Kılıçdaroğlu, CHP'nin kadın milletvekilleri, 81 ilin kadın kolları başkanları ile görüştü
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, CHP'nin kadın milletvekilleri, 81 ilin kadın kolları başkanları ile görüştü.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü ve Türk Kadınının Seçme ve Seçilme Hakkını elde etmesinin 86’ncı yıldönümü sebebiyle CHP'nin kadın milletvekilleri, 81 ilin kadın kolları başkanları ile video konferans toplantısında bir araya geldi....
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, CHP'nin kadın milletvekilleri, 81 ilin kadın kolları başkanları ile yaptığı görüşmeden öne çıkanlar şöyle:
Kemal Kılıçdaroğlu: Bugün Kadın Kolları Genel Başkanımız ‘Yaşam Hak’ diye bir proje açıkladı. Dolayısıyla bu projenin büyük önemi var. Saldırıya uğrayan, haksızlığa uğrayan kadınların yanında olmak, dolayısıyla kadınların hakkını savunmak, onların adalet taleplerini yerine getirmek gibi bir proje. Hukuki destek, psikolojik destek verilecek, bu çok güzel bir olay. Bunu kamuoyuyla paylaştık. Kadının haksızlığa uğraması veya derin bir yoksulluk yaşaması. Birden fazla nedene bağlı tabi bu, yani kadının iyi eğitim alması lazım, dolayısıyla kız çocuklarının çok iyi eğitilmesi lazım. Bu sorunun temel çözüm alanlarından birisi bu. Geçmişte özellikle Doğu- Güneydoğu’da aileler kız çocuklarını okula göndermezlerdi veya işte belli bir eğitimden sonra, örneğin ilkokuldan sonra ortaokula veya liseye göndermezlerdi. Ama şöyle bir tablo var artık 21.yüzyılın Türkiye’sinde, bütün anneler kız çocuklarının okumasını istiyorlar. Her hâlükârda kadının erkeğe muhtaç olmadan ekonomik bağımsızlığını elde etmesinin yolunun eğitimden geçtiğini görüyorlar. Kız çocukları okuyor ama yani yoksul ailelerde bu çocuklara destek vermek gerekiyor. O konuda da Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gibi kız çocuklarının, özellikle ihtiyaç sahibi ailelere ait kız çocuklarının üniversitede en azından kendi maddi sorunlarını çözebilecek kadar bir burs sağlamaları önemli. Bu yapılıyor.
Ben bugün iki konunun üzerinde durdum. Bunlardan birincisi, Aile Destekleri Sigortası. Şimdi bunu Cumhuriyet Halk Partili kadınların bütün kadınlara anlatması lazım. Aile Destekleri Sigortası Uluslararası Çalışma örgütünün kabul ettiği 9 sigorta dalından birisi. Bugüne kadar 8 sigorta dalı Türkiye’de uygulandı. Yaşlılık sigortası, hastalık sigortası, iş kazası sigortası, meslek hastalığı sigortası, analık sigortası, işsizlik sigortası, emeklilik sigortası gibi sigorta dalları uygulandı. 9. sigorta dalı Aile Destekleri Sigortası. Aile Destekleri Sigortasının uygulanması gerekiyor. Ama Aile Destekleri Sigortasının özü şu, aile belli bir… Yani aile derken mutlaka işte karı koca ve iki çocuk anlaşılmasın yani aile denen bağımsız yaşayan birey ya da bireyler topluluğu demek. Yani tek başına bir kadın da olabilir, bir kadın çocuğu da olabilir, tek başına bir erkek de olabilir. Eğer bir ailenin belli bir gelirin altında aylık geliri varsa ve o gelir onun sağlıklı yaşamasına olanak vermiyorsa ya da veremiyorsa Aile Destekleri Sigortası o aileye destek sağlıyor. Bazı ülkelerde bu aileler bir yerden bir yere taşınacaksa taşıma masrafları karşılanır, çocukların süt masrafı karşılanır, eğitim masrafı karşılanır. Aile eğer diyelim ki, asgari ücretin altında gelir elde ediyorsa geliri asgari ücrete çıkarılır. Buna benzer pek çok uygulamalar var. Aile Destekleri Sigortasının temel mantığı, kişiye yapılacak yardımların onun onurunu koruyarak yapılması gerektiğidir. Kişinin yoksulluğunu, ailenin yoksulluğunu toplum bilmez, toplum görmez ama onu sosyal devlet bilir ve sosyal devlet banka hesabına parayı yatırarak gidip kişinin ya da kadının yardım almasını sağlar. Sosyal devlette kişi belli bir gelirin altında gelir elde ediyorsa yani asgari ücretin altında gelir elde ediyorsa bu kişi sosyal devlete benim gelirim düşük geçinemiyorum, sen bunu karşılamak zorundasın ve bunu talep etme benim hakkımdır kavramı çıkıyor ortaya. Yani devletin yapacağı yardımı yurttaş hak olarak talep edecek ve sosyal devlet de o hakkı yerine getirmiş olacak.
