Koronavirüs ne kadar ölümcül? Ölü sayıları ne anlama geliyor?

Abone ol

Salgının daha ne kadar kötüye gidebileceğine yönelik tahminler birçok ülkeyi karantina uygulamalarına itti. Peki ama bu ölü sayıları bize gerçekten ne mesaj veriyor?

Salgının daha ne kadar kötüye gidebileceğine yönelik tahminler birçok ülkeyi karantina uygulamalarına itti. Peki ama bu ölü sayıları bize gerçekten ne mesaj veriyor?

Her gün gelen ölüm haberleri dünya genelinde her bir ülke için alarm niteliğinde, yakınlarını kaybedenler için de büyük bir trajedi.

Salgının daha ne kadar kötüye gidebileceğine yönelik tahminler birçok ülkeyi karantina uygulamalarına itti. Peki ama bu ölü sayıları bize gerçekten ne mesaj veriyor? Daha ne kadar kötüye gidecek?

Ölümlere koronavirüs mü neden oluyor?

Her gün paylaşılan ölü sayıları, hastanelerde vücutlarında koronavirüs enfeksiyonuna rastlandıktan sonra hayatını kaybedenlerin sayısından oluşuyor. Koronavirüs vakalarının hepsinin bildirilmesi gerekiyor.

Ama bu rakamların bize söylemediği şey ise, bu virüsün ölüme ne ölçüde neden olduğu.

Ölümün asıl nedeni olabilir, ölüme katkıda bulunan bir unsur olabilir veya yalnızca başka bir sebepten dolayı ölmekte olan birinin vücudunda tespit edilmiş olabilir.

Koronavirüsten ölenlerin çoğunda, kalp krizi veya diyabet gibi başka sağlık sorunları da görüldü. Dolayısıyla koronavirüs bu hastalıkların üstüne ölümü güçlendiren bir faktörü olabilir.

Örneğin, İngiltere Conventry'de, koronavirüs testi pozitif çıktıktan bir gün sonra hayatını kaybeden 18 yaşındaki hasta, o dönem koronavirüsten ölen en genç kişi olarak kaydedilmişti.

Ama hastane daha sonra yayımladığı açıklamada gencin ölüm sebebinin 'başka bir sağlık sorunu' ve virüsle bağlantılı olmadığını söyledi.

Diğer yandan aralarında sağlık çalışanları ve Londra'da 13 yaşında bir erkek çocuğunun da bulunduğu bazı hastalar da bilinen herhangi bir başka sağlık sorunları olmadan öldü.

İngiltere Ulusal İstatistik Kurumu şimdi bu ölümlerin hangilerinin spesifik olarak koronavirüsten kaynaklandığını oransal olarak inceliyor.

Imperial College London üniversitesinin yaptığı modelleme hükümete verdiği bilgi raporunda, İngiltere'nin virüsle ilgili hiçbir şey yapmaması ve nüfusun geneline yayılmasına neden olması durumunda Ağustos ayına kadar 500.000 kişinin ölebileceğini söyledi.

Üniversite ayrıca hükümetin ilk benimsediği strateji olan, virüsün yayılmasını önleme amacıyla, semptom gösterenlerin kendilerini izole etmeleri ve daha zayıf olanların korumaya alınması durumunda ölü sayısının 250.000 olabileceğini belirtti.

Şimdi ise tecrit uygulamalarıyla İngiltere'de ölü sayısının 20.000 ile sınırlandırılması hedefleniyor.

Ama bu, 480.000 kişinin kurtulacağı anlamına gelmiyor. Birçokları virüs kapsınlar ya da kapmasınlar ölecek.

İngiltere'de her yıl 600.000 kişi ölüyor. Kırılgan ve yaşlı olanlar en yüksek risk grubunda, koronavirüs bulaşmış olsaydı da yine en yüksek risk grubunda bu iki kesim olacaktı.

Cambridge Üniversitesi'nden Prof. Sir David Spiegelhalter, gelecek yıl 80 yaş üstü kişilerin %10'una yakınını öleceğini söylüyor. Prof. Spiegelhalter'e göre koronavirüse yakalanmış olsalar da ölüm riski oranı yine hemen hemen aynı olacaktı.

Bu, başka ölümler olmayacak anlamına gelmiyor. Prof. Spiegelhalter, ölümlerin 'büyük oranda örtüşeceğini' söylüyor:

"Covid'den ölenlerin çoğunun zaten kısa bir zaman dilimi içinde öleceği düşünülüyordu."

