Koronavirüs aşısının ihalesinde dikkat çeken gariplik
Koronavirüs aşısının bakım ve onarım ihalesinde sistemi 2013’te kuran şirketlere verildi. Oysa Sayıştay 2018 yılı raporunda sistemin işlemediğini, yanlış veri ürettiğini ve milyonlarca doz aşının bozulduğunu tespit etmişti.
Covid-19 aşısı için “mevcut aşı soğuk zincir ve stok yönetiminin bakım, onarım, güncelleme, yeni kurulum ve teknik destek” ihalesi, sistemi 2013’te kuran şirketlere verildi. Oysa Sayıştay 2018 yılı raporunda sistemin işlemediğini, yanlış veri ürettiğini ve milyonlarca doz aşının bozulduğunu tespit etmişti.
Gazete Duvar'dan Bahadır Özgür'ün, garipliklere ışık tuttuğu haberi aynen şu şekilde:
Şu sıralar herkesi tedirgin eden konu Covid-19 aşısı. Salgının başlangıcında üç maskeyi dağıtamayan hükümetin, sağlık riski ciddi, parasal boyutu büyük bir işi nasıl yürüteceğine dair şüpheler haksız sayılmaz doğrusu. Covid-19 aşısı için düzenlenen ilk ihalede de gariplikler başladı bile.
Uzmanlar, Covid-19 aşısında lojistikten depolamaya uzanan “soğuk zincirin” hayati olduğunu söylüyor. En stratejik aşama takip ve koruma meselesi. Yani aşıların ulaşımını, bozulmadan belli bir sıcaklıkta tutulmasını, yeterli miktarda olup denetleyen merkezi beyin.
Nitekim 23 Kasım günü Sağlık Bakanlığı Covid-19 aşısı için Aşı Takip Sistemi’nin (ATS) yenileneceğini duyurdu. Açıklamada, sistemin 11 bin 700 sağlık kuruluşuna yayılacağı; 7/24 çağrı merkezi olacağı ve toplam 500 noktada büyük soğuk depolar kurulacağı; her iki dakikada bir ölçülen ısının, SMS ile bakanlığa iletileceği belirtildi.
Ve 21 Aralık 2020 günü işin ihalesi düzenlendi. İhalenin konusu; “Mevcut aşı ve anti serum soğuk zincir ve stok yönetiminin bakım, onarım ile güncelleme, yeni kurulum ve teknik destek hizmeti”ydi. Yaklaşık maliyeti 12 milyon 253 bin 891 lira olan ihaleyi, 11 milyon 75 bin lira ile ANKAREF-ERBUL ortaklığı kazandı. Tek teklif verilen ihalenin sözleşmesi de 31 Aralık 2020 günü imzalandı.
Oysa 8 yıl önce de Sağlık Bakanlığı, bütün aşıların merkezi bir sistemle takip edileceğini, 7/24 çalışacak sistem sayesinde aşıların korunacağını, dağıtımının düzenli olacağını açıklamış ve 2013 yılının Şubat ayında ATS ihalesini yapmıştı.
Maliyeti 40 milyon 945 bin 38 lira olan ihaleyi, 34 milyon 777 bin lira teklifle ERBUL-ANKAREF-UDEA ortaklığı kazanmıştı. En düşük teklif 19 milyon 494 bin lira ile Ventura Yazılım-Disera Tıbbi Malzeme ortaklığına aitti. Aradaki 15 milyon liralık fark nedeniyle itiraz edilmiş ama Kamu İhale Kurumu, “en düşük teklifin en uygun teklif anlamına gelmeyeceği” gerekçesiyle şikâyeti yersiz bulup, ihaleyi onaylamıştı.
Yani “harika bir sistem kurduk” denilen ATS için açılan yenileme ihalesi de aynı şirketlere gitti. O sistemin başına neler geldiğini adım adım hatırlayalım…
* Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, 4 Ağustos 2014 günü Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü’ne yazdığı resmi yazıyla, ATS’nin 15 Ocak 2015’te yürürlüğe gireceğini, buradan onay gelmeyen aşı ve antiserumların kullanılamayacağını bildirdi. Yazıda sisteme kayıtların nasıl yapılacağı da anlatıldı.
