Kılıçdaroğlu'ndan 15 vekile ilişkin açıklama

Abone ol

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazeteci-yazar Orhan Uğuroğlu'nun moderatörlüğünde "Anadolu Basını Soruyor" programına konuk oldu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazeteci-yazar Orhan Uğuroğlu'nun moderatörlüğünde "Anadolu Basını Soruyor" programına konuk oldu.

Anadolu basınının sorularını yanıtlayan Kemal Kılıçdaroğlu’na açık oturumda Bursa'dan İbrahim Erdoğan, Eskişehir'den Hakkı Sağlam, İzmir'den Dilek Gappi, Şanlıurfa'dan Kemal Kapaklı, Tunceli'den Ferit Demir, Niğde'den Şerife Türkeş, Aydın'dan Semra Şener, Muğla'dan Özcan Özgür sorularıyla eşlik ediyorlar.

CHP liderine ilk olarak, İYİ Parti'ye geçen 15 vekilin durumu, 24 Haziran Seçimleri'nde CHP kimi aday gösterecek, CHP seçimleri kazanmak için nasıl bir strateji izleyecek, Doğu ve Güneydoğu'da CHP oyları neden düştü, bunda milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasının etkisi oldu mu, HDP ile bir ittifak yapılacak mı, CHP iktidarında nasıl bir dış politika izlenecek, sıfır baraj görüşmeleri devam ediyor mu? gibi sorular yöneltildi.

CHP liderine Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi hakkında ne düşündüğü ve sporda ve Türkiye'de şiddetin artmasında siyasilerin payı nedir? gibi sorular yöneltildi.


Kılıçdaroğlu'na yöneltilen sorular özetle şu şekilde:

- Şuanda CHP diyince toplumun gerçekten merak ettiğim şey var. 15 vekil bunlar geri dönecekler mi? İYİ partiden aday mı olacaklar? Diğer taraftan 400 yerel gazetecinin olduğu ortam Cumhurbaşkanı adayınızı bizimle paylaşabilir misiniz?

- Demiştiniz ki gaete dağıtımı devlet tarafında yapılmalıdır. İktadara geçen devlet bunu hakkeniyetli olarak kullanır mı? Bağımsız bir ajans kurulsa daha doğru olur mu? Cumhurbaşkanılığı seçimini CHP kazanırsa siz bakanlar kuruluna dönecek misiniz? Yoksa Cumhurbaşkanı mı olacaksınız?

-Medya ile ilgili politikaları merak ediyoruz. Birçok gazeteci arkadaşımız içerde. Gazetelerde basın ilan kurumu için talep edilen fiyatlar gazetecileri zorlamaktadır. Bu anlamda CHP'nin politikaları çok önemlidir. Bu politikalar nelerdir?

-En son referandumda hayır bloğu 690 bin bloğu seçimi kaybetmiştir. Bu başarıdan sonra bir yürüyüş düzenlediniz. Partisel muhalefet toplumsal bir muhalefete taşıdınız. Bu aşama biraz geç kaldınız mı? İlk tursa seçimi alabilmek için stratejiniz hazır mı?

-Bugün görüyor ki Doğu ve Güneydoğu'dan oy alan CHP son zamanlarda yapılan zamanlarda yeterli oy alamıyor. Bilhassa dokunulmazlıkaların kaldırılmasının bir sonucu yok mu? CHP'nin özellikle kürtlerle bağı yok gibi algılıyorum. Son 7-8 seçimde sadece doğuda değil Karadeniz'de de yok. Bu konuda baskın seçimde neler yapmayı düşünüyorsunuz? HDP ile ittifak mümkün mü?

-Adalet vurgusunda bulundunuz daha çok. CHP'nin iktidarında nasıl bir hukuk sistemi olacak? Yeni bir hukuk sitemi çalışması mı olacak? Türkiye'nin komşusu yok demiştiniz. CHP'nin son zamanlarda dış politika açısından bir faaliyet göremedik. Nasıl bir politika izleyeceksiniz?

-Buraya kadar soruların hepsi siyasi oldu. Tabii biliyorsunuz bundan 7-8 yıl önce sporda şiddeti ve düzensizliği önlemeye dair kanun yayınlandı. Aradan 8 yıl geçmesine rağmen şiddet sporda hala ön planda. Sadece porda şiddet yok ülkemizde. Toplumsal bir şiddet sorununu hepimiz yaşıyoruz. Bu sorunu yaşamamızda agresif siyaset tarzının etkisi var mı? Biz sporda şiddet panelleri düzenliyoruz. Siz toplumsal şiddet ya da futbolda şiddetle ilgi nasıl bir politika üreteceksiniz?