Cumhuriyet Halk Partili kadınların şöyle bir görevi var. Bu gelire ihtiyaç duyan ya da geliri belli bir rakamın altında olan veya hiç geliri olmayan ailelere ulaşmak ve o ailelerin hakkını savunmak gibi CHP’li kadın kollarının ya da kadınların böyle bir görevi var, sosyal görevi var. Şimdi siyaset kurumu kadınların sorunlarının çözümündeki en temel aktördür, en temel alandır. Eğer kadın siyasette güçlü olabilirse hem sorununu dile getirme hem de sorununu çözme konusunda çok daha güçlü olur. Malum bizim kendi tüzüğümüzde yüzde 33 cinsiyet kotası var. Cinsiyet kotasını nerede uyguluyoruz? Kendi içimizde uyguluyoruz. Ama cinsiyet kotasına uyulmadığı zaman örneğin olay yargıya taşındığında veya seçimle ilgili komisyona taşındığında, ilgili idari otoriteye taşındığında bize söyledikleri şu, o sizin iç işiniz, siyasi partiler yasasında öyle cinsiyet kotası falan yok. Dolayısıyla olmayan bir kotayı bizim size uygulamamız veya uygulanmadı diye sizin itirazınızı kabul etme imkânımız da yok diyorlar.
Şimdi bizim yapacağımız yine Cumhuriyet Halk Partili kadınların yapacağı bir şey daha var. Bütün bakın 306 kadın örgütüne de bunu söyledim, sizlere de söyleyeyim, ifade edeyim. Cinsiyet kotasının siyasi partiler yasasına girmesi lazım. O zaman kadın siyasette daha güçlü olacak. Şu algıyı yaratabilirseniz: “Ey siyasetçiler biz siyasette var olmak istiyoruz, siyasette güçlü olmak istiyoruz, kendi sorunlarımızı kendimiz çözmek istiyoruz, parlamentoda güç olmak istiyoruz, belediye meclislerinde, il genel meclislerinde cinsiyet kotası olmalı, orada da kadınlar olmalı. Mademki bu ülkenin nüfusunun yarısı hatta yarısından fazlası kadın, parlamentoda niye bu kadar azınlıktayız?” Bu ülkede hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, her ailenin asgari bir gelir güvencesi olacak. Hiçbir aile, hiçbir kadın gidip çöp konteynırlarından, pazar artıklarından beslenmeyecek, sosyal devletin gereğini yapacağız. Neyle? Aile Destekleri Sigortasıyla. Biz siyasette güçlü olmak istiyoruz, siyasette varsak sandığa gidip oy kullanıyorsak ve bize Yunanistan’dan, İsviçre’den, Fransa’dan çok önce seçme seçilme hakkı verilmişse o zaman parlamentoda bizim sesimiz olmalı, biz olmalıyız parlamentoda.
Hep beraber bu ülkede yoksulluğu bitireceğiz. Taşeron işçileri gündeme getirdiğimde 5 – 6 yıl geçti, taşeron işçileri gündeme getirdiğimde sonra taşeron işçilerin tamamı birleştiler onları biz örgütledik, Erzurum’dan İstanbul’a kadar tek tek örgütledik. Önce dernek kurduk. Sendikalar bile bunlara sahip çıkmıyordu, biz sahip çıktık. Sonra ne oldu? Taşeron işçilere kadro verildi. Çünkü taşeron işçiler şunu söylediler: “Bize kadro vermeyene oy vermeyeceğiz.” Bize siyasi partiler yasasında cinsiyet kotasını getirmeyen partiye oy vermeyeceğiz. Aile Destekleri Sigortası 1974 yılında çıktı yıl oldu 2020. Vermeyen, getirmeyen siyasi partiye oy vermeyeceğiz dediğiniz andan itibaren zaten gücünüz ortaya çıkar. Yeter ki bu gücü Türkiye coğrafyasında ortak seslendirme haline getirelim.
Suzan Şahin- Biz bu kadının seçme ve seçilme hakkı konusunda siyasi partiler yasasına eşit temsil ve fermuar sistemiyle, altını çiziyorum fermuar sistemiyle girmesini, mevzuata bunun yerleşmesine inat etmenizi istiyoruz Sayın Genel Başkanım.
Kemal Kılıçdaroğlu: Güzel, kanun teklifini öyle verin o zaman. Yani kanun teklifinde yüzde 50 cinsiyet kotası diyoruz ama oraya fermuar sistemi onun hukuki… Ben hukukçu olmadığım için bilmiyorum, onu da yazabilirsiniz oraya.
Saliha Sera Kadıgil Sütlü- Bizimde yüzde 33 kotamız var ama 17 kadın milletvekili olmamız burada gerçekten üzüntü verici. Bu kotaların uygulanamıyor olması gerçekten üzüntü verici. Dediğiniz beni çok sevindirdi herkesi de çok sevindirdi, fermuar sistemini de koyun o zaman teklife dediniz. Emir telakki ediyoruz bütün arkadaşlarımla. Ama bir adım ötesinde belki kendi tüzüğümüzde de sadece cinsiyet kotasıyla sınırlı kalmayıp, bunu tam olarak uygulanabilecek bir hale getirirsek, hiç kimse hiçbir yerde samimiyetimizi sorgulayamaz diye düşünüyorum.
Aysu Bankoğlu- Erkek egemen bir siyasette erkek egemen bir belediye meclisinde, TBMM’de kadınların bir yaşam mücadelesi veriyor olmaması lazım. Bunu önemsiyorum. Son olarak da siyasetteki bu eril dilin Cumhuriyet Halk Partisinin ve sizin öncülüğünüzde değiştirilmesi için partiler arası bir çalışma başlatılması gerektiğine inanıyorum.