Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a: Utanmadan beni suçladın, devlet yalan söyler mi?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu CHP grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu, "Bizde bir söz vardır, Allah insanı kuru iftiradan sakınsın diye. Montrö Sözleşmesi açıklmalarındam rahatsız olan emekli amiraller bir bildiri yayımladı. Onların iradesini suistimal edenler saraya yakın olanlardır. Saray buradan darbe çıkarmak istedi. Sonradan bunun arkasında CHP var dediler. Ne oldu? CHP ile ilgili tek bir kelime yok. Kalktın utanmadan sıkılmadan beni suçladın. Devlet yalan söyler mi?" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle oldu:
Ramazan ayı içindeyiz. Duygularımızın yoğunlaştığı, iç hesaplaşma yapacağımız bir ay. Belediye başkanlarımız çalışıyor. 11 milyon vatandaşımıza yardım götürdüler. Kimisine maske, kimisine burs, tablet. Hangi kanaldan ulaşırsa ulaşsın belediye başkanlarımız yardım götürdü.
Belediye başkanlarımız çalışıyor. 11 milyon vatandaşımıza yardım götürdüler. Kimisine maske, kimisine burs, tablet. Hangi kanaldan ulaşırsa ulaşsın belediye başkanlarımız yardım götürdü.
Belediye başkanlarımıza dedik ki: Ayrım yapmayacaksınız. Halk için yapacaksınız. Sizi oraya yaşıyanın halk olduğunu unutmayacaksınız. Fakir mahallelere pozitif ayrım yapacaksınız. O mahalleler sizden önceki belediye başkanları tarafından çok ihmal edildi. Yoksullara yardım yaparken yoksulun onurunu koruyacaksınız. Harcadığınız her kuruşun hesabını millete vereceksiniz. Cebinizdeki para sizin değil millettin parası. İsraftan kaçının, işi ehline verin dedik. Belediyeleri adaletle yönetin, herkes adaletle yönetmeye özen gösteriyor.
EMEKLİ AMİRALLERİN GÖZALTINA ALINMASI
Bizde bir söz vardır "Allah insanı kuru iftiradan sakınsın diye" Montrö Sözleşmesi tartışmalarından rahatsız olan emekli amiraller bir açıklama yaptılar. Onların iradesi dışında açıklamanın metninde bazı değişiklikler yapıldı.
Onların iradesi dışında birilerinin aracılığıyla gece yarısı bu açıklama yayınlandı. Onların iradesini suistimal edenler iktidara yakın olanlardır. Saray burdan bir darbe iması çıkarmak istedi.
Sonradan bunun arkasında CHP var dediler. Ne oldu? CHP ile ilgili tek bir kelime yok. Kalktın utanmadan sıkılmadan beni suçladın. Devlet yalan söyler mi?
EKONOMİ MASASI ZİYARETLERİ VE EKONOMİK KRİZ
Bu söylediklerimin gerek ben, gerekse milletvekili arkadaşlarım gittikleri her yerde özenle anlatıyorlar. Geçen hafta ben Sinop'taydım. Ekonomi Masamız Malatya ve Adıyaman'daydı. Milletvekillerimiz ve parti meclisi üyelerimiz de Yalova, Karabük ve Kars'a gittiler. Diyorlar ya; "CHP çalışmıyor" Cumhuriyet Halk Partisi'nin çalıştığı kadar kimse çalışmıyor. Yan gelip yatmıyoruz, Saray'dan medet ummuyoruz. Çünkü biz Cumhuriyet Halk Partisi'yiz. Çünkü biz yandaşlar için değil, vatandaşlar için çalışıyoruz.
10 milyonun üstünde işsiz varsa bir ülkede orada huzur olmaz. Bereket olmaz. Kargaşa çıkar. Ülkeyi yönetenler bunun farkında mı? Bir elleri yağda bir elleri balda. Vatandaşın çektiği ızdırabı bilmiyorlar.
