Kariye Müzesi'nde Naos ziyaretçilere açıldı
İstanbul'da turistlerin en çok ziyaret ettiği önemli tarihi yapılardan biri olan Kariye Müzesi'nin restorasyonu biten ana mekanı (Naos) ziyaretçilere açıldı.
İstanbul'da turistlerin en çok ziyaret ettiği önemli tarihi yapılardan biri olan Kariye Müzesi'nin restorasyonu biten ana mekanı (Naos) ziyaretçilere açıldı.
DHA'nın haberine göre, Doğu Roma sanatının son dönem eserlerinden en önemlisi olan mozaik süslemelerin bulunduğu, çok sayıda turistin uğrak yeri Kariye Müzesi'nde devam eden restorasyonun bir bölümü bitti.
İstanbul Ayasofya Müzesi Müdürlüğü bağlı birimi olan Kariye Müzesi'ndeki restorasyon kapsamında çalışmaların tamamlandığı ana mekan (Naos), iç narteks (kilisenin ana mekanına açılan giriş bölümü) ve dış narteks bölümleri ziyarete açıldı. Dış nartekste İsa'nın hayatı, iç nartekste ise Meryem Ana'nın hayatını anlatan mozaikler bulunuyor.
Müzeyi ziyaret etmek isteyenler özellikle ana mekanın bitmesini bekliyordu
Özellikle müzeyi ziyaret etmek isteyenler içinde birçok kişi ana mekandaki restorasyonun bitmesini bekliyordu. Mezar şapeli (Parekklesion) ve iki katlı ek yapı (aneks) bölümlerinde ise onarım ve döşeme imalatlarının devam etmesi nedeniyle müzedeki restorasyonun Mart 2019 tarihinde tamamlanması planlanıyor. Bizans mimarisinin tipik özelliklerini taşıyan Kariye, naos(ana mekan), kuzey taraftaki iki katlı ek yapı (anneks), iç narteks, dış narteks ve güney taraftaki mezar şapeli (parekklesion) ile beş ana mimari birimden oluşuyor.
Ana mekanın özellikleri
Kariye Müzesi'nin tanıtım yazısında yer alan bilgilere göre, "ana mekanı (naos) 10.5 m x 15 m ölçülerindedir. Apsis Palaiologos’lar döneminde yapılan, dıştan yarım yuvarlak bir uçan payanda ile desteklenmiştir. Ana mekân zemin ve duvarları mermer kaplıdır. Apsis içinde Osmanlı döneminde yapılmış mihrap yer almaktadır. Apsis bölümünde yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkartılan vitray parçaları Pantokrator İsa Manastır Kilisesinde bulunan vitraylara benzemekte, bu da vitray sanatının Bizans’ta, Avrupa’daki gelişiminden önce olduğunu göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Naosun duvarları, korniş seviyesine kadar çok değerli mermer levhalarla, narteksler tamamen mozaik, Parekklesion ise freskolarla süslenmiştir."
Kariye Müzesi tarihçesi
Kariye Müzesi olarak anılan yapı, Doğu Roma İmparatorluğu döneminde büyük bir yapı kompleksi olan Khora manastırının merkezini oluşturan yapısı, kent surlarının dışında kalması nedeniyle, binaya Grekçe "Kırsal alan" ya da "Kent dışı" anlamına gelen "Khora" ismi uygun görülmüş.
Yapının kesin olarak inşa tarihi bilinmiyor; ancak, 6. Yüzyıl'a kadar giden bir geçmişe sahip olduğu belirtiliyor. 6. Yüzyıl'da İmparator Justinianus (527-565) tarafından harabe halinde olan bir şapelin yerinde 536 yılında yeniden inşa ettirilmiş.
11. Yüzyıl'da I. Aleksios’un kayınvalidesi Maria Dukaina tarafından yeniden yapılmış. 1204-1261 yıllarındaki Latin istilasinda harap olan manastır, Teodor Metokhites tarafından 14. Yüzyıl'da onarıldı. Dış narteks ve parekklesion bu dönemde yapıya eklendi.
Yapı, 1296’daki büyük depremden sağlam olarak çıktı. Fatih Sultan Mehmet’in 1453 yılında İstanbul’u fethi sırasında yapı, hiçbir zarar görmedi. Uzunca bir süre kilise olarak kullanılmaya devam etmiş olan Khora Manastırı Kilisesi, Sultan II. Beyazıd devrinde (1481–1512), Sadrazam Hadım Ali Paşa (Atik Ali Paşa) tarafından 1511 yılında camiye çevrildi ve yanına bir de medrese eklendi. Kariye, Bakanlar Kurulunun 29/08/1945 tarihli kararı ile Müzeye dönüştürüldü.