Kafe ve bar çalışanları normalleşmeden faydalanamadı: 'Ayrımcılık var'

Pandemi süreciyle birlikte Türkiye'de kısıtlamaların başlamasından bu yana hemen hemen hiç iş yapamayan kafe ve bar çalışanları, yaklaşık bir yıldır mağdur.

Bu nedenle seslerini duyurabilmek için başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok ilde eylem yapan kafe ve bar çalışanları dün açıklanan paketten de umduğunu bulamadı.

Bir kafe ve bar çalışanı olarak uzun süredir işsiz olan Mert Karaatlı, kısmi açılma kararında yine bir "ayrımcılık" söz konusu olduğunu belirterek, ANKA'ya şunları söyledi:

"BARLAR-MEYHANELERLE İLGİLİ YİNE BİR ŞEY YOK"

"Dünkü Bakanlar Kurulu toplantısı sonucunda göreli de olsa bir açılma kararı çıktı. Bu karar sonucunda restoranlar kafeler ve lokantalar saat sabah 07.00 akşam saat 19.00’a kadar açılabilecek. Bunun içerisinde İstanbul gibi Ankara gibi büyükşehirler de mevcut. Tabii isterdik ki en azından sokağa çıkma yasağının olduğu başladığı saat akşam 21.00’e kadar devam etsin bu açılma kararı. Fakat akşam 19.00’da nedendir bilinmez böyle bir kararla kapatılacak. Bunun yanı sıra bir ayrımcılık söz konusu restoranlar kafeler açılacak, ama barlarla meyhanelere dair herhangi bir şey yok. 10 gün sonra barlar ve meyhaneler yaklaşık bir yılını dolduracak kapalı kaldığı süre boyunca. Bu sektörde çalışan binlerce insan bir sene boyunca ne yer ne içer bunun halen daha bir cevabı yok. Bir de bu sektör de sigortasızlık gibi bir gerçek olduğu için mevcut desteklerden de yararlananların sayısı çok az. Fakat bunun gibi daha önemli bir mevzu düşük kapasite ile çalışma.

Bakanlar Kurulu toplantısından bir de bu çıktı. Açılma olacak ama düşük kapasite ile çalışılma olacak. Bu düşük kapasite sonucunda da insanlar kısa çalışacak daha az süre çalışacak ya da daha az insan çalışacak. Bu da aslında kitlesel bir işsizlik demek. Bunun önlenmesi gerekirken bu nakdi ücret ve kısa çalışma ödeneği de önümüzdeki ay kesilecek. Bizim buradan talebimizi tekrardan yineleyelim. Mekan ayrımı olmadan çifte standart olmadan bütün mekanların açılması gerekir ve bu sektör için nakdi ücret desteği ve kısa çalışma ödenekleri yıl sonuna kadar uzatılması gerekir."

Müzisyen Serhad Raşa da şöyle konuştu:

"Dün bilim kurulu koronavirüs kapsamında birtakım serbestliklerden ve birtakım esnek çalışma saatlerinden bahsetti. Fakat görüyoruz ki yine müzisyenlerle ilgili sanatçılarla ilgili, tiyatrolarla ilgili, sahne sanatlarıyla ilgili herhangi bir önlem herhangi bir gelişme yok. Bir tek kafelerle ilgili sabah saat 07:00 akşam saat 19:00 pratikte hiçbir faydası olmayan hiçbir olumlu geri dönüşü olmayacak önlemler içerisinde. Müzisyenlerin ve sahne sanatçılarının mağduriyetlerinin bir an önce giderilmesini talep ediyoruz.”

MÜZİSYEN TUZCUOĞLU: “BİZ YİNE SAHİPSİZ KALDIK"

4X4 grubunun solisti Deniz Tuzcuoğlu, pandemi sürecinin başından itibaren ellerinden gelen fedakarlığı yaptıklarını alternatifler ürettiklerini belirterek, şunları söyledi:

"Online konserler, online dersler yapmaya çalıştık ve hayatımızı bu şekilde idare etmeye ve müziği bu şekilde yaşatmaya çalıştık. Fakat yine aynı şekilde kafeler restoranlar düşünülürken müzik sadece bir eğlence aracı olduğu için ne yazık ki şu an sözü bile geçmiyor. Sağ olsun Kültür Bakanlığı bir yardımda bulundu bizlere onunla ilgili zaten konuşmaya gerek yok. Ama bunun devamında herhangi bir plan yapılmadı. Böyle olduğu için biz yine sahipsiz kaldık. Bu sektörde çalışan sadece müzisyenler yok ışıkçılar var, işletmeciler var, organizatörler var, garson arkadaşlarımız var, komi arkadaşlarımız var, o çalıştığımız yerlerde yemek yapan işçi arkadaşlarımız var. Tedarikçiler var, aileleri var. Ekonominin bu çarkı nedense düşünülmüyor. Ama diğer bir yandan da en çok vergi alınan meslek grubu olmuş oluyor. Bizimki de dahil olmuş üzere. Çünkü eğlence vergisi. En gereksiz şey Türkiye’de eğlence ve mutlu olmak.

Bunun vergisi de büyük oluyor ne yazık ki. Düşünecek bir şey yok, ne zaman bize sıra gelecek diye beklemek durumundayız. Elimizden geldiğince fedakarlık yapıyoruz ama nereye kadar. Her hafta bir arkadaşımızın intihar ettiğini. Bir sürü arkadaşımızın alternatif işlere yöneldiğini zaten gördük. Burada üzerimize düşen bir sorumluluk, bir zorluk var biz bunu kaldırıyoruz ama bizim kaldırdığımızı birinin görmesi ve aynı zamanda da herkesin aynı yükün altına aynı şekilde girmesi gerekir."