Kazdağlarındaki direniş başka ormanı kurtardı

Siyanürle altın aranan Kaz Dağları’nda ağaç katliamına gösterilen ortak tepki, Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesindeki Tümbüldek ormanlarını kurtardı. İlçedeki 40 bin dönüm alanda siyanürle altın çıkarma girişimine Bursa 3. İdare Mahkemesi “dur” dedi.

Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi, Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, Doğayı Çevreyi Koruma ve Doğa Sporları Derneği (DOĞADER)kaplıcalarıyla ünlü doğa harikası ormanda siyanürle altın aranması girişimini yargıya taşıdı.

Kaplıcalarıyla ünlü doğa harikası ormanda siyanürle altın aranması girişimini yargıya taşıyan akademik odalar ve çevre örgütleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bölgedeki plan değişikliğini iptal ettirdi.

Siyanürle altın aramaya “kamu yararı” kararı veren Bakanların aksine mahkeme, “Çevreyi korumak devletin görevi” dedi.

“ALTIN”DAN BİR KANADALI ÇIKTI

Mustafakemalpaşa Tümbüldek Termal Turizm Bölgesi’ndeki ormanlık alan, altın ve gümüş madeni çıkarılması için Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı tarafından AES Madencilik A.Ş. firmasına devredilmişti.

Madeni çıkaracak olan AES Madencilik A.Ş., Kanadalı "Eurasian Minerals" adlı yabancı firmanın Çolakoğlu Ticari Yatırımlar A.Ş. ile Bursa’da kurdukları bir şirketti. Bunun üzerine Bursa Büyükşehir Belediyesi 1/25 bin Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği yapmış, turizm alanını maden alanına çeviren plan değişikliğini 19 Ekim -19 Kasım 2017 tarihleri arasında askıya çıkarmıştı.İlçenin içme ve kullanma suyunu sağlayan ormanlık bölgede, yabancı bir şirkete siyanürle altın çıkarma izni verilmesine tepkiler gecikmemiş, Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi, Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi ve Doğayı Çevreyi Koruma ve Doğa Sporları Derneği tarafından değişikliğin iptali için dava açılmıştı.

MAHKEME: ÇEVREYİ KORUMAK DEVLETİN GÖREVİ

Bursa’da en verimli arazilerin bulunduğu ilçelerden biri olan, şelaleleriyle ünlü Mustafakemalpaşa’nın “Siyanürlü altın” kabusu, mahkeme kararıyla sona erdi. Bursa 3. İdare Mahkemesi; bugünkü ve gelecek kuşakların sağlıklı bir çevrede yaşaması için çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemenin devletin ve vatandaşların görevi olduğuna, bu anayasal ödev uyarınca geliştirilen sürdürülebilir kalkınma ilkesi gereği su kaynaklarının korunması gerektiğini belirtti. Kararda; “Maden ocağı projesinin uygulanmasının planlandığı alanın Mustafakemalpaşa ilçesine içme suyu temini amaçlı planlama çalışmaları sürdürülen Sarpdere Barajı rezervuar alanı ve havzasında mutlak kısa ve orta mesafeli koruma alanlarında kaldığından İçme Kullanma Suyu Havzalarının Korunması Yönetmeliği uyarınca mutlak ve kısa mesafeli koruma alanlarında madencilik faaliyeti yapılamayacağı, madencilik faaliyetinin yapılması durumunda içme suyu kaynaklarının kirleneceği gerekçesiyle kurum görüşlerine aykırı olarak yapılan plan değişikliğinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır” denildi.

TURİZM BAKANLIĞI “KENDİ YAPTIĞI PLANA” AYKIRI KARAR ALDI

Kültür ve Turizm Bakanlığı Maden işletme izni verilen sahayı daha önce turizm bölgesi olarak ilan etmiş, 1/25.000 ölçekli Bursa Mustafakemalpaşa Tümbüldek Termal Turizm Çevre Düzeni Planı’nı onaylamıştı. Proje, Kömürcükadı Köyü mevkiinde yer alan 3.899 hektar (38.990 dekar) alanı kapsıyordu. Mevcutta turizm amaçlı bir plan olan 1/25 bin Ölçekli Mustafakemalpaşa Tümbüldek Termal Turizm Çevre Düzeni Planı; Köy Yerleşme Alanı, Tarımsal Niteliği Korunacak Alan, Golf ve Konaklama Alanı, Günübirlik Tesis Alanı, Turizm Tesis Alanı, Rekreasyon Alanı, Kür Parkı, Gezinti Güzergahı Doğal Sit Alanı olarak tanımlanmıştı. Söz konusu alanın ruhsat sınırları içerisinde Bahariye, Akarca, Kömürcükadı, Şapçı köylerinin yer aldığı yapılaşmış alanlar, tarım alanları ve orman alanları bulunuyordu. İşletme ruhsatlı alanlar ise orman alanlarını kapsıyordu.

3 BAKANDAN SİYANÜRLE ALTIN ARAMAYA “KAMU YARARI” KARARI

Üstelik…

Projenin planlama aşamasında kurul kararı istenmişti.

Karar neticesinde “kamu yararı!” kapsamında plan revizyonu ile işletmenin kurulmasına karar verildi. Kararın altında ise dönemin Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın imzası bulunuyordu.

Bu kararda Bakanlık tarafından madencilik izni verilen alanın turizm bölgesi ile çakıştığı ve bu halde madencilik faaliyetinin yapılmasının imkansız olduğu açıkça belirtilmişti. Buna rağmen, bölgedeki altın ve gümüş cevherinin işletilmesi sonucunda yaklaşık 3,5 milyar liralık bir katma değerin oluşacağı, tespit edilen cevher yataklarının işletmeye açılmasının Türkiye’nin Avrupa’da en çok altın üreten üç ülke arasına gireceği yazıyordu.

İşte o belgeler: