Koronavirüs salgınını medikal sektörde dolandırıcılıkları artırdı!

Abone ol

Türkiye’de koronavirüs salgınını fırsat bilerek, Almanya’nın Dünyaca ünlü medikal firması dolandırıldı.

Türkiye’de koronavirüs salgınını fırsat bilerek, Almanya’nın Dünyaca ünlü medikal firması dolandırıldı.

Bir Türk şirketinin bir alıcıyı nasıl yanılttığının öyküsü, ürünleri tüm Dünya’da büyük talep gören yüksek nitelikli tıbbi ekipman üretimini ve satışını yapan ünlü Alman markası olan Dixion GmbH’nin başına geldi.

ALMAN DEVİ TÜRKİYE’YE YATIRIM YAPMAYA KARAR VERDİ

Tüm Dünya için böylesine zor günlerde, Türkiye ile olan iyi ve dostane ilişkilerini takdir eden Dixion GmbH, koronavirüs salgınını ile mücadele etmek adına yerel üretici firmalardan medikal malzeme satın alarak destek jesti olarak ülkeye yatırım yapmaya karar verdi.


Almanya'da, bütün Dünya’da da olduğu gibi, COVID-19'a karşı acil tıbbi koruma malzemeye ihtiyaç sorusu keskin bir şekilde gündeme geldiğinde olağanüstü bir durum ortaya çıktı. Dolandırma planı oldukça basit.

Şirket yetkilisi, belgelerde sahtecilikle dolandırıcılığı gerçekleştiriyor. Firmaya gönderilen proforma faturalar farklı firmalara ait olduğu sonradan tespit ediliyor. Dolandırıcı firma iki ayrı şirketin hesabına hileli bir şekilde para transferleri yaptırıyor.

Bu arada paranın bir kısmını alan farklı bir şirkete beyan edilen sertifika ve belge standartları altı tulumlar üreterek alıcı firmayı yani Dixion GmbH şirketini dolandırıyor.

GİYSİLER COVİD-19’DAN KORUNMAYA UYGUN DEĞİL

Ürünlerin Ekoteks Laboratuvar ve Gözetim Hizmetleri Anonim Şirketi tarafından test edilmiştir ve incelenmesi sırasında giysilerin tıbbi olmadığı ve COVID-19'dan korunmak için kullanılamayacağı ortaya çıkıyor.

Buna göre, enfekte bölgede böyle bir tulum giyen herhangi bir kişinin enfekte olma olasılığı yüksektir. Bu ürünün sadece Dixion şirketinin itibarına ve prestijine değil, daha da önemlisi, bu giysilerin en azından bir kısmının devreye alınmasının geri döndürülemez sonuçlarına yol açabileceği zararın boyutunu hayal etmek zordur.

İnsanların hayatının tehlikeye girmesi söz konusudur. Tulumların tıbbi olmadığını ve COVID-19'a karşı korunmak için kullanılamayacağını buna göre, enfeksiyon bölgede böyle bir takım elbise giyen herhangi birinin enfeksiyona yakalanma olasılığı yüksektir.

Sonunda, Dixion'un yönetimi avukatlara müracaat edip yasal işlemleri başlatmak zorunda kaldı. Ne kadar üzücü gelse de, her iki firma yetkilileri kendi çıkarları için binlerce insanın hayatını riske atmayı göze aldılar.

ALMAN FİRMA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

Dixion GmbH bundan sonra bu tür dolandırıcılıklara ve cezasızlığa katlanmak niyetinde değildi, Dixion GmbH yöneticilere kendisini polis ve savcılık teşkilatlarını bilgilendirmek zorunda gördü çünkü sadece Almanya'da değil, Türkiye'de de vatandaşların korunması şirketin temel görevi ve ayrıcalığıdır. Nitekim Dixion şirketi adına avukat Yasemin Bal, şirketlere karşı İstanbul ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurusunda bulundu.

ALMAN DEVİ DİXİON GMBH’DEN ÖZEL AÇIKLAMA

Dixion, Türkiye ile iyi ve dostane ilişkiler sürdürmeye büyük özen göstermektedir. Dixion, elinden geldiğince, bu ülkelerin vatandaşlarının sağlığını korumak ve Türkiye gibi güzel bir ülkenin adını karalamaya çalışan ve insanların hayatını tehlikeye atmaya çalışan şirketlere hukuki kovuşturma yapılmasını görev olarak görüyor.

Her Alman şirketinin yeni tedarikçilerin ve ortakların durum tespiti kurallarına bağlı kalmasına rağmen, durum olağanüstü idi ve hastaneleri tehlikede olan koronavirüse karşı tıbbi malzeme ile donatmak için acil bir ihtiyacı vardı. Ülkedeki durumun karmaşıklığının farkına varan şirket yönetimi, acilen harekete geçmek gerektiği için bu firmaların iyi niyetine güvenerek risk aldı.

