'Kanal İstanbul’la ilgili hiç utanmadan yalan söylüyorlar'

Abone ol

Korkusuz yazarı Can Ataklı, Kanal İstanbul projesini değerlendirdi.

Can Ataklı, bugünkü yazısında Kanal İstanbul projesiyle ilgili bir yazı kaleme alarak, "Kanalın maliyetini bugünkü kurdan TL ile açıklamak, halkı kandırmaktan öte bir şey değildir." dedi.

"Bu kadar kişiye iş sağlamak için böyle absürt bir proje yerine, üretime dönük projeler geliştirilse çok daha büyük bir kitleye iş bulunur." diyen Ataklı'nın yazısından ilgili bölüm şöyle:

Sarayın hayali 27 Nisan 2011’den bu yana devam ediyor.

Tam 8.5 yıl önce açıkladı AKP Genel Başkanı bu projeyi, ama bir türlü ihale edip işe koyulamadı. Ne zaman İstanbul’u kaybetti, şimdi yeniden “Yapacağım bu kanalı” demeye başladı. Yandaş yalaka tetikçi medya da yıllardır unuttuğu projenin “ne kadar iyi, ne kadar yararlı, ne kadar güvenli” olduğunu ballandıra ballandıra anlatıp bunu bir de “uluslararası bağımsızlığımızı kazanmamız” yalanıyla yutturmaya çalışıyor. Günlerdir bu medyayı izliyorum.

Neler söylemiyorlar ki. İstanbul Boğazı’ndan her yıl 150 milyon ton tehlikeli madde geçiyormuş, sayı her yıl artıyormuş, kanal yapılınca yük hafifleyecek ve güvenlik artacakmış. Yalan şurada; gemi sayısında artış değil düşüş var, çünkü alternatif taşımacılık gelişti. En önemlisi tanker sayısı giderek azalıyor çünkü artık petrol ve doğalgaz boru hatları ile taşınıyor.

Neymiş, kazalar korkutuyormuş. Maazallah petrol yüklü bir tanker Boğaz’ın orta yerinde patlarsa ne olurmuş. Geçmişte örnekleri varmış, neyse ki bunlar ucuz atlatılmış. Kısmen doğu bu iddia; buna karşı en dar yeri 1600 metre olan İstanbul Boğazı’na karşı, genişliği sadece 250 metre olacak olan kanalın bu açıdan güvenli olacağını söylemek mümkün mü? Projenin maliyeti 75 milyar lira olacakmış. Projenin maliyet kalemlerinden önemli bölümü dövizle satın alınacak, ayrıca kredi kaynakları da dış borç olarak gelecek. Bu durumda kanalın maliyetini bugünkü kurdan TL ile açıklamak, halkı kandırmaktan öte bir şey değildir.

Ama bu yalakalar, kanalın gelirini nedense döviz cinsinden anlatarak, “Yılda 8 milyar dolar gemi geçişinden gelir sağlanacak, proje beş yılda kendini finanse edecek” yalanını uyduruyor.

Hesabı, günde 160 gemi geçişine göre yapıyorlar. Bu durumda gemi başına 130 bin dolar ücret alınacak demektir ki, kim bedava geçiş hakkı olan bir suyolu yerine, fiyatı bu kadar yüksek bir kanalı kullanır ki? Yandaş yalakalar proje bittikten sonra en az 1.5 milyon kişiye iş bulunacağını söylüyorlar. İyi de bu kadar kişiye iş sağlamak için böyle absürt bir proje yerine, üretime dönük projeler geliştirilse çok daha büyük bir kitleye iş bulunur.

NOT: Sanıyorum iktidar ve yandaş yalakaları, Amerikan donanmasının Karadeniz’e çıkmasını sağlamalarının dışında kanalı yapınca, Montrö’nün biteceğini ve Boğaz geçişlerinden de benzer para alabileceklerini düşünüyorlar. Bu nedenle kanala karşı çıkanlara ‘Montrö lobisi’ diyorlar.

2020 zamlarla geldi! Pasaport, ehliyet, trafik, MTV... Ekonomi Black Friday, en uzun gece indirimi derken işçiler molaya dahi çıkamıyor Ekonomi Araç sahipleri dikkat! 2020 Motorlu Taşıtlar Vergisi belli oldu Ekonomi 'Kamu bankaları şirket kurtarmak için zarar veriyor!' Ekonomi