Kareli gömlek giymek lezbiyenlik belirtisi mi?
Bir dizide kadın oyuncuya “çok fazla kareli gömlek giymemelisin” denilmesi tartışma yarattı...
Almanya’da oyuncular, bir dizide kadın oyuncuya “çok fazla kareli gömlek giymemelisin” denilmesi tartışma yarattı. Yaşananların ardından birçok şey açığa çıkınca LGBT kimliklerini açıklayarak sanat dünyasında farklı cinsel kimliklere bakışı sorgulayan ve değişim talep eden bir bildiri yayınladı.
Bildiride tiyatro, film ve televizyonda farklı cinsel eğilime sahip bireylerin daha fazla kabul görmesini istendi.
Alman oyuncular ajanslar ve televizyon editörleri tarafından cinsel kimliklerini kamuoyuna açık bir şekilde yaşamamaları, aksi takdirde heteroseksüel rollerden dışlanacakları uyarısı aldıklarını belirterek, grup olarak hareket ettiklerinde bir şeyleri değiştirme şanslarının olacağına inandıklarını kaydetti.
185 LGBT'li oyuncunun tanınma ve eşitlik için başlattıkları #Actout, mücadelelerinde bir dönüm noktası olabilir.
DİZİDE FAZLA KARELİ GÖMLEK GİYME
Almanya'nın saygın gazetelerinden Süddeutsche Zeitung'un magazin ekinde beş oyuncuyla yapılan röportajda, TV komiseri Karin Hanczewski'ye, “Tatort dizisinde (olay yeri dizisi) çok fazla kareli gömlek giymemelisin” denildiğini, meslektaşı Eva Meckbach'ın açıkladığı gibi, bunun lezbiyen bir kadının homofobik klişesine karşılık geldiğini söyledi. Berlin Gorki Tiyatrosu'nun konuğu olan Viyana Burgtheater oyuncusu Mehmet Ateşçi ise kendisinin de çok tanınmış bir oyuncu ile uzun bir ilişkisinin olduğunu ancak bunu gizlemek zorunda kaldığını söyledi.
TATORT DİZİSİ OYUNCUSU ULRİKE FOLKERTS DE BU DURUMU YAŞADI
Avrupa Postası’nda yer alan habere göre Almanya Lezbiyen ve Gey Derneği (LSVD) Sözcüsü Markus Ulrich ise, eşcinsel aktörlerin ve aktrislerin gerçek anlamda heteroseksüel rol oynamalarına genellikle güvenilmediğini,“Tatort” dizisinden tanınan Ulrike Folkerts'in de bu durumu yaşadığını söyledi.
Folkerts Alman Basın Ajansı'na (dpa) verdiği bir röportajında, "Anne rolü için seçildim, ancak yönetmen lezbiyen olduğumu öğrenince beni geri çevirdi. Bu ayrımcılıktır. Elbette bir anneyi oynayabilirdim" ifadelerini kullandı.
ZDF LGBT TEMSİLCİSİ: ENDİŞE TAŞIYAN OYUNCULAR BİLDİRİYİ İMZALAMADI
Dışarıdan gelen baskının genellikle büyük olduğunu söyleyen ZDF Televizyon Konseyi LGBT Temsilcisi Jenny Luca Renner, rol alamama endişesi taşıyan oyuncuların bazılarının şimdilik #actout girişiminde yer almayı reddederek bildiriyi imzalamadıklarını söyledi.
Babylon Berlin'den tanınan oyuncu Godehard Giese çok sayıda oyuncunun cinsel kimliğini gizlediğini ve kamuoyuna bu şekilde görünmek istemediğini belirterek, “Birçoğunun lezbiyen, gey, trans veya biseksüel olduğu biliniyor. Biz aktörüz. Oynadığımız şey olmak zorunda değiliz. Sanki öyleymişiz gibi oynuyoruz, bu bizim işimiz” dedi.
Kaspar Hauser'den tanınan oyuncu André Eisermann ise LGBT'li olmanın tam olarak kabul edilebilmesi için gidilecek uzun bir yol olduğunu belirterek, ''Toplumun bir kısmının, insanların eşcinselliklerine açık olmalarıyla ilgili hala bir sorunu var'' dedi.
Hollywood'da da yıllarca süren çeşitlilik ve kapsayıcılık eksikliğinin ardından yavaş da olsa değişim ortaya çıkıyor. Örneğin geçtiğimiz sonbaharda Oscar Akademisi, "En İyi Film" kategorisindeki adayların gelecekte kriterlerini karşılaması gereken yeni standartları açıkladı. Bu roller için LGBT içeriğine kadar geniş bir standart değişimi yaşandı.