Kemal Kılıçdaroğlu: 'Size söz, sarayda oturan o adamı emekli edeceğim'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Aydın'da şoförlerle bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı işaret ederek "Size sözüm ben o sarayda oturan vatandaşı emekli edeceğim" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Aydın'da taksici, nakliyeci, servisçi ve minibüsçü esnafı ile bir araya gelip sorunlarını dinledi.
Aydın Efeler Şehiriçi Özel Halk Otobüsleri Kooperatifi'ndeki buluşmaya Kılıçdaroğlu'nun yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, CHP Aydın İl Başkanı Ali Çankır, CHP milletvekilleri, ilçe belediye başkanları ile taksici, minibüsçü, nakliyeci ve servisçi esnafı katıldı.
“ZARAR EDİYORUZ”
Aydın Şoförler Odası Başkanı Semih Özmeriç ise son 1 yıl içinde girdilerin yüzde 300 oranında zamlandığını belirterek, “Hiçbir ulaşım esnafı şu anda bu zamlara yetişebilecek durumda değil. Bir ay bir buçuk ay önce UKOME’den fiyat tarifesi istemiştik. Akaryakıtımızı karşılayamaz hale geldik. Türkiye’nin ulaşım politikasının yeniden düzenlenmesi gerekir. Yüzde 96’sı karayolu ile sağlanan ulaşımda müşteri sıkıntısı yok ama zarar ediyoruz” dedi.
“KUR KORUMALI MAZOT VERİLMELİ”
Başka bir esnaf, “Hükümet zengine verdiği desteği bu gariban esnafa vermeli. Zengine verdiği kur korumalı faizi, kur korumalı mazot olarak esnafa vermeli. Direnemiyoruz. Esnafımıza, milletimize sahip çıkamıyoruz. Yorulduk. Siyasi baskılardan yorulduk. Devlete sahip çıkmaktan başka hiçbir amacımız yok” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu esnafın sorunlarını dinledikten sonra şunları söyledi:
“DÜNYADA YÜZDE 6, TÜRKİYE’DE YÜZDE 500"
Hepinizi dikkatle dinledim aslında bu sadece Aydın’ın sorunu değil diğer illerde de şoför esnafıyla da oturup konuşuyorum. Aydın’ın burada yaşadığı dertler Türkiye’nin her yerinde var. Gidin Diyarbakır’a orada da var Konya’da da var, Rize’de de var. Hiçbir iktidar durup dururken zam yapmaz, değil mi? Zam yapmak bir iktidarın aleyhinedir, niye zam yapar? Üç tane nedeni var. Bir; dünyada fiyatlar artıyor, petrol fiyatları yüzde 6-7 artıyor, bizde niye yüzde 350 artıyor? Niye yüzde 500 artıyor? Bu sorunun cevabını bulmak zorundayız, niye? İkincisi, sadece o değil vergiler de artıyor. Vergiye ihtiyaçları var, yani paraya ihtiyacı var, niçin? O kadar büyük taahhütlerin altına girdiler ki bunlara para ödemek zorundalar üstelik dolar endeksli, yani bizim ‘beşli çete’ dediğimiz, dünyanın parası 10 milyar, 50 milyar, 100 milyar dolar ödeyecekler bunlara, söz vermişler. Parayı nereden bulacaklar? ‘Efendim dünyada petrole zam geldi’, evet, biz de fiyatlara yansıtıyoruz. Ne kadar? Dünyada yüzde 6, Türkiye’de yüzde 500. Her akaryakıt istasyonu bir vergi dairesi bunu unutmayın. Parayı alacaklar oralara yatıracaklar.
ÖNCE SOYGUN DÜZENİNİ BİTİRMEMİZ LAZIM
Üstelik müteahhit Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, işin yapıldığı yer Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ihalenin yapıldığı yer Türkiye, niye Türk lirası değil de Amerikan doları veya Avrupa’nın avrosu ne için? Bu sorunun cevabını bilmeden, devletin nasıl soyulduğunu bilmeden hep şikayet edersiniz. Önce bu soygun düzenini bitirmemiz lazım.
