Kocaoğlu: Alsancak’ta olta atanlar işsizliği bilemez

Abone ol

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocoağlu, Karabağlar’ın Uzundere Mahallesi’nde düzenlenen anahtar teslim töreninde gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Başkan Kocaoğlu, selamlama yaparken Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanı Deniz Yücel için, “Büyükşehir Belediye Başkanı Deniz Yücel” ifadesini kullandı. Hatasını hemen düzelten Kocaoğlu, “Pardon. CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel. İnşallah İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı da olur” diye konuştu.

MÜTEAHHİTLERE ÇAĞRI: KENDİ MENFAATİNİZ İÇİN KENTSEL DÖNÜŞÜM İHALELERİNE GİRİN!
Programda kentsel dönüşüm için de konuşan Kocaoğlu, inşaat sektöründe faaliyet gösteren müteahhitlere de seslendi. Kocaoğlu, “7 bölgede çalışma yapıyoruz. İnşaat sektörünün bu kentsel dönüşüm ihalelerine girmesi gerekmektedir. Kendi menfaatleri, büyümeleri, kentte para kazanmaları için bu gereklidir. İzmir’de arsa üretmek kolay değildir. İzmir’in arazisi sınırlıdır. Kentsel dönüşüm bölgelerinden başka faaliyette bulunacak çok fazla yer yoktur. Buralarda konut ve iş yeri üretilmesi son derece sıkıntılı ve pahalıdır. 4 bin 500 hektar, 18 bölge yani 45 bin dönüm alan kentsel dönüşüm alanı olarak Büyükşehir Belediyesi tarafından 2008 yılı 1/ 25.000 planlarda belirlenmiştir. Çalışmalar sürmektedir. İzmir’in konut ihtiyacının çok büyük bölümü bu bölgelerden karşılanacaktır” dedi.

BAKANLIK BURAYA RAKİP OLSUN DİYE YALAPŞAP BİR PROJEYE BAŞLADI
Uzundere’deki modeli örnek gösteren Kocaoğlu, aynı bölgede Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetkisi altında bulunan alana dair de “Biz burada rıza ile tapuları İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne teslim alarak bir kentsel dönüşüm gerçekleştirdik. Sağlıksız binaları yıktık, yeni ve depreme dayanıklı binaları yaptık. Bugün de mal sahiplerine ve satın alanlara teslim edeceğiz. Biraz ilerimizde birinci etabın ihalesi bittiğinden 3 gün sonra Çevre ve Şehircilik Bakanını koştura koştura buraya getirdiler. 7 tepe denilen yerde kentsel dönüşüm yalapşap, buraya rakip olsun diye başladılar. Araziyi aldılar. Milli Emlak’ın arazisiyle birlikte birleştirdiler. İller bankası ortak oldu. İller Bankası’nın görevi, belediyelerin, il özel idarelerin alt yapı projelerini yapmak ve desteklemektir. İller bankasının görevi konut projelerine ortak olup, onlara kamu yararı süsü kılıfı vermek değildir. Bu son derece yanlış son derece hatalı bir iştir. Daha ilerisini söylemek istemiyorum. Yılların heyelan bölgesi orası… İnşaat mühendislerinde bir ego şişkinliği var. ‘Biz her yere bina yarız. Okyanusta da bina yaparız, şurada da burada da yaparız, yeter ki parayı ver’ diyorlar. Teknolojinin gelişmesine eyvallah, bir şey dediğimiz yok. Heyelan bölgesi olan alan, inşaat yapılamaz olarak belirlenen bu alan için tedbirli alana çevriliyor. Jeoloji mühendisleri de inşaat mühendislerinden aynı oranda etkileniyor. Rapor çıktı. Tedbirini alırsan yapabilirsin demeye geliyor. Yapılamaz alandan tedbirli alana dönüyor. Sonra böyle binalar yapılıyor. Yanlış üstüne yanlış. Bu kentsel dönüşüm değil. Adamın bostan tarlasına devlet gücüyle plan yapılıp, inşaat şirketine verilerek rantın bölüşülmesinden başka bir şey değildir. Bunu herkesin böyle bilmesi gerekmektedir. İller Bankası’nın üstlendiği de ayrı bir garabettir” açıklamasında bulundu.

