KKTC ve Rum yönetimi arasında koronavirüs krizi: Sporcunun geçişine izin verilmedi
KKTC Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs Rum tarafında bulunan Türkiye A Milli Erkek Hentbol Takımı'nda bir oyuncunun koronavirüse yakalanmasının ardından Rum yönetiminin ülkesine dönmesine izin vermemesini kınadı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığı, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminde (GKRY) bulunan Türkiye A Milli Erkek Hentbol Takımı'nda Kovid-19 testi pozitif çıkan Alper Arabacı'nın KKTC'ye getirilmesine izin verilmemesini şiddetle kınadı.
KKTC Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, Kıbrıs Rum tarafında bulunan Türkiye A Milli Erkek Hentbol Takımı'nda bir oyuncunun Kovid-19 testinin pozitif çıkmasının ardından oyuncunun KKTC'ye getirilmesine izin verilmediğini bildirdi.
Açıklamada, Türkiye Hentbol Milli Takım yetkilileri ile oyuncunun isteğine rağmen Türk oyuncunun KKTC'ye güvenli bir şekilde getirilmesine müsaade etmeyen GKRY’nin kararının siyasi olduğu vurgulandı.
Türk hentbol oyuncusu Alper Arabacı'nın KKTC'ye getirilmesinde kolaylaştırıcı rolüne başvurulan Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nün (BMBG) Rum tarafı nezdinde etkisiz olduğunun bir kez daha kanıtlandığı belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi:
"BMBG’nin, barış operasyonlarının en temel unsurlarından biri olan tarafsızlık ilkesinden uzaklaşarak Rum tarafının menfaatine hizmet eden mevcut durumun sembolü haline dönüştüğü görülmektedir.
İnsani konuları dahi siyasileştirmekten geri kalmayan Rum tarafının bu kararını şiddetle kınıyoruz. İnsanlık dışı bu kararın mutlaka birtakım neticeleri olması kaçınılmazdır."
Türkiye Hentbol Federasyonundan yapılan açıklamada, "Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile oynanan maç için bu ülkeye giden A Milli Takımı'mızın oyuncusu Alper Arabacı, yapılan Kovid-19 testi pozitif çıkması nedeniyle kendisi için kiralanan evde 10 gün boyunca konaklayacak. Türkiye'ye geri getirecek olan ambulans uçağa, Güney Kıbrıs Rum Kesimi yetkilileri tarafından izin verilmemesi nedeniyle bu ülkede kalan oyuncumuzun, yasal izolasyon süresi 31 Ocak'ta dolacak." ifadeleri kullanılmıştı. (AA)