Kılıçdaroğlu'nun 'hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi lazım' çıkışının ardında yatan gerçek: 'Öğrencilerin çok azı öğle yemeği yiyebiliyor'
Kılıçdaroğlu’nun ziyaretindeki çocuk vurgusu dikkat çekerken, Eğitim Uzmanı Ali Taştan, öğrencilerin beslenme sorunlarını aktardı. Taştan, yazısında imam hatiplere uygulanan ayrımcılıkları kaydetti.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçen haftalarda gittiği Et ve Süt Kurumu'nun Ankara'daki binasına alınmadı.
Et ve Süt Kurumu'nu ziyaretinin amacının "çocukların haklarını savunmak" olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, kurumun önünde yaptığı basın açıklamasında "Bütün anneler çocuklarının iyi beslenmesini ister. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi lazım" dedi.
Kılıçdaroğlu’nun ziyaretindeki çocuk vurgusu dikkat çekerken, Eğitim Uzmanı Ali Taştan, Mektepli Gazete’de kaleme aldığı yazıda, öğrencilerin beslenme sorunlarını aktardı.
“Gıda fiyatlarındaki artış artık çocuklarımızın sağlıklı beslenmesini imkansız hale getirdi” diyen Taştan, “20 yıllık AKP iktidarında çocuklarımız neden bu duruma sürüklendi?” sorusuna yanıt aradı.
“KÖY OKULLARI AÇILMIŞ OLSA, TAŞIMALI EĞİTİMDEKİ ÖĞRENCİ SAYISI AZALACAK, ÇOCUKLARIMIZIN YEMEK, SERVİS GİBİ SORUNLARI KALMAYACAK”
“2002 yılından bu yana 20 bin 243 köy okulu kapatıldı” diyen Ali Taştan yazısını şöyle sürdürdü:
“2020-2021 eğitim öğretim yılında köylerde 3 bin 897 okul öncesi, 5 bin 363 ilkokul, 2 bin 672 ortaokul, 226 lise, toplamda ise 12 bin 158 öğrenci olduğu görülüyor. Toplam öğrenci sayısının (18 milyon 85 bin 943) sadece 622 bin 795’i (%3,44) köylerde bulunuyor. 2002-2003 eğitim öğretim yılında ise köylerde 6 bin 388 okul öncesi, 25 bin 258 ilköğretim, 755 ortaöğretim kurumu olduğu görülüyor. Toplam öğrenci sayısının (13 milyon 686 bin 616) 3 milyon 275 bin 458’i (23,9) köylerde bulunmaktaydı. Ayrıca 2002 yılında 563 bin 403 öğretmenin 137 bin 609’u köylerdeydi.
2002 yılında köylerde 129 bin 609 derslik varken, 2020-2021 eğitim öğretim yılında bu sayının 43 bin 797’ye düştüğü diğer tespitler arasında. Azalış oranı yüzde 66,2…. Başka bir ifade ile köylerde 85 bin 812 derslik atıl vaziyette çürümeye terk edildi. Milli Eğitim Bakanlığı sürekli derslik eksikliğinden bahsediyor. Ancak köylerdeki derslikleri kullanıma açmayı planlamıyor. Köy okulları açılmış olsa, taşımalı eğitimdeki öğrenci sayısı azalacak, çocuklarımızın yemek, servis gibi sorunları kalmayacak.”
“ÖĞLE YEMEĞİ VERİLEN OKULLARDA DA FİYATLAR ÇOK YÜKSEK OLDUĞU İÇİN ÖĞRENCİLERİN ÇOK AZI YEMEK YİYEBİLİYOR”
Eğitim sisteminde öğrencilerin durumunu aktaran Taştan, şöyle devam etti:
“İkili eğitim-öğretim yapılan okullarda dersler sabah 7:30’da başlıyor, akşam 19:30’da bitiyor. Çocuklar kahvaltı yapamadan sabahın 6’sında yola düşüyor. Öğrenim yerine göre 6, 7, 8 saat okulda kalıyor.
Tam gün eğitim-öğretim yapılan okullarda ise 8:30’da başlayan dersler 15-16:30’da bitiyor. Okulların çoğunda öğle yemeği verilmiyor. Öğle yemeği verilen okullarda da fiyatlar çok yüksek olduğu için öğrencilerin çok azı yemek yiyebiliyor. Birçok aile çocuğuna sadece sandviç hazırlayabiliyor. Bir kısmı da maalesef bir lokma ekmek bile koyamıyor. Öğle saatlerinde bir devlet okuluna gittiğinizde koridor köşelerinde evden getirdiği beslenmesini toz toprak içinde yemeye çalışan çocuklar görüyoruz. Sabahın 7’sinde hayata başlayan çocuklarımız akşama kadar aç susuz eğitim almaya çalışıyor. Ve biz bu çocuklarımızı sıralayabilmek için 12 yıl boyunca LGS, TYT, YKS gibi sınavlara hazırlıyoruz.”
İMAM HATİPLERDEKİ DURUM: DİĞER OKULLARA NEDEN ÜVEY EVLAT MUAMELESİ YAPILIYOR
Eğitimde fırsat eşitliğini yaratan durumlardan birisi de imam hatiplere sağlanan ayrıcalıklar. Eğitim Uzmanı Taştan, yemek özelindeki ayrımcılığı şöyle anlattı:
“Ülke genelinde 16 bin 681 resmi 2 bin 343 özel olmak üzere 19 bin 25 ortaokul bulunuyor. Bu okulların 3 bin 427 si imam hatip ortaokulu olarak eğitim öğretim yapıyor. Resmi ortaokullarda toplam 4 milyon 901 bin 158 öğrenci bulunuyor. Bu öğrencilerin 4 milyon 44 bin 814’ü normal ortaokullarda 714 bin 297’si ise imam hatip ortaokullarında eğitim öğretim görüyor.
Normal ortaokullarda okul başına 316, imam hatip ortaokullarında ise okul başına 208 öğrenci düşüyor. Liselerde de durum bundan farksız. Dolayısı ile imam hatip ortaokulları lehine bir ayrımcılığın olduğu ortaya çıkıyor.
Ayrıca çeşitli vakıf ve dernekler imam hatip ortaokul ve liselerindeki öğrencilere yemek, servis, burs gibi imkanlar tanıyor. Dolayısı ile bu okullarda yemek, servis gibi durumlar sorun olmuyor. Şimdi sormak istiyorum, tüm okullarımıza neden bu imkanlar sağlanmıyor? İmam hatip dışındaki okullara kayıt yaptıran öğrencilerimize neden üvey evlat muamelesi yapılıyor? Yüzde 30-40 kapasite ile çalışan okullar neden dönüştürülmüyor?
Tarikat ve cemaatlerin uzantısı vakıf-derneklere her türlü imkanlar sağlanırken, çocuklarımıza öğle yemeği veremiyoruz. 6,5 milyar lirayı özel okullara aktarırken, devlet okullarına birer yemekhane yapamıyoruz. Çocuklarımız için ayrılan bütçeyi verimli kullanamıyoruz. Ancak kürsülerde Polyannacılık oynamayı çok iyi beceriyoruz.”