* 29 Eylül 2015 günü Türk Tabipler Birliği (TTB) bir açıklama yaparak, ATS ihalesini alan firmaların, özel sağlık kuruluşlarına sözleşme gönderdiğini ve aşı için sisteme abone olmayı zorunlu tuttuğunu açıkladı. TTB sözleşmede “abone” tanımının olmadığına, ihale teknik şartnamesinde böyle bir bilgi bulunmadığına dikkat çekti. Ayrıca sistemle ilgili fikri ve sınai hakların Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’ne ait olduğunu da ifade ederek, abonelik ücretinin yasaya aykırı ve 4 yıllık KDV hariç istenen 2 bin 928 TL ücretin haksız olduğunu vurguladı. Bir sonuç çıkmadı elbette.
* Peki ihaleyi alan şirketler kimin? Erbul’u kuran Zafer Çakır, hisseleri 2016’da Nizameddin Haşim Ordulu’ya devretti. Daha sonra 2020’de Çakır, şirketin Yönetim Kurulu Başkanı oldu. Bu şirketin 2018’de kurulan Ordulu Bilgi Teknolojileri adlı bir başka şirketi daha var. İş yaptığı kurumlar şöyle: Cumhurbaşkanlığı, Jandarma, Katar Hava Kuvvetleri ile Selçuk Bayraktar’ın şirketi Baykar Makina. Nizameddin Ordulu, Selçuk Bayraktar’ın başkanı olduğu Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı’nın da yönetiminde bulunuyor.
ANKAREF ise Erhan Birinci ve Gökhan Fidan tarafından 2007’de kuruldu. Asıl dikkat çeken değişiklik, Zeynal Durkut ve Muhanver Gözüm’ün ortak olmaları. Her iki isim 2010’da da MFZ Grup’u kurdu. MFZ’nin bazı inşaatları şöyle: Çukurambar Firdevs Camii, Süleymaniye Evvel ve Sani medreseleri onarımı, İller Bankası ile Halkbank Genel Müdürlüğü. Zeynel Durkut, 2014’te Deniz Feneri Derneği adına Fildişi Sahilleri’nde 15 bin Kuran dağıtmasıyla haber olmuştu.
Gelelim esas meseleye…
ATS İŞLEMEDİ, MİLYONLARCA DOZ AŞI BOZULDU
ATS hakkında Sayıştay’ın 2018 yılı raporunda yer alan ciddi tespitler. Sayıştay ATS’nin depo mevcudu, tüketim, zayi ve miat dolması verilerinin güvenilir olmadığı vurgulanıyordu.
ATS’de aşının uygulandığı belirtilmesine rağmen, sağlık tesisinde karekodlar çoğunlukla okutulmadığı için satın alınan aşılar, ihtiyacın altında veya üstünde gerçekleşiyor. Bu da sağlık tesislerinin aşı talebini karşılayamamasını ya da miatların dolma riskini beraberinde getiriyor.
Nitekim Sayıştay, ATS’nin işlememesi yüzünden 1 milyon 601 bin 240 doz KKK aşısının depoda 290 gün bekledikten sonra, miadının dolmasına 45 gün; 1 milyon 267 bin 300 doz Hepatit B aşısının 729 gün bekledikten sonra, miadının dolmasına 80 gün; 80 bin 600 doz Kızamık aşısının 501 gün bekleyip, 74 gün; 18 bin 600 doz PPD aşısının da 304 gün bekletilip bozulmasına 96 gün kala İl Sağlık Müdürlükleri’ne gönderildiklerini tespit etti.
Daha vahimi, ATS verilerine bakılarak aşılar korunduğu için 808 bin 380 doz PPD, 383 bin 60 doz Kızamık, 293 bin 793 doz KKK, 42 bin 682 doz mevsimsel grip ile 32 bin 500 doz Hepatit B aşısı olmak üzere toplam 1 milyon 628 bin 966 doz aşının bozulduğunun ortaya çıkması. Parasal değeri 11 milyon 332 bin 471 lira. Bu aşıların ne olduğunu bilmiyoruz.
Sayıştay, “ATS tarafından miadı dolmuş aşıların takip ve tespiti yapılamıyor” diyor. Ve idareye şu uyarıyı yapıyor: “Soruşturma açılması, varsa kamu zararının tespit edilmesi gerekli.”
Yapıldı mı böyle bir denetim, onu da bilemiyoruz. Sonuçta devletin en üst denetim kurumunun işlemediğini söylediği sistemi kuran şirketler, aynı sistemle ilgili yeni ihaleyi de alıyor.