Kobani davasında 13'üncü duruşma: 'Mafya düzenine dönüştürdüler ülkeyi'
Kobani davasının 13’üncü grup duruşması bugün görüldü. Duruşmada savunma yapan Sebahat Tuncel, "Mafya düzenine dönüştürdüler ülkeyi. Ülkenin Başbakanının adı uyuşturucuda geçti. Ne oldu yargılandılar mı, hayır" dedi.
Terör örgütü IŞİD'in Kobani’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 21’i tutuklu 108 isim hakkında açılan Kobani davasının 13’üncü grup duruşması bugün görüldü.
Araların eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da olduğu 108 ismin yargılandığı Kobani davasının 13’üncü duruşmasında, tutuksuz yargılanan siyasetçi Ayhan Bilgen savunma yaptı. Bilgen, “Türkiye’nin sivil demokratik bir anayasaya ihtiyacı var. Eğer bir ülke askeri darbe anayasasıyla yönetiliyorsa bunda herkesin payı ve sorumluluğu vardır” dedi.
"ÜLKENİN YARISI TERÖRİST İLAN EDİLİYOR"
Eski DBP Eş Başkanı Sebahat Tuncel ise savunmasında, "'Savunmanı bir günde yap’ anlayışı kabul edilemez. Bu savunma hakkının kısıtlanmasıdır. Siz bana hukuki koşulları hazırlamak zorundasınız. Savunmamı ister bir ayda yaparım ister bir günde. Anladığımız kadarıyla mahkeme heyeti üzerinde baskı var, birileri acele edin diyor. Bizler cezaevinde olmamıza rağmen sizden daha özgürüz. En azından kendi kararlarımızı kendimiz veriyoruz. Böyle bir durumla bizi tehdit edemezsiniz” ifadelerini kullandı.
Tuncel şöyle devam etti:
“Ülkenin yarısı terörist ilan ediliyor, şimdi bunun üzerine göçmen düşmanlığı da eklendi. Kimse çıkıp Suriye’deki savaşa dahil olmasaydık, Suriyeliler gelmezdi demiyor ama neden geldiler diyorlar. Bu durum ülkenin yanlış politikalarından, rejim değiştirmesinden kaynaklıdır. Mafya düzenine dönüştürdüler ülkeyi. Ülkenin Başbakanının adı uyuşturucuda geçti. Ne oldu yargılandılar mı, hayır. Siyasi iktidar da bir gün yargılanacak ama onların başı dik olmayacak. Onlar IŞİD ile ittifak yaptılar. Bu dava IŞİD’i koruma davasıdır.”
Daha sonra savunma yapan Ayla Akat ise şunları söyledi:
“Sadece 6 Ekim tarihinde atılan tweete bakıldığında, o tweetin açığa çıkma sebebi IŞİD’in Şengal’e girmesinden kaynaklanıyor. Bütün dünyanın egemen güçleri önünde, Ezidi kadınların satılması konusuna tepki olarak biz zaten alandaydık. Ben o tarihte Mardin’deydim ama Türkiye’deki bütün gazeteci, yazar, STK temsilcileri ile birlikte sınırı geçerek Irak’a gittik. Bütün Ezidi kamplarını ziyaret ettik. Dönüşte de bir rapor hazırladık. Şimdi bu çalışmaların hiçbiri yok gibi, 6 Ekim tarihinde atılan tweeti ortaya atıyorsunuz.”
HDP MYK üyesi Mesut Bağcık da savunmasında şunları söyledi:
“Bu kararın yeniden gözden geçirilmesini istiyorum. Bize evraklar çok geç geldiği ve periyotlar kısa olduğu için çalışmalarımız aksıyor. Benzer dosyalarda verilen farklı kararlar verilmesi adalet duygumuzu zedeliyor. Tahliye kararımın verilmesini mahkemenizden istiyorum. Daha önce de talep etmeme rağmen mahkeme heyeti reddetmişti ancak bir kez daha Sami Baran’ın SEGBİS görüntüsünün bir örneğinin gönderilmesini istiyorum. Eğer göndermeyecekseniz de bir ortam yaratılmasını istiyorum.”
"KAÇMIYORUZ, SÖZÜMÜZÜ SÖYLEYECEĞİZ"
Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak da savunmasında, “3 kişinin yan yana zor sığdığı, bir metrelik bir alanda sabahtan bu yana bekletiliyoruz” dedi.
Kışanak, “Bizlere, ‘bütün koşullar tamamlanmıştır ve buna rağmen savunma yapmıyorlar’ diyerek baskı uyguluyorsunuz. Kumpas kuruldu ve burada da devam ediyor. Arkadaşlarımız zaten savunma yapıyor, günlerce gece yarılarına kadar savunma da verdik. Siz olmayan bir şeyi uydurup, bunun üzerinden karar verip, bunun adına da hukuk diyemezsiniz. Biz toplum karşısında da siyaset görevlerimiz nedeniyle de sorumluluk duyan insanlarız. Savunma hakkına, hakikate bağlı olan insanlarız. Onun için asla savunma hakkımdan hiçbir şekilde feragat etmeyeceğim. Süre ya da içeriğe müdahale edilmeden savunmamı yapacağım. Biz burada yargılanan değil yargılayan olacağız. Kaçmıyoruz sözümüzü söyleyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Kışanak devamında şunları söyledi:
“Madem kesintisiz duruşma istiyorsunuz o zaman tutanakları zaman geçirmeden bize teslim edin. Adalet konusunda güven duygusu duymayan biri olarak yine de sizi hukuka uymaya çağırıyorum. Hayatın olağan akışı diye bir şey var. Hayatımızı idame ettiriyoruz, hasta oluyoruz, görüş oluyor, bizim dışımızda bilgisayarı kullananlar oluyor, evraklarımıza ulaşamıyoruz. Bunları dikkate alarak, savunma yapmıyorlar diye bir cümle kurmayın.
Dosya kapsamında bana soracak 3 soru bulamazsınız. Bütün olayları getirip bizimle bağlantılı olduğunu iddia etmişsiniz. Bütün bunlara yanıtım 3 cümlede biter. Sizin derdiniz failler değil. Siz hakikatin ortaya çıkmasını istemiyorsunuz. Eğer öyle olsaydı bu duruşmada 81 vilayetin valileri, Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı, olacaktı. Ama böyle bir derdiniz yok. Bizler siyasetimizi savunacağız. Bir an önce ara kararlarınızdan vazgeçin, duvara mı konuşuyoruz. Sizi hukuka uymaya davet ediyoruz. SEGBİS odaları için insani bir ortam oluşturulmasını talep ediyorum. Evraklarıma ulaşmakta zorluk çekiyorum. İlerleyen günlerde savunmamı yapacağım.”