İzmir'in Kanal İstanbul'una karşı, İzmirliler ayağa kalktı: 'Doğamızı direne direne koruyacağız'
İzmir’in ‘Kanal İstanbul’u olarak tanımlanan Çeşme Projesi’ne karşı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in çağrısıyla miting düzenledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Yarımada bölgesinde hayata geçirilmesi planlanan Çeşme Projesi’ne karşı yüzlerce İzmirli Cumhuriyet Meydanı’nda buluştu.
Bilirkişilerin kamu yararına ve planlama ilkelerin uygun bulmadığı projeye karşı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in çağrısıyla gerçekleştirilen eyleme; CHP Doğa ve Çevre Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP’li belediye başkanları ve milletvekilleri, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Ege Çevre Platformu (EGEÇEP), İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, siyasi partiler ve yaşam savunucuları katıldı.
BirGün'de yer alan habere göre, İzmir’e turist çekmek için Çeşme’nin kıyılarının ve parsellerinin yabancı sermayeye satılmamasını söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Bu şehirde daha çok talana, yıkıma hiç ihtiyacımız yok. Çeşme, Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim belgesi ile bakanlıkça yapılan planlama çalışmaları, ne yazık ki İzmir’in tüm değerlerini tehdit ediyor. Şunu çok iyi öğrendik ki yerel yönetimleri, yerel ekonomiyi korumayan hiçbir turizm projesi başarıya ulaşamıyor” dedi.
"DAYATILMIŞ BİR KURGUDUR"
Soyer, “Çeşme Projesi, Çeşme’ye ait değildir” dedi ve ekledi: “Çeşme’nin değerlerini yok eden dışarıdan dayatılmış bir kurgudur. Bu proje alanı İzmir’in en kurak, toprak ve su açısından en fakir yerleri… Oysa bu proje, aşırı su kullanan golf sahalarını getiriyor. Bölgede farklı tarihlerde ilan edilmiş 11 turizm yeri var. Bu alanların sadece üç tanesinin onaylı imar planı var. Çeşme’de bunca turizm alanı boşken, bu alan imara açılıyor. Çeşme’nin su kaynakları zaten çok kısıtlı. Ulaşım, meselenin diğer bir ayağı. Çeşme’nin İzmir’e bağlantılı bir yolu var. Yaz aylarında daha şimdiden bu yol kapanıyor. Böylesi büyük bir projenin trafik için çözüm yolu yok. Kâğıt üzerinde ya da dünyanın başka yerinde güzel olabilir. Çeşme projesi, İzmir’in kimyasına, aklına ve ruhuna aykırıdır.”
"DOĞAMIZI DİRENE DİRENE KORUYACAĞIZ"
Soyer şunları dile getirdi: “İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu projeye karşı yürütülen tüm kurtuluş süreçlerine müdahil oldu, bundan sonraki süreçte de yeni dava açmaya devam edeceğiz. Burası kimsenin babasının çiftliği değil. Şunu herkes bilsin, İzmir’in madencilere bırakacak tek bir zeytin ağacı, ranta kurban edilecek tek bir metrekare kıyısı yoktur. Seferihisar’a, Selçuk’tan Kiraz’a ve Çeşme’ye kadar İzmir’in her bir karış toprağı korumamız altındadır. Bir belediye başkanının asli görevi görev yaptığı şehrin her bir karış toprağını korumaktır, son nefesime kadar koruyacağım. Göreceksiniz, doğamızı direne direne koruyacağız.”
"TAYYİP ERDOĞAN HARİTACILIK OYNUYOR "
CHP Doğa Hakları ve Çevreden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç ise, “Bugün burada toplanıp, ‘Çeşme ranta kurban edilmesin. Biz İzmirliyiz, Çeşme’de yaşıyoruz. İzmir’in Çeşme’nin bu güzelliğini bozmayın’ diyorsunuz. Siz bunu söylüyorsunuz, Çeşme’ye yarımadaya sahip çıkmak istiyorsunuz ama birileri haritacılık oynuyor. Tayyip Erdoğan almış eline cetveli, kalemi, harita çiziyor. Şurası bu ülkenin iş adamına, burası Katarlıya, burası şu rantiyeciye diye harita çiziyor. İzmir buna izin vermeyecek, hiçbirimiz izin vermeyeceğiz. Mustafa Kemal Atatürk’ten bu yana Cumhuriyet’in ne kadar değeri varsa hepsini satıp peşkeş çektiler. Kıyıları, sahilleri, ormanları sattılar, sıra Çeşme’ye geldi. Çeşme projesi rant projesidir. Buna izin vermeyeceğiz, bunu için sizinle dayanışma içindeyiz” diye konuştu.
"HÂLÂ KARAR GELMEDİ"
Avukat Ömer Turgut Erlat da, “Çeşme Yarımadası’nda 16 bin hektar alan yani ilçe sınırlarının yüzde 75’i tamamen devletin tasarrufunda olan kamuya ait bir alan. Yerleşim alanları dışında bütün kıyılar, tarım alanları, meralar özel kişilere devredilecek. Burada sadece ana yatırımcının sözü ve tasarrufu sağlanacak, kimse bu alana giremeyecek. Çünkü buralar halka kapalı özel alanlar olacak. Halkın alanı halkın elinden alınacak. Turizm teşvik kanununda yapılan teşvikler sonucu özelleştirilecek. Çeşme yarımadasının tamamının özel mülkiyete ait olduğunu düşünün, elimizden çıkıyor. Bilirkişiler bu işlerin kamu yararına ve hukuka aykırı olduğunu tespit etti. İki ay önce karar geldi ama Danıştay’dan hala karar yok. Yargıyı derhal hukuka uygun karar vermeye çağırıyor, İzmir halkını da yaşam alanını korumaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.