AK PARTİLİLERE ÇOK SERT SÖZLER: BİR BOMBARDIMANLA, KARALAMA KAMPANYASIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ!
AK Partili Milletvekillerinin, ‘AK Belediyecilik’ kavramına ve ‘Antalya Modeli’ örnekleri üzerinden konuşan Kocaoğlu, “Bugünlerde ‘AK Belediyecilik’, ‘Antalya modeli’ diye bir kampanya başlattılar. AK Belediyeciliği görmek için Antalya’ya davet etmeye başladılar. Biz 16 senedir AKP belediyeciliğinin yerel yöneticiliğini İstanbul’da, Ankara’da, Bursa’da gördük. Nerede o belediye başkanları? O kentler ne oldu? Seçilmiş insanlar niye görevden alındı? Niye Antalya’ya gidelim? Hepimiz ayda bir kez İstanbul’a gidiyoruz. Orada görüyoruz. Ankara’ya da gidiyoruz. Orada da görüyoruz. Antalya’ya gitsek ne olacak? İstanbul, Ankara’da gördüklerimizi görüyoruz. Yerel yönetimler farklı bir iştir. Yerel yönetimler inanç, toplumu, insanı, suyu, börtü böceği sevme işidir ayrı bir kültür ayrı bir zenginliktir. Yerel yönetimin rantla alakası yoktur. Yerel yönetimler rant peşinde koşmaz. Yerel yöneticiler kentini kalkındırmak, kentlisinin yaşam standardını yükseltmek için çalışır. İzmir belediyeciliğini 2 gündür tanıtıyoruz. İzmir belediyeciliğinin ne anlama geldiğini, neyi hedeflediğini, bütün projelerimizi hemşerilerimizle tartışarak değerlendiriyoruz. Bütün projelerimizin hedefinde kentlimizin yaşam kalitesinin yükselmesi var. İzmir ekonomisinin büyümesi var. İzmir’de 15 sene önce de yaşayanlar, ekonomisine, ulaşımına, çevre yatırımlarına, fuarına, otel sayısına, tarımdaki üretim artışına, yeni açılan yollara, körfezdeki yeni teknolojiyle üretilmiş çevreyi kirletmeyen vapurlarına, kuş cennetinin hayat dönmesine baktığı zaman belediyeciliğin ne olduğunu, belediyenin ne yapması gerektiğini görüyor. Belediyenin sadece yol, su, kanalizasyon yapmak değil kentliyi mutlu etmek, lokmasını büyütmek olduğunu görmemiz, bilmemiz, sahip çıkmamız, vatandaşlarımıza anlatmamız gerekmektedir. Çünkü bir bombardımanla, karalama kampanyasıyla karşı karşıyayız. Her seçimde olduğu gibi… 2008’de arsenik, 2018’de koku… Arkasından bir sürü saçma sapan suçlamalar. Kent, gelecek kuşaklar, ülkem için hiç taviz vermedim. Bildiğim yolda karşıma kim çıkarsa çıksın, gücü ne olursa olsun, dimdik durdum ve durmaya devam edeceğim” ifadelerini kullandı.

