Kılıçdaroğlu'ndan tüm partilere açık çağrı: Tek adam rejimini kaldıralım
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, tüm siyasi partilere seslenerek, "Gelin tek adam rejimini kaldıralım" çağrısında bulundu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, tüm siyasi partilere seslenerek, "Gelin tek adam rejimini kaldıralım" çağrısında bulundu.
Kılıçdaroğlu, "Vatandaş hak, hukuk, adalet istiyor. Huzur istiyor, daha güçlü bir Türkiye istiyor. Yandaş medya değil, doğru haber alabileceği medya istiyor. Tarafsız cumhurbaşkanı istiyor. 3. havalimanının ne kadara yapıldığını öğrenmek istiyor. Tüm partilere açık çağrımdır, vatandaşın bu beklentilerini karşılamak için biz her şeye hazırız. Getirin kanun, tek adam rejimini kaldıralım." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları;
Her şey çok güzel oldu ama daha çok güzel olacak. Huzur içinde yaşamak istiyoruz. Yaşam tarzlarımız farklı olabilir ama özgürce yaşamak istiyoruz.
GEZİ PARKI DAVASI
Gezi olaylarında kendini gösterdiler, ağaçların kesilmesine karşı çıktılar, hep birlikte mücadele ettiler, dünyanın en demokratik eylemlerinden biriydi... Ama hazmedemediler. Talimat üzerine müdahale edildi. İddianameler hazırlandı, altının boş olduğu ortaya çıktı.
Osman Kavala'yı tutukladılar. 601 gündür içeride. Ne yaptı bu insanlar? Ağaca sahip çıkmak, yeşile sahip çıkmak demokrasinin olmazsa olmazıdır. Hiç kimse şiddete başvurmadı. FETÖ'cü savcı ve hakimlerin hazırladığı iddianameler vardı. Demokratik hakkınızı neden kullanıyorsunuz diye intikam alacaklar. Osman Kavala diyor ki "madem ki talimat alarak bunları yapmışım, finanse etmişim, bu davanın şüphelisi dahi olmaması biraz garip değil mi?" Amaç Gezi eylemlerine katılan gençlerden intikam almak.
Gezi olayları Türkiye'nin dünya siyaset tarihine bıraktığı bir mirastır. Tamamı bizim çocuklarımızdır. Kim ne derse desin Osman Kavala boşuna yatıyor, tıpkı Eren Erdem gibi. Ama kimse meraklanmasın, Türkiye'nin önü açıldı. Türkiye'ye demokrasi, huzur gelecek.
İSTANBUL SEÇİMLERİ
İstanbul'a baharı getirdik, hazmedemediler. Binbir türlü iftira atıldı. Çaldılar dediler, hırsız nerede göremedik, kamera kayıtlarını göremedik. Kapalı kapılar ardından seçimi iptal ettiler. Madem oylar çalındı diyorsun, 39 ilçeyi iptal et dedik.
Biz hiç tahriklere kapılmadık, sağduyulu hareket ettik, İstanbulluya güvendik. Onun savcılarına, bürokratlarına güvenmiyoruz, ama 16 milyon İstanbulluya sonuna kadar güvendik. 800 bini aşkın oy ile Ekrem İmamoğlu yeniden seçildi.
Doğrudan doğruya Ekrem İmamoğlu'nu hedef alarak propaganda yaptılar. Medyaları var, cumhurbaşkanları var, bürokratları var. Ama bizim de inancımız var.
Seçimlerde bütün arkadaşlarımız soğukkanlılıkla hareket etti. Hiç kimsenin yaşam tarzını sorgulamadık. Baskılara rağmen, taraflı cumhurbaşkanına rağmen, devletin valisine rağmen demokrasi destanı yazdık. 16 milyon İstanbullunun yazdığı destanı konuşuyor bütün dünya.
Millet İttifakı'na teşekkür ediyorum, Saadet Partili, AKP'li, MHP'li, HDP'li yöneticilere ve oy veren seçmenlere teşekkür ediyorum. Hep birlikte demokrasi destanı yazdık. Bu destan demokrasiye susayanların destanıdır.
"BU SEÇİMLERİN İKİ SONUCU VAR"
Bu seçimlerin iki sonucu var; seçmen, Türkiye'deki siyasilere bir mesaj verdi, yargıya önemli bir mesaj verdi. "Bir kişi haksızlığa uğradı, biz haksızlığı gidereceğiz" dediler. Mazbatayı verecekler, istiyorlarsa yine YSK orada gitsinler, dilekçe hazırlasınlar, vallahi itiraz etmeyeceğim, yeniden seçime gidilsin.
Vatandaş, cumhurbaşkanının tarafsız olmasını istiyor. 800 bin kişi bu mesajı verdi. "Cumhurbaşkanı taraflı mı olmalı tarafsız mı olmalı?" referandumuna hazırız.
Diğer sonucu, tüm dünya Türkiye'deki dikta yönetimini kabul ediyor. "Her türlü baskıya rağmen, yargının siyasallaşmasına rağmen, bu ülkenin dokularında demokrasi vardır" dedik. Dünyaya demokrasi mesajı verdik. Türkiye'den demokrasi açısından umutlarını kesmişlerdi.
"ASIL GÖREVİMİZ ŞİMDİ BAŞLIYOR"
Asıl görevimiz şimdi başlıyor. Belediye başkanlarımıza büyük görevler düşüyor. 7 kuralı sayıyorum şimdi. Bu 7 kuralın takipçisi hem ben hem millet olacak. Türkiye'nin sorunlarını kavgasız, akılla çözmeye talibiz.
1- Belde insanlarını inançları, kimlikleri ile ayırmayacaksınız. 2- Hizmeti, belli kişiler için değil halk için yapacaksınız. 3- Beldenizde fakir mahallelere pozitif ayrımcılık yapacaksınız. 4- Yoksullara yardım yaparken insan onurunu koruyacak, yoksulluğu asla teşhir etmeyeceksiniz. 5- Harcadığınız her kuruşun hesabını millete vereceksiniz. 6- Belediyede yönetici atamalarında kesinlikle liyakat sistemine uyacaksınız. 7- Belediyeyi adalet ile yöneteceksiniz.
EKONOMİK KRİZ
Türkiye Cumhuriyeti bir aile şirketi gibi yönetiliyor. Sarayda beyefendi, damadı ekonominin başında. Ekonomide kriz var, faturayı kim ödeyecek? Saray fatura öder mi? Hayır. Saraydan beslenenler de dolarla ihale alıyorlar. Havuz medyası da asla krizden etkilenmez. Faturayı sadece sıradan vatandaş değil, sanayiici de, çiftçi de ödüyor. Tek adam rejimi bu ülkeye kriz getirdi, enflasyon getirdi. Tek adam rejiminde Meclis'in iş yapamaz hale getirildiği gördük.
KILIÇDAROĞLU'NDAN PARTİLERE ÇAĞRI
Vatandaş hak, hukuk, adalet istiyor. Huzur istiyor, daha güçlü bir Türkiye istiyor. Yandaş medya değil, doğru haber alabileceği medya istiyor. Tarafsız cumhurbaşkanı istiyor. 3. havalimanının ne kadara yapıldığını öğrenmek istiyor. Tüm partilere açık çağrımdır, vatandaşın bu beklentilerini karşılamak için biz her şeye hazırız. Getirin kanun, tek adam rejimini kaldıralım. Güçlü bir demokratik sistem kuralım.