Kılıçdaroğlu yöneltilen sorulara şu şekilde yanıt verdi:

15 milletvekili geri dönek mi ? Elbette ki geri dönecek. Belirli bir çıkar amacıyla gitmedi arkadaşlarımız. Biz demokrasiye karşı olan bir kumpası bozmak için böyle bir şey yaptık.

Cumhurbaşkanı adayı için önümüzde daha zaman var. Güzel bir aday çıkartacağız bundan da hiç bir sıkıntımız yok.

18. yüzyıl ile 20 yüzyılın kavramlarını çözmek doğru olmaz. Siyasette yeni adımlar atmalıyız. Popülizm ön planda. Herkesin sorunlarını çözmeye yönelik yollar aramalıyız. Çünkü 21. yüzyılda işçi ve işverenleri karşıt olarak görmemeliyiz. Bunu yaptıgımız zaman zaten toplumsal barışı da sağlamış oluruz.

"GAZETECİLER ÇOK ZOR KOŞULLARDA ÇALIŞIYORLAR"

Siyaset özellikle 1980'den sonra farklı bir tarafa yönlendirildi. Yaşam tarzı üzerinden siyaset gibi. Bu gibi durumlarda insanlar farklı bir role büründü. Siyaset grubu bana iş bulacak. Geniş halk kitlelerine bu çağrıyı yapmalıyız.

Gazete dağıtımı devlet tarafından değil çok ortaklı bir kurum tarafından yapılmasını istemiştim. Bir kooperatif tarafından. Dolayısıyla tekelci bir anlayış daha doğru olur.Bunları aşmak lazım bunları aşmanın yolu da kollektif bir alanda ortak bir şirketle mümkü olur.

Yerelde de çok zor koşullar var. Gazeteciler zor koşullarda çalışıyorlar.

"YAYGIN MEDYA KADAR YEREL MEDYANIN DA SORUNLARI ÇOK FAZLA"

Yayın medya kadar yerel medyanın da sorunları çok fazla. Belediye Başkanı'nın bir hatası varsa elbette ki yazacaklar.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Bakanlar Kurulu'nda yer alacak mısınız sorusuna ise, benim kişisel düşüncem Cumhurbaşkanı'nın tarafsız olması lazım. Anayasa göre yemin edecek çünkü.

Yerel medya politikaları, medyanın sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için yerel de merkezi yönetim tarafından desteklenmeli lazım. Ben sana şunu vereceğim ama sen de beni böyle yaz denilince ipler kopuyor. Objektif taraflardan yola çıkıtıgımızda daha güçlü bir yapıyı topluma göstermiş olacak.

"DEMOKRASİNİN VAZGEÇİLMEZİ STK'LARDIR"

Yerel medya politikalarımızı sordunuz, sağlıklı işleyen bir demokraside yasalar çıkarken parlamentoya bir yasa gelir görüşülürken mutlaka STK'lar davet edilir. Onların görüşlerine bakmaksızın davet edilir. Siz ne düşünüyorsunuz diyerek görüşleri alınır. Medya ile ilgili yasa çıkıyor medyanın haberi yok. Meslek kuruluşları ve parlamentonun birlikte çalışmalıdır. Demokrasinin vazgeçilmezi STK'lardır. Çünkü gönüllülük esasına göre çalışırlar.

60 günlük bir süre az bir süre değil. Evet oyu kullanıp pişman olanlar var. İstediğimiz şu gerçek anlamda bir demokrasi istiyoruz. Biz birlikte çalışmak mücadele etmek istiyoruz.

Geç kalma değil bizim önümüzdeki çözmemiz gerek medyada sıfır baraj ittifakı olarak adlandırılan yüzde 10 seçim barajını ortadan kaldırmak. Arkadaşlar çalışıyor bunun için. Önümüzdeki süreçte umarım bunu değiştiririz.

"CUMHURBAŞKANININ 80 MİLYONU KUCAKLAMASI GEREKİR"

Bu düzenle ben siyasal partilerin liderinlerinin Cumhurbaşkanı adayı olmaması gerektiğini söyledim. Cumhurbaşkanının 80 milyonu kucaklaması gerekir. Yine benim şahsi düşüncem Cumhurbaşaknı devletin sigortasıdır. Türkiye'nin en kritik sorunlarının çözümünde Cumhurbaşkanlığı makamına çıkırılır. Cumhurbaşkanı taraflı ise ne derece objektif karar alınır.