ODA MODA DİYE GEÇİNENLER, ALSANCAK’TA OLTA ATANLAR, İŞSİZLİĞİN, EKMEĞİN NE OLDUĞUNUN FARKINA VARAMAZ!
Kültürpark’ta yer alan İZFAŞ’ın hizmet binasının Tınaztepe Üniversitesi’nde 3 yıllığına tahsis edilmesine ve sonrasında oluşan tepkilere değinen Kocaoğlu, “Tınaztepe Üniversitesi’nin sahibi ya da ortaklarından Mehmet Bektur hastane kurdu. Tıp fakültesi kurmak üzere vakıf kurmuş. Bana birkaç tane konuda zaman içinde gelmişti, olmayacak konulardı, reddetmiştim. ‘Buca’da 100 dönüm arazi aldım. Kampus kuruyorum. Eğer bana bir yer verirsen, tıp fakültesini iki sene önce açacağım’ dedi. Biz EXPO’lara hazırlanırken sağlık turizminin gelişmesinin bu kenti zenginleştirmek için önemli sektörlerden biri olduğunu belirlemiştik. O doğrultuda İnciraltı’nı planlamaya başlamıştık. Daha da başaramadık. Fuar Gaziemir’e taşınmışken Kültürpark’taki hizmet binasını bu üniversiteye 3 yıllığına tahsis ettik. Bu kentin kalkınması, bu kentin gençlerinin iş bulması beni ilgilendiriyor. Beni çok ama çok ilgilendiriyor. Bugüne kadar 15 senedir sustuğum kentte sivil toplum örgütü, oda, moda diye geçinenler, iş yapmayan, kentin kanaat önderiyim diye Alsancak’ta olta atanlar bunun farkına varamazlar. İşsizliğin ne olduğunu, ekmeğin ne olduğunu, kenti için hizmet aşkıyla yanmanın ne olduğunu bilemezler, bilmiyorlar” açıklamasında bulundu.

BEN SATAN, YİYEN TARAFTA DEĞİLİM, ÇALIŞAN, YAPAN, ÇALMAYAN, ÇALDIRMAYAN TARAFTAYIM
Tepkiler için sert konuşan Kocaoğlu, “Fırtına yaratıyorlar. Sanki Kültürpark’ı satmaya bir Allahın kulunun gücü yetermiş gibi… Bir üniversiteye 3 yıllık tahsisi mal satmakla eşdeğer tutuyorlar. Ben satan, yiyen tarafta değilim. Rant tarafında olan yandaşlarla iş yapmıyorum. Ben çalışan, yapan, çalmayan, çaldırmayan taraftayım” dedi.

AYAKLARIMIZA PRANGA OLMANIZ BİZİM HEDEFİMİZE YÜRÜMEMİZİ ASLA VE ASLA ENGELLEYEMEZ
Kültürpark’ın revizyonuyla ilgili konuşan Kocaoğlu, “Kültürpark’ın yeniden ele alınması ve düzenlenmesi gerekiyordu. Projeyi yaptık. Pakistan Pavyonu’nda sergiledik. STK ve odalar, her şeye karşı olanlar buna da karşı çıktılar. Sağ olsun birinci kurul müdürü de onların yandaşı mıdır, nesiyse problem üzerine problem çıkarıyor. Seçim öncesi ‘Aziz bunu yapamadı’ diye avucunu ovuşturuyor. Yok böyle bir şey! Geç yapılır ama yapılır. Sizin ayaklarımıza pranga olmanız bizim hedefimize yürümemizi asla ve asla engelleyemez. İzmir’i bugün geldiği noktadan kimse döndüremez. Geriye götüremez. İzmir ayağa kalkmıştır. İzmir yaşam biçimiyle duruşuyla, cumhuriyet ve Atatürk’e bağlılığıyla nasıl kalkınacağını, İzmir Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde nasıl kalkınacağını sadece Türkiye’ye değil, tüm dünyaya göstermiş ve ilan etmiştir. Bu konuşmayı biraz zorunlu olarak, konunun dışına çıkarak yapmak durumunda kaldım” ifadelerini kullandı.

AKP'den Gülen'le fotoğraf çektiren AKP'lilere çağrı Siyaset Muharrrem İnce: Yine kandırıldık diye ağlamayın Siyaset İYİ Parti'de kritik görevlendirme! Siyaset Cumartesi Annelerine ve gazetecilere polis engeli Siyaset