağlık kurum ve kuruluşlarının sorununun giderilmiş olması gerekmektedir.
“KALP KRİZİNE BAĞLI ÖLÜMLER ARTTI”
Her ne kadar Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 23 Haziran tarihinde, ‘Salgında yaklaşık 50 bin insanımızı kaybettik. Salgın sebebiyle ertelenen sağlık hizmetleri sebebiyle yaşadığımız kayıp ise bundan çok daha büyük. Örneğin kalp krizi teşhisleri salgın döneminde yüzde 56 azalmasına rağmen kalp krizine bağlı ölümler, yüzde 10 daha fazla artış gösterdi.
Bu durumun temel sebebi, salgın dışında sağlık hizmetine ulaşımın yavaşlaması ya da vatandaşlarımızın salgın dışındaki sebeplerden hastanelere gitmekten imtina etmeleridir. Benzer birçok hastalığın teşhisinde azalış olurken o hastalığa bağlı kayıplarda artış yaşadık’ açıklamasını yapsa da Ege Üniversitesi Tıp Fakültesindeki yaşanan durum tam tersinedir. Burada vatandaşlar hastaneye gitmekte imtina etmiyorlar; ancak özellikle acil servise başvuran ve kalp krizi tanısı konulan, anjiyo endikasyonu olan ya da pil takılması gereken hastalar, hastanede anjiyo ünitesinin aylardır arızalı olması nedeniyle sağlık hizmetine erişememektedirler.
“KAMUSAL SAĞLIK HİZMETİNİN ÖNEMİNİ PANDEMİDE BİLE ANLAMAKTA GÜZLÜK ÇEKTİLER”
Sağlık hizmetlerine nerede ne zaman ve ne kadar gereksinim duyulacağı kolayca öngörülemez. Sağlık alanında özel sektörün payının giderek artmasını sağlayan siyasi iktidar, yıllar boyunca eleştirdikleri ve çökerttikleri kamusal ve koruyucu sağlık hizmetlerinin önemini pandemi döneminde dahi anlamakta güçlük çekmektedir. Acil servise başvuran ve kalp krizi tanısı konulan, anjiyo endikasyonu olan ya da pil takılması gereken hastaların hayati risklerinin artmaması ve daha fazla mağdur olmaması için bir an önce anjiyo ünitesindeki arızanın giderilmesi veya yeni cihaz alımının yapılması gerekmektedir.”
(ANKA)