Ve sonuç olarak, sadece Almanya'daki değil, tüm dünyadaki kritik durumdan faydalanan şirketler, Dixion'u yanılttı ve hayal kırıklığına uğrattı. Yine de Dixion ‘un yöneticileri, örneklerinin Türkiye'deki koronavirüs pandemisi sırasında faaliyet gösteren diğer firmalara ders vereceğini umuyor.

Yabancı ortaklar Türkiye'ye ve Türk firmalarına, her şeyden önce yüksek standartlar, ürünlerin kalitesine özen gösterme ve ülkede diğer tüm parametrelerin üzerinde gösterilen kusursuz bir itibar için değer veriyor. Ancak maalesef bu tür dolandırıcılık örgütleri sadece Almanya ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilere zarar vermekle kalmıyor, aynı zamanda Türkiye'deki prestije ve güven duygusuna daha da büyük zarar veriyor.

Dixion şirketinin başına gelenler ne yazık ki, koronavirüs salgını sırasında yerel firmaların tek başına bir aldatma örneği olmamıştır fakat ülkeler arasındaki ekonomik ilişkiler yok edilemeyecek kadar güçlü! Alman hükümeti, Türkiye'nin koronavirüs salgınından kâr sağlayan spekülatörleri ve dolandırıcıları ortadan kaldırmak için her türlü kararlı adımı attığının farkında.Daha önce olduğu gibi Almanya, önümüzdeki yıl Duesseldorf’taki MEDIKA tıbbi ekipman fuarında Türk ortaklarının katılmasını arzu edip memnuniyetle davet etmektedir.

TÜRKİYE'NİN TIP SEKTÖRÜNDE YOL HARİTASI:

Yerel firmalar tarafından dolandırıcılıkla elde edilen para, Türk ekonomisine milyonlara mal oluyor

Bugün Türkiye, Batılı ülkelerden farklı olarak, ekonomisi yoğun olarak gelişen ve önemli bir genç girişimci uzman rezervine sahip bir ülkedir. Ülkenin dünya toplumu nezdindeki iyi imajını koruması ve yabancı yatırım çekmesi önemlidir. Özellikle Türk ekonomisinin medikal sektöründeki yatırımlara Alman firmalarının ciddi bir ilgisi var.

Bildiğiniz gibi Almanya, Türkiye ile ortak ticaret ve ortak ekonomik ilişkilerde liderdir; Alman şirketleri, özellikle tıp alanında, Türk yapımı ürünlerin kusursuz kalitesine uzun yıllardır güvenmektedir. Türkiye ile ihracat yapan ülkeler arasında ilk sırada Almanya yer alıyor. Almanya'ya 2020 Ocak ile Mayıs dönemleri arasında toplam 5 milyar 812 milyon 79 bin dolarlık ihracat yapıldı.

TÜRKİYE’DE KORONAVİRÜS DÖNEMİ

Türkiye'nin 2020 baharının başından bu yana ülkesinde koronavirüs salgınıyla zekice başa çıktığını, tıp alanındaki kaynaklarını oldukça kısa sürede seferber edebildiğini ve covid enfeksiyonuyla mücadelede çok büyük başarılara ulaştığını belirtmek gerekir.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye, Ocak-Haziran döneminde dünyanın 108 noktasına tek kullanımlık maske ihracatı yaptı. Kovid-19 salgınının dünyayı etkilediği bu süreçte Türkiye, 105 milyon 86 bin 461 dolarlık tek kullanımlık tıbbi maske ihraç etti. Söz konusu ürünün geçen yılın aynı dönemindeki ihracatı 1,7 milyon dolar seviyesinde bulunuyordu.

Türkiye'nin koronavirüs krizi kapsamında yurtdışına yaptığı sağlık malzemeleri arasında maske, biyolojik tehlike tulumu, tek kullanımlık koruyucu kıyafet, önlük, koruyucu gözlük, eldiven, antiseptik ve Kovid-19test kiti gibi ürünler bulunuyor. Ocak-Haziran döneminde Türkiye'de üretilen tek kullanımlık sağlık malzemelerine en çok Almanya, Çin, Fransa, Romanya ve Kuveyt'ten talep geldi.

Türkiye, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkili olduğu yılın ilk yarısında 105.1 milyon dolar tutarında tek kullanımlık tıbbi maske ihraç ederken, en fazla ürün Almanya'ya satıldı. Bu dönemde Almanya'ya yaklaşık 14.3 milyon dolarlık, Çin'e 13.6 milyon dolarlık, Fransa'ya 9.8 milyon dolarlık, Romanya'ya 8.6 milyon dolarlık ve Kuveyt'e 8.5 milyon dolarlık tek kullanımlık tıbbi maske satıldı.