Karabük'e giden arkadaşlarımız, bir esnaf ; "Hükümet her şeyi eline yüzüne bulaştırdı. Resmi enflasyonla bizim enflasyonumuz arasında dağlar kadar fark var. Üç gün kapat, beş gün aç. Nasıl lebaleb kongre yaptılarsa bunun çözümünü bulmaları lazım" diyor. Bulamazlar kardeşim. Pandemiyi bütün Türkiye'ye yayarlar. İnsanlar ölmüş, umurlarında değildir. "Kompoze gübre 2020 yılı son aylarında 100 liraydı. Şu anda 150 lira. DAP gübre 130 liradan 250'ye çıktı" diyor bir çiftçi. Nasıl geçinecek bu adamlar? Yalova'da esnaf odası başkanı açık ve net söylüyor. "Yalova'nın şimdiye tek yaşadığı en büyük felaket depremdi. Ancak esnaf o zaman bile bu derece kötü dönem yaşamamıştı" diyor. Emekli bir polis, "Süleyman Soylu bize kahramanlarım, aslanlarım diyor. Bize 3600 ek göstergemiz verilmiyor. 1995 yılından beri gasp ediliyor. Yıllarca vatan savunmasında görevli olan polis muhtaç ediliyor" diyor.
Makama, hırsa, kibire bakın. Böbürlenmeye bakın. Koltuğu uğruna yapmayacağı bir şey yok. Devlet akılla, erdemle, ahlakla yönetilir. Tam tersini yapıyorlar. Kibir deseniz ahlaksızlık deseniz hepsi var. Pudra şekerini kimse unutmadı. Her türlü iftiraya hepimiz hazırlıklı olmalıyız.
KORONAVİRÜS SALGINI
Covid-19 sürecini yaşıyoruz. Gazetelere bir haber düştü 'Norveç'te hükümet 10 kişiden fazla insanın bir araya gelmesini yasaklamış' gayet güzel, herkes uyuyor. Ama bu başbakan doğum günü dolayısıyla aile bireylerini çağırıyor ve bir kutlama yapıyorlar. Sayı 10 değil, 13. Norveç'in devlet televizyonu bunu geniş kitlelere duyuruyor. Arkasından emniyet müdürlüğü talimat veriyor, Norveç Başbakanı'na ceza kesiliyor. Devlet budur. Devleti bundan daha güzel anlatan bir örneği zor bulursunuz.
Buyrun şimdi Türkiye'ye bakalım. Lebaleb kongre yaptılar. Maskeler falan sıfır. İçişleri bakanı mı gidip diyecek ceza yazın diye? Yürek ister. Erdoğan'a mı ceza kesecek? Yürek ister. Bu nedir? Kibrin getirdiği sonuç. Kural vatandaş için var, Saray için kural yoktur diyor. Kibir şeytana özgü bir kavramdır. Eğer kibir devleti yönetenleri teslim almışsa o ülke kolay kolay iflah olmaz.
İnsanlar ölüyor siz ne yapıyorsunuz? Sizin iradeniz ipotek altında, rehin tutuluyorsunuz. Çıkın söyleyin. Bilim adamısın. Seni adam yerine bile koymuyorlar. Niye konuşmuyorsun. Emekli amiraller gibi bizi toplarlar. Toplarlarsa bir onurdur.
BEDAVA PATATES-SOĞAN TARTIŞMASI
Erdoğan 11 Nisan'da açıklama yapıyor, 1 milyon 250 bin ton patatesten söz ediyor. 300 bin ton soğandan söz ediyor. Bunları çiftçiden alacağız ve dağıtacağız diyor. Aynı gün tarım bakanı açıklama yapıyor; "1 milyon 250 bin değil, 300 bin ton patates var" diyor. Rakama bakın. Nasıl atıyorsun bu kadar ya? Okuyunca inanamadım. Havuz medyasının internet sitesine baktım aynı rakamlar.
Sandık gelecek mi? Korkudan getirmiyorlar. Hep birlikte dersi sandıkta vereceğiz.
Sorunları biliyoruz çözümleri de oluşturacağız. Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke. Denizcilik Bakanlığı bile yok. Denizleri verimli kullanacağız.