'Kaz Dağları’nda siyanür atmosfere karışacak!'
Prof. Dr. Kenan Kaynaş'ın 6 yıl önce siyanür ile ilgili katıldığı bir panelde yetkilileri uyardığı ve söz konusu siyanürün yüzde 25'inin atmosfere karışacağını açıkladığı ortaya çıktı.
Kaz Dağları'nda siyanürlü altın madenciliği tartışmaları sürüyor. Kanadalı Alamos Gold şirketi CEO'su John McCluskey, sızıntı olmaması için gerekli tüm tedbirleri aldıklarını ve siyanürün altın çıkarmak için son aşamada kullanacakları açıklamasında bulunurken, çevreciler ise bunun tam tersini savunuyor. Prof. Dr. Kenan Kaynaş'ın 6 yıl önce siyanür ile ilgili katıldığı bir panelde yetkilileri uyardığı ve söz konusu siyanürün yüzde 25'inin atmosfere karışacağını açıkladığı ortaya çıktı.
Türkiye’nin oksijen depolarından Kaz Dağları’na yapılmak istenilen altın madenine karşı doğa ve yaşam için başlatılan mücadele sürüyor.
Hollandalı maden arama şirketinin CEO’su John McCluskey, yabancı bir ajansa verdiği röportajında siyanürün altını çıkarmak için gerçekleştirilen kazı sürecinin son aşamasında kullanılacağını, şirketin çevreye sızıntı olmaması için gerekli tüm tedbirleri aldığını ve madencilik faaliyetlerin su yataklarını etkilemeyeceği ifadelerini kullandığı kaydedildi.
“SİYANÜR ATMOSFERE KARIŞACAK”
Sözcü gazetesinden Mehmet Andaç'ın haberine göre Türkiye Barolar Birliği'nin 2013 yılında gerçekleştirdiği ‘Kaz Dağları ve Siyanürlü Altın Madenciliği' konulu panelde konuşan Bahçe Bitkileri Uzmanı Prof. Dr. Kenan Kaynaş’ın siyanür ile ilgili 6 yıl önce yetkilileri uyardığı ve tehlikenin boyutuna dikkat çektiği öğrenildi.
Kaynaş’ın katıldığı panelde, “Siyanürün yüzde 25'i gaz şeklinde uygulama sırasında atmosfere karışacaktır. Yüzde 75'i çıkartılan parçalanan kayayla muamele edilecektir. Atmosfere karışan yüzde 25'de bitkilerin fotosentezini etkileyecek, bitkilerin ölümüne neden olacak, yapraklardan bitkilerin içerisine girecek veya biz veya hayvanlar soluma yoluyla akciğerimize kadar bu siyanürü alacağız” ifadelerini kullandığı belirtildi.
“AĞIR METALLERİ HAREKETE GEÇİRİYOR”
Kaynaş,”Siyanür bilinen en etkili zehir olması yanında, siyanürün en önemli etkisi aslında toprakta hareketsiz duran ağır metalleri, yani kurşunu cıvayı, antimonu ve çinkoyu hareketli hale getiriyor. Buradan şunu kastediyoruz. Bu ağır metaller toprakta hareketsiz iken, bitki kökleri tarafından alınamıyor, ama hareketli hale geçince, bitki kökleri tarafından alınıyor ve bitkinin bünyesine geçiyor. Bitkinin bünyesinde parçalanma olayı söz konusu değil. Bu bitkiyi yiyen insan veya hayvanlar veya bu bitkiyi yiyen hayvanları yiyen insanlar, aynen o ağır metalleri kendi vücutlarına alıyorlar. Tabii bu birikim sonucu değişik rahatsızlıklar ortaya çıkıyor” şeklinde konuştu.