YABANCI YATIRIMLARIN ALTINA DİNAMİT:

DOLANDIRICI FİRMALAR

İçişleri Bakanlığı, Ticaret Odası ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin tüm çabalarına rağmen, oldukça kısa bir sürede yabancı alıcı akını ile birlikte, yurt içindeki yerel firmalar arasında çok fazla spekülatör ve dolandırıcı kuruluşlar ortaya çıkmıştır. Bu firmaların asıl amacı, yabancı firmaları cezbetmek ve sahtekârlıkla onlardan para almaktır. Bu firmaların aldatıcılık vasfına haiz eylemleri nedeniyle dolandırılan her yatırımcı ülkeye birkaç milyon avro veya dolara mal oluyor, çünkü her şeyden önce yatırımcı ülke ile ilişkilerini koparıyor, ekonomisine yatırım yapmayı bırakıyor ve bu, ülkeyi gelecekteki olası para transferlerinden mahrum bırakıyor.

Yatırımcıları hatalara karşı uyarmak ve onları dolandırıcılıktan korumak için, gazetecilerimizin tanıştığı çeşitli kuruluşların üzücü deneyimlerine dayanarak, Türkiye'deki tıp sektöründe, tıp sektörünün daha da gelişmesine ve yabancı yatırımların artışına yol açmak adına katkıda bulunacak bir Yol Haritası geliştirdik. Bu nedenle, Türkiye'de yeni imalat ortaklarıyla çalışmak veya imalatçı firmaların çalışmalarına yatırım yapmak durumunda hangi adımların atılması gerektiğine dair temel kurallar aşağıdaki gibidir.

TÜRKİYE'NİN TIP SEKTÖRÜNDE YOL HARİTASI

Her şeyden önce, bir tıbbi üretim şirketi arayışına kapsamlı bir yaklaşım olmalıdır, seçilen üreticinin uluslararası tıbbi forumlar, sergiler, fuarlara katılımını kontrol etmek zorunludur. Etkinlik ne kadar prestijli olursa, katılan şirketin seviyesi o kadar yüksek olur.
Bir tıbbi donanım veya malzeme üreticisini seçerken ikinci önemli nokta, şirketin ürünlerin üretimi için tam donanımlı bir atölyeyeveya fabrikaya ve tabii ki bu ürünleri depolamak için yeterince geniş, teknik olarak uygun şekilde donatılmış bir depoya sahip olmasıdır. Yukarıdaki kriterlerin hepsinin karşılandığından emin olmak için, şirketin üretim alanını ve ofisini önceden birkaç kez ziyaret etmeniz gerekmektedir.

Ayrıca iş yapmak istediğiniz medikal firmanın sertifikalarını düzenleyen kuruluşa, bu sertifikaların yasallığı ve güvenilirliği konusunda önceden talepte bulunmak son derece önemlidir, çünkü bu yüksek teknoloji çağında, belgelerde sahtecilik oldukça yaygındır.

Şirket belgelerinin kontrol edilmesi aşamasında avukatların hizmetlerinden yararlanmak çok önemlidir. İşbirliği yapmayı düşündüğünüz üretim şirketinin belgelerinin gerçekliğini izlemesi ve doğrulaması gereken yasal bir şirket olduğunu kanıtlayan belgelereihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda, adli sicil kaydı, piyasadaki faaliyet süresi, şirketin kanuni sicilindeki faaliyetlerinin doğru bir şekilde tanımlanması ve kuruluş tarihi gibi hususlara dikkat edilmesi önemlidir.


Ayrıca, mali müşavirlik şirketlerinin yardımıyla firmanın satış hacminin kontrol edilmesi tavsiye edilir. Bu şirketin gerçek müşterilerinden gelen yorumları dinlemek de lazımdır. Ek olarak, şirketin kendi çapında uyguladığı kalite değerlendirme sistemi ve sunduğu hizmetler ile bir şirketin gelişim seviyesi hakkında çok şey söylenebilir.

Malların kalitesini kontrol etmek, üretimin her aşamasında ve başlamadan önce ve ayrıca üretimin sonunda ve ürünlerin sevkiyata hazırlamak için birkaç numuneyi incelenmek üzere uzman laboratuvarlara yönlendirmek zorunlu bir noktadır.
Riskleri en aza indirmek için, ürün sevkiyatı aşaması da dâhil olmak üzere farklı aşamalarda malların muayenesi ve sayımı ile ilgilenen şirketlerin hizmetlerine başvurulması tavsiye edilir. Ancak Türkiye'de Tıbbi İşletmeler için Yol Haritası olarak adlandırılan bu tür bütünleşmiş bir yaklaşım verimli bir işbirliği, yeni tıp alanlarına yatırım ve genel olarak tıbbi teknoloji pazarının gelişmesini sağlayabilir.
Yaşanmış Bir Vaka: DİXİON VERTRİEB MEDİZİNİSCHER GERATE GMBH Örneği

Hulusi Akar'dan Karabağ açıklaması: Oldu bitti söz konusu değil Dünya Avusturya'da teröristin Müslüman mezarlığına defnedilmesine tepki Dünya Genelevlere koronavirüs paketi Dünya Akdeniz'de 6 aylık bebeğini kaybeden mülteci annenin yürek yakan feryadı Dünya