Kılıçdaroğlu: Ben bu tuzağa düşmeyeceğim
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis'te bir grup gazeteciyle sohbetinde sorular üzerine Erdoğan'ın İş Bankası açıklamasını değerlendirdi.
Sputnik'in haberine göre Kılıçdaroğlu, "Bu tür tartışmaları sağlıklı bulmuyorum. Sağlıklı bir zeminde yapılan tartışma değil, gündem saptırmaya yönelik tartışmalar. Biz de o tuzağa düşmemeye özen gösteriyoruz" dedi. Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
"BEN BU TUZAĞA DÜŞMEYECEĞİM"
"Memlekette, mutfaklarda yangın var. O bunları benim dillendirmemi istemiyor. İşsizlik almış başını gidiyor, bunları dillendirmemi istemiyor. Dış politikada büyük tıkanmalar var, bunları dillendirmemi istemiyor. O beni İş Bankası tartışması ile kısır bir alana hapsetmek istiyor. Ben bu tuzağa düşmeyeceğim."
Kılıçdaroğlu, İş Barkası hisselerinin devrinin yasal olarak mümkün olup olmadığına ilişkin soruya ise, "Hayır" yanıtını vermekle yetindi.
"HALKIN VERDİĞİ OYLARIN ARKASINDA DURMASI LAZIM, AHLAK BUNU GEREKTİRİR"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sohbet sırasında yerel seçimlere yönelik soruları da yanıtladı. Kılıçdaroğlu, CHP'den istifa eden ya da aday gösterilmeyen bazı isimler DSP'den belediye başkan adayı olmalarını değerlendirirken, "Eğer bir kişi CHP'den belediye başkanı seçilmişse halkın kendisine verdiği oyların arkasında durması lazım. Ahlak bunu gerektirir" dedi. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"ETİK OLARAK DOĞRU DEĞİLDİR"
"Adaylık bir kişiye özgü bir kavram değildir. Adaylık insanlara özgü, partilere özgü bir kavramdır. Bir kişi değil birden fazla kişi aday olur. Dolayısıyla da onların arasından da partinin yetkili organları bir kişiyi belediye başkan adayı olarak belirler. Yani bir kişi ‘beni aday göstermediniz, ben de gidip başka partiden aday olacağım' diye bir düşünce içine giriyorlarsa etik olarak doğru değildir."
"DSP'DEN ADAYLIK OYLARI BÖLMEZ ÇÜNKÜ VATANDAŞ BİLİNÇLİ"
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'den ayrılarak DSP'den aday olanların oyları böleceğini düşünmediğini de söyledi. Kılıçdaroğlu, "DSP'den adaylıklar oylarınızı böler mi?" sorusuna, "Hayır çünkü vatandaş bilinçli, vatandaş bilinçli" yanıtını verdi.
"BUGÜN İÇİN ÖYLE BİR TABLO YOK, SİYASET İKİYE AYRILDI…"
1994'de yerel seçimlerinde SHP Korel Göymen'i CHP Ali Dinçer'i, 1999 yerel seçimlerinde ise CHP Murat Karayalçın'ı DSP ise Doğan Taşdelen'i aday göstermişti. Ancak her iki seçimde de sol partiler kaybetmişti. Bu durumun hatırlatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Bugün için öyle bir tablo yok. Şöyle, siyaset ikiye ayrıldı, demokrasiden yana olanlar ve tek adam rejiminden yana olanlar diye. İki ayrı kutup oluştu. Dikta yönetimi ve demokrasi diye, iki ayrı bölge oluştu siyasette. Demokrasiden yana olanlar bilinçli hareket etmek zorunda, birarada hareket etmek zorunda."
DSP İLE İTTİFAK GÖRÜŞMESİ OLDU MU?
Peki CHP'nin, ittifak görüşmelerinin içinde yer almasına dönük DSP'ye de bir çağrısı olmuş muydu? Kılıçdaroğlu, bu soruyu yanıtlarken, "Her zaman DSP ile her zaman bir şekilde görüşülüyordu zaten" dedi. Kılıçdaroğlu, "Merkez sağdaki taraflarla çok rahatlıkla kurduğunuz ittifakın, solda kendi içinde kurulmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine de, "Arkadaşlarımız görüştüler, DSP ile arkadaşlarımız görüştüler" dedi. Kılıçdaroğlu, "Uzlaşma mı olmadı?" sorusuna da, "Emin olun o ayrıntıyı bilmiyorum. Görüşmeyi yapan da zaten DSP'den den bize gelen arkadaşlardı zaten" yanıtını verdi.
DSP'DEN ADAYLIKLAR LİSTELERİ DEĞİŞTİRMEZ
Peki CHP'den ayrılanların DSP'den aday olması CHP'nin aday listelerini yeniden gözden geçirmesine neden olur mu? CHP Lideri Kılıçdaroğlu, bu soruya, "Hayır, hayır" yanıtını vererek, listelerde bu gerekçeyle bir değişikliğe gidilmeyeceğini söyledi.
"HDP İLE İŞBİRLİĞİMİZ YOK, DEMOKRASİYİ SAVUNAN BÜTÜN GÜÇLERİN BİRARADA OLMASI LAZIM"
CHP Lideri Kılıçdaroğlu'na, HDP'nin aday çıkarmadığı yerlerde AK Parti'nin karşısındaki adayı, CHP'yi destekleyeceğine ilişkin tartışmalar hatırlatılarak, "HDP ile seçim işbirliği söz konusu mu?" diye de soruldu. Kılıçdaroğlu, bu soru üzerine de şunları söyledi:
"Hayır HDP ile bir işbirliğimiz yok, böyle bir şey de söz konusu değil. Ama biz Kürt vatandaşların da oyuna talibiz, herkesin oyuna talibiz. Bizim söylediğimiz sandıkta ittifaktır, demokrasiden yana olanların tamamının sandıkta CHP'ye oy vermelerini isteriz. Biz demokrasiyi savunuyoruz. Tek adam rejimine karşıyız, dikta yönetimlerine karşıyız. Bugün Türkiye bir dikta tehdidi altında. Demokrasiyi savunan bütün güçlerin bu çerçevede birarada olması lazım. Bizim en büyük arzumuz bu".