Konya'daki vahşet sonrasında yayın yasağı gelmişti: Prof. Dr. Yaman Akdeniz'den 'Anayasa'ya aykırı' çıkışı
İfade Özgürlüğü Derneği'nden Prof. Dr. Yaman Akdeniz, Konya’da doktor Ekrem Karakaya’nın öldürülmesini içeren haberlere yayın yasağı getirilmesine ilişkin; "Anayasaya aykırı ve bunu söyleyen de Anayasa Mahkemesi" dedi.
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Konya’da kardiyoloji uzmanı doktor Ekrem Karakaya’nın hasta yakını tarafından öldürülmesini içeren haberlere Konya 5’inci Sulh Ceza Hakimliğinin yayın yasağı kararını verdiğini duyurmuştu. RTÜK’ün duyurusunda televizyon kanalları dışında sosyal medya ile internet ortamından faaliyet gösteren medyanın da yasak kapsamına alınması dikkat çekmişti. RTÜK, şu duyuruyu yapmıştı:
“Konya Şehir Hastanesi’nde meydana gelen silahlı saldırı olayına ilişkin Konya 5. Sulh Ceza Hakimliğinin 2022/2828 sayılı kararı ile yazılı, görsel ve sosyal medya ile internet ortamında faaliyet gösteren medyaya, olaya ilişkin haberlere yönelik yayın yasağı kararı getirilmiştir.”
"BAĞLAYICI DEĞİL"
İfade Özgürlüğü Derneği'nden Prof. Dr. Yaman Akdeniz, Konya 5. Sulh Ceza Hakimliği’nin yayın yasağı kararını ANKA Haber Ajansı’ndan Mahir Bağış'a değerlendirdi. Akdeniz, doktor Ekrem Karakaya’nın öldürülmesini içeren haberlere internet haber siteleri için yayın yasağının getirilmesinin bağlayıcı olmadığını belirtti. Akdeniz, “İnternet haber siteleri açısından Konya 5’inci Sulh Ceza Hakimliği kararı bağlayıcı değildir. Kaldı ki bu karar haber sitelerine de tebliğ edilmemiştir, tebliğ edilmeyen ve varlığından haberiniz olmayan kararların haber siteleri açısından bir bağlayıcılığı söz konusu olamaz” diye konuştu.
“BU TİP KARARLARIN ANAYASANIN 26 VE 28. MADDELERİNE AYKIRI OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİ”
Akdeniz, kararın yasal bir dayanağı olmadığını belirterek şunları söyledi:
“Bu karar RTÜK tarafından kamuoyuna duyuruldu, kararın gerekçesinde Basın Kanunu’na atıfla milli güvenlik, kamu düzeni ile ilgili soruşturmanın sağlıklı yürütülmesinin sağlanması amacıyla çok geniş kapsamlı verilmiş bir yayın yasağı var. Bu yayın yasağı sadece basın organlarını değil internette faaliyet gösteren medyayı kapsar şekilde geniş verilmiş. Fakat Anayasa Mahkemesi’nin Halk Radyo ve Televizyon Yayıncılık kararında da ve sonrasında verdiği bazı kararlarında da hep Basın Kanunu’nun 3. maddesinin 2. paragrafına atıfla verilen kararların yasal dayanağının olmadığını belirtmişti. Hatta bu tip kararların öngörülebilirlik ve belirli ölçütlerini sağlamadığını değerlendirmiş, Anayasanın 26 ve 28. maddelerine aykırı olduğunu söylemişti.”
“İNTERNET HABER SİTELERİ BASIN KANUNU KAPSAMINDA DEĞİL”
Akdeniz, kararın internet haber siteleri için geçerli olmadığını vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“İkincisi zaten internet haber sitelerinin Basın Kanunu kapsamında olmadığını biliyoruz. Hatta geçtiğimiz haftalarda Basın Kanunu ve İnternet Kanunu’nda yapılacak değişiklikler dezenformasyon suçuyla ilgili Meclis’e gelen tasarıda internet haber sitelerinin Basın Kanunu kapsamına alınmasının Meclis’te tartışıldığını biliyoruz, bu tartışmalar ekim ayına kaldı. Bu tip kararlar; Konya 5’inci Sulh Ceza Hakimliği tarafından alınan karar aslında internet medyasını ve internet haber sitelerini kapsamamakta, çünkü internet haber siteleri Basın Kanunu kapsamında değil.”