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Kürt sorunun çözümü konusunda en iyi politikalar üreten parti biziz. Bunlar lafla da değil. İcraatlarımız ortada. Bİr çifte standarda yer vermemek içim meclis bakanına önergemizi verdik.

"İSTEDİĞİNİ SÖYLEYEBİLMELİ BİR VEKİL"

Biz öteden beri dokunulmazlıklara karşı olanlardanınız. Bizim parti programında var. Milletvekili dokunulmazlığı olmasın. Bizim istediğimiz kürsü dokunulmazlığı. İstediğini söyleyebilmeli bir vekil.

CHP üzerine bir oyun oynamak istediler ama biz o oyuna gelmedik. Bir gerçeği de bilelim. Milletvekilini kaybettiğniz an dokunulmazlık bitiyor. Asıl üzerinde durmamız gereken bir durum var. Bakanların dokunulmazlığı ömür boyu. Bakanın dokunulmazlığını kaldırabilmek için parlamentodan izin almak gerekir.


"SIFIR BARAJ İTTİFAKI NE KADAR GENİŞ OLURSA O KADAR DEMOKRASİYE KATKISI OLUR"

Karadeniz'de oylar yeterli mi dersiniz yeterli değil. Çalışmamız lazım ama yok demek yanlış olur.

Sıfır baraj ittifakı ise, ne kadar geniş olursa o kadar demokrasiye katkısı olacağını düşenen birisiyim.

Nasıl bir hukuk sistemi gayet basit anayasaya sadakat hukuk üstünlüğü yargının bağımsızlıgını içerecek normların olması gerekir. Basın hürdür sansür edilemez basın hür mü? Hayır Sansür ediliyor mu ? evet. Ama anayasa böyle demiyor.

Bizde durum çok farklı ne kadar malı götürüyorsan o kadar haklı sayılıyorsun. Dış politika ise bütün komşularımızla iyi geçineceğiz. AB için bir yanlış var. Bekliyor. Biz oturalım demokrasi mi lazım oturup hepsini yapalım biz onlardan fasıl açmasını bekliyoruz. Ne olacağı belli ne yapacağımız belli.

"SPOR BİR DÜŞMANLIK ALANI DEĞİLDİR"

Sporda şiddeti doğuran unsurlar üzerinde hepimizin durması lazım. İşin psikolojik eğitim kısmı vardır bunlar şiddeti besler. Bunların uzmanların tarafından belirlenmesi ve insanların bu doğrultuda yetiştirilmesi gerekiyor. Spor bir düşmanlık alanı değildir. Ama bir ilkenin tepesindeki adama kalkar şu partiye gidip destek vereceksiniz derse şiddeti besler bu. Ben Fenerbahçe'liyim ama hangi, takım iyi oynuyorsa onun kazanması lazım.

"BAZEN BIÇAK KEMİĞE DAYANIYOR"

Siyasetçilerin sert konuşmaması gerekiyor, haklısınız evet ama bazen bıçak kemiğe dayanıyor yeter artık diyorsunuz. Eskiden seçim öncesi genel başkanları hep beraber bir araya gelirlerdi hep berabar tartışırlardı. Ama şimdi bak 2002'den beri böyle bir durum yok.

Benden çekinebilirler onlar otursunlar ben razıyım beni çağırmasınlar oturup tartışsınlar belirli çevrede benim için yeterli.

"DEVLETİN HER İMKANLARINI KULLANIYORSANIZ BU ADİL BİR SEÇİM DEĞİLDİR"

Cumhurbaşkanlığı seçiminde vekil seçiminde olduğu gibi bir para alınmıyor. Cumhurbaşkanlığı kampanyası tamamen bağış kampanyasıyla yapılıyor. Normalde hepimizin bu pozisyonda olan bir kişiye tek bir oy bile vermememiz gerekiyor. Ama bunlar bizimle aynı koşullarda yarışa girmiyorlar. Devletin her imkanlarını kullanıyorsanız bu adil bir şeçim değildir.

Eğitim konusu Türkiye'nin en önemli sorunu. Bütün sorunların çözülmesi için eğitimin düzelnesi gerekiyor. Bakın bir örnek vereceğim. Finlandiya'da eğitim reformu yapan bakanı Türkiye'ye davet ettik. Her yerde kişi başına düşen milli gelir artıyor ama Finlandiya'da artımıyor. Bunu araştırıyorlar neden artmadığını görüyorlar ki eğitim.

Kılıçdaroğlu'ndan siyasi ayak savunması Siyaset Abdullah Gül'e AKP'den bir tepki daha Siyaset Erdoğan'dan flaş bedelli açıklaması Siyaset HDP adayını ne zaman açıklayacağını duyurdu Siyaset