BEŞLİ ÇETEDEN BU DEVLETİ KURTARACAĞIM
Benim bu millete sözüm var, ister şoför esnafı ister sanayici, çiftçi, işçi kim oluyorsa; alın teriyle geçinen herkese benim sözüm var. Bu ‘beşli çete’den bu devleti kurtaracağım. Olur ya iktidar değişir, başlarına gelen iktidara ‘biz işimizi garantiye alalım’ diye sözleşmelere de yurtdışındaki mahkemeleri göstermişler dava orada açılır diye, Londra mahkemeleri… Vallahi ister Londra mahkemeleri ister Güney Kore mahkemeleri olsun ne yaparlarsa yapsınlar hiçbir mahkeme, vicdan sahibi hiçbir hakim bir devletin, bir vatandaşın soyulmasına evet vermez. Bu davaları kazanacağız, ‘beşli çete’lerden kurtaracağız. Gelen zammın temel nedeni bu.
İkinci, 65 yaş üstü; devlet diyor ki ben sosyal devletim, güzel. 65 yaş üstü vatandaş bedava binsin, eyvallah. Söyleyen kim devlet yani iktidar diyor, ‘ben bunu bedava yapacağım’ diyor. Kardeşim bedava yapıyorsan parasını vereceksin. Şimdi getiriyorsun; minibüs, otobüs şoförünün sırtına yıkıyorsun. Zaten bu adam vergisini veriyor, mazota dünyanın zammını yapmışsın perişan etmişsin bir de 65 yaşı getiriyorsun. Zararı sen bu adamın sırtına nasıl yıkarsın? Bir şey söyleyeyim sayın başkanlar; iyi bir avukat tutarsanız, arzu ederseniz avukatı biz size bulabiliriz, dava açarsanız o davaların tamamını kazanırsınız, bedava taşıma yoktur. Kardeşim, bedava taşıyacaksan bellidir fiyatları, kaç binmiş, ne kadarsa parasını minibüs mü otobüs mü şoförüne ödemek zorundasın. Oturursun bir protokol yaparsın, dersin ki kişi başına fiyatın yüzde 80’nini ben ödeyeceğim, yüzde 20’sine de sen katlan. Şimdi yüzde 80’ni sizde yüzde 20’de onlarda, olmaz. Bunu dava konusu yaparsanız kesinlikle kazanırsınız ama inşallah ona fırsat kalmaz, dönem değişir bunların tamamı sonuçlanır.
EKONOMİK HAREKETLİLİĞİN KALBİ SİZİN ELİNİZDE
Kontak kapatma, aslında siz bir hafta kontak kapatırsanız memleket açlıktan ölür. Yolcuyu taşıyan sizsiniz, mazotu taşıyan sizsiniz dolayısıyla Türkiye’de ekonomik hareketliliğin kalbi sizin elinizde. O nedene gücünüzün ben farkındayım, biliyorum. Sandık gelecek o gerekli dersi vermek zorundayız, sandıkta bu işi bitirmek zorundayız. Dolayısıyla işin özü büyük sıkıntılarınız var ama bu sıkıntılara biraz daha sabredeceksiniz. Sandık gelecek; ders vermek kolay, elinizi vicdanınıza koyup oy kullanacaksınız. Çoluk çocuğunuzun hakkı için vatandaşın hakkı için memleketin huzuru için, memleketi hangi noktaya getirdiler siz de görüyorsunuz ben de görüyorum. Dolayısıyla seçim aşamasında sandık geldiğinde oturacaksınız güzelce ders vereceksiniz. Bir daha gelen iktidar böyle bir olayı yaşatmasın diye. Toplumun haksızlık yapan bir iktidara siyaseten ders vermesi lazım, bu ders vermek kadar değerli bir şey demokrasilerde yoktur.
