Kişi başına düşen doktor sayısında sondan birinciyiz: Sağlık emekçilerinin çalışma koşulları Meclis gündeminde

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) sağlık emekçilerinin çalışma koşullarının Meclis'te araştırılmasını istedi. Meclis Araştırma Önergesi’ni hazırlayan CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, "İktidarın yanlış sağlık politikası bütün sağlık çalışanlarını ya göçe ya da ölüme mahkûm ediyor" dedi.

CHP, sağlık emekçilerinin çalışma koşullarının TBMM’de araştırılmasını talep etti. CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl tarafından hazırlanan Meclis Araştırma Önergesi’nin gerekçesinde, Türkiye'de hekimlere 100 hasta randevusu dayatıldığı ve sağlık çalışanlarının 36 saat nöbete zorlandığı belirtildi. Önergenin gerekçesinde, şu değerlendirmeler yapıldı:

KİŞİ BAŞINA DÜŞEN DOKTOR SAYISINDA 42 ÜLKE İÇİNDE 41. SIRADAYIZ

"Türkiye'nin artan nüfusu ve sağlık hizmetlerine olan, katlanarak artan ihtiyacın karşılanamaması ve yanlış politikalar nedeniyle sağlık emekçilerinin çalışma koşulları da insan hakları ile bağdaşmayacak bir noktaya erişmiştir. Türkiye dünyadaki 47 ülke içinde hastane yatağı kapasitesinde 38'inci sırada bulunmaktadır.

Türkiye'de 100 bin kişiye 281 yatak düşerken bu oran Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ortalama 504'tür. Kişi başına düşen doktor sayısında ise Türkiye 42 ülke içinde 41'inci sırada bulunmaktadır.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'deki sağlık personeli sayısı 1 milyon 61 bin 635, bunun 165 bin 363'ü doktor, 204 bin 969'u da hemşiredir. OECD ülkelerinde bir hemşire başına düşen hasta sayısı ortalama 102 iken Türkiye'de bu oran 431'dir.

ASİSTAN HEKİMLERİN ÇALIŞMA KOŞULLARI

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) hekimlik yapabilmek için bir hastaya ayrılması gereken muayene süresinin en az 20 dakika olmasını tavsiye etmektedir. Ancak Türkiye'de birçok hastanede bu süre 5 dakikaya düşürülerek hekimlere günlük yaklaşık 100 hasta randevusu dayatıldığı bilinmektedir. Sağlık çalışanları 36 saatlik nöbetlere zorlanmaktadır. Asistan hekimlerin ayda 10-15 nöbet tuttuğu bilinmektedir. Son olarak, Ankara Şehir Hastanesi'nde görevli asistan doktor Rümeysa Şen'in hastanedeki 36 saatlik nöbetinin ardından evine giderken park halindeki kamyona arkadan çarparak yaşamını yitirmesi yoğun çalışma koşullarının sağlık emekçileri üzerindeki olumsuz etkilerini bir kez daha gözler önüne sermiştir."

Bingöl, ayrıca yaptığı açıklamada ise daha önce bu konuyla ilgili kanun tekliflerinin ve araştırma önergelerinin iktidar ve MHP'nin oylarıyla her defasında reddedildiğini, bu araştırma önergesinin de AKP tarafından reddedileceğinin kaygısını taşıdıklarını belirtti. Bingöl'ün açıklaması şöyle:

REDDEDİLEN ÖNERGELER

"Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yanlış politikaları sağlık alanında da kendisini gösteriyor. Bu iktidarın yanlış sağlık politikası başta doktorlarımız olmak üzere bütün sağlık çalışanlarını ya göçe ya da ölüme mahkûm ediyor. Sadece son 5 yıl içinde 4 binin üzerinde doktorumuz yurt dışında çalışmayı tercih etti. Bunun araştırılması ve nedenlerinin ortaya çıkarılmasıyla birlikte durdurulması yönünde hiçbir çaba sarf etmeyen bu iktidar, bizim parlamentoya sunduğumuz sağlıkla ilgili kanun tekliflerini ve araştırma önergelerini, MHP ile birlikte her defasında reddetti.

'BU REDDEDİŞ ŞEN'İN HAYATINI KAYBETMESİYLE SONLANDI'

Bu reddediş sağlık problemlerini çok daha derinleştirdi ve maalesef geçtiğimiz günlerde Dr. Rümeysa’nın 36 saatlik nöbeti sonrasındaki trafik kazası sonucunda hayatını kaybetmesiyle sonlandı. Bu çalışma koşulları maalesef sadece nöbetlerle sınırlı değil beraberinde hasta muayene süresinin, DSÖ’nün öngördüğü 20 dakikanın dışında 5 dakikaya düşürülmesiyle de kendini gösteriyor.

Hiçbir gelişmiş ülkede 5 dakika ile hasta muayenesi söz konusu değil. Hasta muayenesinin başında hastanın hikayesinin alınması, fiziki muayeneyi tetkikler ve sonucun alınmasıyla reçetelendirme süresi asla 5 dakika ile sınırlanamaz. Bunun düzenli bir şekilde yapılabilmesi için 20 dakikadan az bir sürenin kabul edilebilir olması mümkün değil. Ama 5 dakikayla sınırlandırılan muayene süresi, doktoru bir yandan reçete yazarken bir yandan da diğer hastanın tetkiklerine bakmak ve diğer bir başka hastayı da dinlemek gibi bir zorlamanın içine sokmaktadır. Bu tamamen sağlık çalışanlarına ve sağlık politikasına AKP’nin bakış açısının ne kadar yanlış olduğunun da somut bir kanıtıdır. Milyarlarca liralık Sağlık Bakanlığı’nın bütçesi emeğe değil, ranta ve hasta garantili hastanelerin sahiplerine akıtılmaktadır. Bu konuda vermiş olduğumuz araştırma önergesinin dikkate alınması en büyük gayretimiz olacaktır. Ama AKP bunu da elinin tersiyle itecek diye büyük bir kaygı taşımaktayız." (ANKA)