“SANKİ DAHA GENİŞ KAPSAMLI BİR YAYIN YASAĞI VARMIŞ GİBİ RTÜK TARAFINDAN DUYURULMUŞ”
Akdeniz, kararın RTÜK tarafından geniş kapsamlı bir yayın yasağı alınmış gibi sunulmasını da eleştirerek; “Üçüncüsü, Konya’da verilen karar soruşturma dosyası kapsamı hakkında haber yapılmamasıyla ilgili, bu konuda herhangi bir ‘haber yapılamaz’ sonucu bu karardan çıkmıyor. Kararın ifade ve basın özgürlüğü açısından sorunlarının değerlendirilmesi ve soruşturmanın içeriğini tehlikeye düşürmeyecek haberlerin yapılması bu yasak kapsamında kesinlikle değildir. Bu haberin duyuruluş şekli sanki daha geniş kapsamlı bir yayın yasağı varmış gibi RTÜK tarafından duyurulmuş” diye konuştu.
Akdeniz, Anayasa Mahkemesi’nin daha önce buna benzer bazı kararları iptal ettiğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Basın Kanunu’na baktığımız zaman dayanak olarak kullanılan 3. maddenin 2. paragrafı; ‘Basın özgürlüğünün kullanılması ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak; başkalarının şöhret ve haklarının, toplum sağlığının ve ahlâkının, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabilir’ diyor. Benzer kısıtlamalar Anayasanın gerek 26’ncısı gerek 28’inci maddesinde de var fakat buradan Anayasa Mahkemesi’nin belirttiği gibi yayın yasağı gibi yaptırım sonucu çıkmıyor.
“KONYA 5. SULH CEZA HAKİMLİĞİ KARARI ASLINDA ANAYASAYA AYKIRI”
Dolayısıyla kanunun 3. maddesinin devam eden bir ceza soruşturması kapsamında önleyici bir tedbir olarak konulacak yayın yasağı yönünden kanunilik şartı karşılanmıyor, böyle bir sonuç buradan Anayasa Mahkemesi çıkmıyor diyor. Sulh ceza hakimlikleri de Basın Kanunu’nun 3. maddesinin 2. paragrafına atıfla yayın yasağı kararı veremez. Yani Konya 5. Sulh Ceza Hakimliği kararı aslında Anayasaya aykırı ve bunu söyleyen de Anayasa Mahkemesi. Bu tip kararların artık verilmemesi gerekirken, sulh ceza hakimlikleri karbon kopya hala vermeye devam ediyor. Basının, kamuoyunun yakından ilgilendiren olayla ve konular hakkında haber yapmasını önlemeye çalışıyorlar. Bu kararın internet haber siteleri bakımından herhangi bir bağlayıcılığı olmamakla birlikte kapsamı da ancak soruşturmanın içeriğiyle ilgilidir. Tabii kararlar da açık ve şeffaf bir şekilde yayınlanmıyor. Dolayısıyla kararların içeriğini de tartışmak, değerlendirmek mümkün olmuyor.”
“VATANDAŞLAR TARAFINDAN KONUŞULMASININ VEYA DEĞERLENDİRİLMESİNİN KISITLANMASI ASLA SÖZ KONUSU OLAMAZ”
Akdeniz, sosyal medya kullanan yurttaşların bu haberleri paylaşmasının sorun teşkil edip etmeyeceğine ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
“Türkiye’de yaşadığımız sosyal medya kullanımıyla ilgili binlerce soruşturma olduğu bilinciyle Konya 5. Sulh Ceza Hakimliği kararı kullanıcılar açısından geçerli olmayıp, medyaya yönelik birlikte zaten Basın Kanunu’na atıf yaparak verilmiş bir karar, normal kullanıcıları kapsamaz. Yani benim bu konuyu sosyal medyada tartışmama engel olmaz. Ama soruşturma dosyası kapsamında yer alan bir bilgi veya belgeyi bir şekilde elime geçirip bunu kamuoyuyla paylaşırsam o zaman tabii soruşturmanın gizliliğini tehlikeye düşürdüğümden hakkımda soruşturama açılabilir. Genel hatlarıyla bu konunun vatandaşlar tarafından konuşulmasının veya değerlendirilmesinin kısıtlanması asla söz konusu olamaz.”
“İNTERNET HABER SİTELERİ AÇISINDAN KONYA 5’İNCİ SULH CEZA HAKİMLİĞİ KARARI BAĞLAYICI DEĞİLDİR”
Akdeniz, sonuç olarak kararın haber siteleri açısından bağlayıcı olmadığını vurgulayarak şunları belitti:
“İnternet haber siteleri açısından Konya 5. Sulh Ceza Hakimliği kararı bağlayıcı değildir. Kaldı ki bu karar haber sitelerine de tebliğ edilmemiştir, tebliğ edilmeyen ve varlığından haberiniz olmayan kararların haber siteleri açısından bir bağlayıcılığı söz konusu olamaz. Şunu da belirtmek gerekir ki; hükümet kendisi zaten haber sitelerinin Basın Kanunu kapsamında olmadığını söylüyor ve o yönde de Meclis’e sunulmuş, tartışmalı bir teklif var. Fakat şu anda o Basın Kanunu haber siteleri için geçerli değildir, o bakımdan o kanun kapsamında alınan kararlar da haber siteleri bakımından bağlayıcı değildir.”