HAYATIN ZAM OLARAK VATANDAŞA YANSIDIĞI BİR SÜRECİ YAŞIYORUZ
Şehirlerarası taşıma, gönderdim milletvekilleri arkadaşlarımı bakın esnafın, kamyon şoförünün, çiftçinin derdi nedir baksınlar, dedim. Diyarbakır’da kadınlar maydanoz ekiyorlar, Elazığ’dan gelip satın alıyorlar dediler, şimdi gelemiyorlar diyor. Gelseler mazot parası…Biz bedava da versek orada pahalı dolayısıyla hayatın zam olarak vatandaşa yansıdığı bir süreci yaşıyoruz. Şimdi o çiftçi ürettiği maydanozu satamazsa nasıl geçinecek, hayvanını kesime gönderiyor, hayvanını besleyemiyor doğru düzgün; dolayısıyla sorun Türkiye’nin temel sorunu haline gelmiş.
TAMAMINI DEVLETLEŞTİRECEĞİZ
Yollardan, köprülerden geçiş… Bunların tamamını devletleştireceğiz Allah nasip eder destek verirseniz tamamını devletleştireceğiz, kamulaştıracağız. Avro, dolar bazından kamyon şoförü, tır şoförü para ödeyecek kardeşim, bu maliyetler nasıl düşecek? Türk lirası eriyor, eriyen Türk lirası karşısında fiyat farkı ödüyorsunuz, ödediğiniz fiyat farkı zam olarak vatandaşa yansıyor. Siz bedava çalışmak zorunda değilsiniz, böyle bir imkanınız da yok.
‘Efendim sesimizi kimse duymuyor…’ Hayır sesinizi bu kardeşiniz duyuyor, Mersin’de Türkiye’deki tüm tır, kamyon, otobüs, minibüs, taksi şoförleriyle oturdum bir toplantı yaptım tamamıyla, büyük bir mekanda yaptık. Bütün bileşenler geldiler, çıktılar dertlerini anlattılar nasıl bu dertlerden kurutulacaklarını da ben onlara anlattım, size anlattığım gibi… Bakın her önüne gelen, parası olan isteyen hemen kamyon alabilir, kamyon şoförlüğü yapabilir. Plakanın sınırlanması lazım her önüne gelen kamyon şoförü olmaz, çünkü plaka sizin garantinizdir, güvenceniz olmak zorundadır. Memur emekli olunca emekli ikramiyesi alır, işçi emekli olunca kıdem tazminatı alır, esnafın dükkanı varsa iyi yerdeyse hava parası alır. Kamyon şoförü ne alır? Hiçbir şey. Minibüs, taksi şoförünün plakası sınırlıdır, plakanın değeri onun en azından kıdem tazminatıdır. Kamyon şoföründe de tır şoföründe de olması lazım, otobüs şoföründe de olması lazım, sınırlama getirilmesi lazım ve sizin plakalarınızın bir değeri olması lazım.
MİLLETİN KANINI EMDİNİZ SİZ
Bekleyeceğiz. Sandık gelecek demokratik yollarla otoriter bir yönetimi göndereceğiz, size sözüm ben o sarayda oturan vatandaşı emekli edeceğim, emekli edeceğim. Milletin kanını emdiniz siz. Az önce bir arkadaşımız, konuşurken; kendisini tutamadı. Hayatı yaşıyor çünkü. Sıkıntıyı yaşıyor. Bu milletin gülmeye, espri yapmaya, para kazanmaya ihtiyacı yok mu alın terinin hakkını almaya ihtiyacı yok mu? Çiftçisi perişan, şoförü perişan, emin olun 10 milyonun üstünde işsiz var. Baba işsiz, üniversiteyi bitiren evladı işsiz. Babayla oğul aynı evde birbirinin yüzüne bakamıyor, harçlık veremiyor baba… Bu kadar olmaz bunu değiştirmek zorundayız. Yoksulluk, fakirlik bizim kaderimiz değil ki… Bu devleti hangi şatlarda kurduk? En iyi Aydınlılar bilir, efelerin hikayesi, babalarınız dedeleriniz size anlatmıştır. Nasıl oluyor da o fakir Cumhuriyet şeker fabrikalarından, Sümerbanklardan, Etibanklardan, demiryollarından üstelik el avuç açmadan, kimseye yalvarmadan bütün bunların tamamını yaptı. Şimdi her şeyimiz var ama birileri alıyor her şeyimizi. Çözeceğiz, beraber çözeceğiz.”