Kemal Okuyan: 'Bu ülkenin tarihinde yalnızca Abdülhamit, Vahdettin yok; gurur duyacağımız bir sürü şey var'

Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, partisinin Bursa Mudanya'da düzenlediği semt evi açılış etkinliğinde konuştu.

Okuyan, düzenin içinde yalnız kalıp, çaresizlik hissiyle boğuşan insanları semt evlerini ziyaret edip, TKP ile tanışmaya ve dayanışmaya davet etti.

''ÇARESİZLİK İNSANI HATAYA SÜRÜKLER''

Ülkenin uzun yıllardır devam etmekte olan bir karanlığa gömüldüğünü söyleyen Okuyan, "Ülkede herkeste bir öfke var. Öfke iyidir, ama ona eşlik eden bir karamsarlık da var. Karamsarlık ve çaresizlik insanı hataya sürükler. Biz ne kadar çok insana dokunursak, ne kadar çok insanla dayanışma içine girersek, birbirimizi dinler, birbirimize anlatırsak, birbirimizden öğrenirsek çaresizlik duygusu o kadar azalıyor" diyerek, örgütlü mücadelenin önemine vurgu yaptı.

''BURADAN BİR UMUT ÇIKMASI İMKANSIZ''

Erdoğan'a karşı olunan başlıkları sıralayan Okuyan konuşmasına şöyle devam etti:

"Bizim Erdoğan rejimiyle derdimizin üç temel nedeni var. Yobazlar; insanların dini inancını sömürüyorlar. Karşısında ise tarikatlar konusunda hiçbir şey söylemeyen, “İmam hatipler kapatılsın” diyemeyen, zorunlu din dersi kaldırılsın diyemeyen, dinin siyasete bulaştırılmasına itiraz edemeyen bir muhalefet var. Bir diğer neden Erdoğan'ın Amerikancı, NATO’cu, büyük Ortadoğu projesinin ortağı olması… Karşısında NATO’yla aramız açıldı diye Erdoğan’ı eleştiren bir muhalefet var. Üçüncü neden, ülkenin tüm kaynaklarını yerli ve yabancı patronlara peşkeş çekmesi... Ülkeyi zenginlerin daha zengin, yoksulların daha yoksul olduğu bir ülke haline getirdi. Muhalefet bunun karşısında TÜSİAD kapılarında patronlara güvence verme peşinde, ülke ekonomisini Babacan’a teslim etme planlaları yapıyorlar. Buradan bir umut çıkması imkansız."

''TARİHİMİZDE YALNIZCA VAHDETTİNLER YOK''

Konuşmasında komünistlerin ülkesini sevdiğini de söyleyen Okuyan, ülkeden nefret etme duygusunun yaygınlaşmasını şu sözleriyle eleştirdi:

"Ülkenin rejiminden nefret ediyoruz, bu düzenin değişmesi gerektiğini düşünüyoruz. Sömürücüden, işbirlikçiden, yobazdan nefret edebiliriz. Ama ülkeden nefret etmek düşünülebilecek en büyük yanlışlardan biri. Başka ülkelerde de aynı rezaletler var, dolayısıyla gitmek çözüm değil. Sömürünün olduğu yerde kir, kan, karanlık ve cehalet vardır. Türkiye’de özellikle son yıllarda biraz fazla oldu. Ama bizler ülkemizi sevmek zorundayız. Bizim tarihimizde yalnızca Abdülhamitler, Vahdettinler yok. Bu ülkenin tarihinde Kurtuluş Savaşı var, barış mücadelesi var, Haziran Direnişi var, 15-16 Haziran işçi direnişi var, Nâzım Hikmet, Deniz Gezmiş, Orhan Kemal var; gurur duyacağımız bir sürü şey var. Dolayısıyla bu ülkeye baktığımızda bu ülkeyi ne kadar güzel bir hale getirebiliriz duygusunun uyanması lazım."