Ama kaç kişinin bu kategoride olduğunu şimdilik söylemek mümkün değil.

Imperial College London'da görevli baş modelci Prof. Neil Ferguson, bu oranın üçte iki olabileceğini söylemişti.

Virüs kaynaklı olmayan ölümler yıl içine yayılırken, virüs kaynaklı ölümler ise hızlı gerçekleştiği için sağlık hizmetleri üzerinde baskı yaratabiliyor.

Tecrit ne kadar etkili?

Mevcut politikaların etkili olup olmadığı, sağlık hizmetlerinin gelecek haftalarda koronavirüs vakalarıyla nasıl başa çıkacağıyla anlaşılacak.

Bunun dışında belirleyici ölçüt, 'fazla ölümler' olacak, yani beklenen ölü sayısı ile gerçekleşen ölümler arasındaki fark.

Bu rakamlar grip vakalarının yaygın olduğu dönemlerde yakından takip ediliyordu. İngiltere Kamu Sağlığı birimi, geçtiğimiz kış aylarında grip bağlantılı yaklaşık 17.000 'fazla ölüm' olduğunu söyledi.

Bunu ölçmek tabii ki ancak gelecekte mümkün olacak. Ama University College London'daki araştırmacılar bunu öngörebilmek için modellemeler yapmaya çalışıyor.

Eğer koronavirüsün gripten daha ölümcül olmadığı anlaşılırsa tecrit uygulamaları 'fazla ölüm' sayılarını 1400'ün altında tutabilir. Bu rakam, tecrite geçilmeden önceki 'salgının yayılmasını yavaşlatma' stratejisinde öngörülen rakamdan yaklaşık 12.000 düşük.

Eğer koronavirüs bağlantılı ölümlerin gripten beş kat daha fazla ölümcül olduğu anlaşılırsa, tecrit 'fazla ölümleri' 6.900 ile sınırlandırabilir. Bu da bir önceki stratejinin öngörülerine göre yaklaşık 60.000 az ölüm demek.

Tecridin olumsuz yanları neler?

Ama tecridin de yaşamlara maliyeti var.

Nottingham Trent Üniversitesi'nden Prof. Robert Dinwall, tecridin 'topluma ve ekonomiye ikincil zararı' olduğunu söylüyor ve bunları şöyle sıralıyor:

- Gönüllü izolasyonla bağlantılı akıl sağlığı sorunları ve intiharlar

- Yeterince spor, egzersiz yapılmamasıyla bağlantılı kalp sorunları

- Artan işsizlik ve düşen yaşam standartlarının sağlığa etkisi

Bazı uzmanlar da rutin ameliyatların ve kanser taramalarının geciktirilmesinin de sağlığa olumsuz etki yarattığını söylüyor.

Bristol Üniversitesi araştırmacıları da, uzun süreli tecritle erken ölümlerde azalma yaşanacak olsa da, ekonomik sıkıntıların uzun vadede sürecek olmasının getireceği ortalama yaşam süresinin kısalmasının daha ağır basacağını söylüyor.

Uzmanlar, ekonomide %6.4 daralma olabileceği tahmininde bulunuyor. Bu oran, 2008 mali kriziyle eş bir daralma olarak öngörülüyor.

Bununla beraber, düşen yaşam standartları ve sağlık hizmetlerinin zayıflamasıyla nüfus genelinde yaşam süresinin ortalama üç ay kısalabileceği de belirtiliyor.

Bundan sonra ne olacak?

İzlenen mevcut politikalar virüsün yayılmasını durdurmayı, zirveye ulaşmasını bastırmayı amaçlıyor.

Zirve noktası geçtikten sonra atılacak diğer adımlar için kararlar alınması gerekecek.
Virüs kendiliğinden geçmeyecek, aşının da geliştirilmesi en az bir yıl alabilecek, asıl zorluk virüsün nasıl kontrol altına alınacağı.

Virüsü uzakta tutmak ile ikinci bir zirve yaşamasını engellemek için kontrol altında tutmak arasında bir denge bulunması gerekiyor. Bir yandan da ülkenin normale dönmesini sağlamak gerekiyor.

Kurtarılan hayatlar ve kaybedilen hayatlarla ilgili genel durum, ne gibi kararların doğru olduğunu göstermekte belirleyici olacak.

Koronavirüs salgınında kafa karıştıran ilaç savaşı! Dünya Sağlık Örgütü özür diledi Dünya Afrika'da koronavirüs vakaları 27 bini aştı Dünya