Koronavirüse karşı 'tuzlu su' tartışması: İşe yarar mı?
İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Oytun Erbaş, koronavirüsten korunmada en etkili yolun, 'tuzlu su çözeltisi' olduğunu söylemişti.
Evrim Ağacı sitesinde Çağrı Mert Bakırcı tarafından Doç. Dr. Oytun Erbaş'ın iddiasını değerlendiren bi makalale yayınlandı.
İşte o yazı:
Gerçek Taraflar
Tuzlu su ile yapılan ağız/burun gargarasının grip gibi enfeksiyonların süresini, bu hastalıklar sırasındaki ilaç kullanımını ve hastalığın yayılma miktarını kısmen de olsa azalttığını gösteren, 2019'da yayınlanmış saygın bir makale mevcuttur.
Sahte Taraflar
Tuzlu su gargarasının viral enfeksiyonları önlemek veya iyileştirmek konusunda etkili olduğu tıp camiasında genel geçer olarak kabul gören bir uygulama değildir. Yukarıda sözünü ettiğimiz araştırmanın yazarları da bulgularının genellenebilmesi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu vurgulamaktadırlar.
İddianın Kökeni
Tuzlu suyun hastalıklara iyi geldiği bilgisi, oldukça antik bir bilgidir ve "ninelerden torunlara" asırlar boyunca aktarılmıştır. Öyle ki, tuzlu suyun enfeksiyonlara iyi geldiği 1350'li yıllardan kalma Hatha Yoga Pradipika gibi metinlerde bile bulunmaktadır.
Bu tür uygulamalar genellikle hatalı ilişkilendirme (hatalı korelasyon) sonucu doğan mitlerdir; yani bir uygulama ve o uygulama sonucu elde edildiği iddia edilen sonuç arasında herhangi bir ilişki olmasa bile, davranış ile sonuç arasında bir ilişki olduğu sanılır.
Buna post hoc ergo propter hoc ya da kısaca post hoc safsatası denmektedir: yani "biri diğerinden önce oldu, dolayısıyla biri, diğerinin sebebidir" safsatası. Bir şeyin bir diğer şeyden önce yaşanması, o şeyin diğerinin nedeni veya sonucu olduğu anlamına gelmez. Tuzlu su gargarası sonucu hastalık belirtilerinin iyileşmesi, tuzlu suyun hastalığı iyileştirdiği anlamına gelmek zorunda değildir.
Ancak kimi zaman bu antik bilgilerde doğruluk payları da olabilmektedir; yani gerçekten de aradaki ilişki nedensel olabilmektedir. Bu vaka, henüz genel geçer olarak kabul görmese bile, potansiyel olarak o örneklerden birisidir.
Bilgiler
2019'da Nature Scientific Reports dergisinde yayımlanan bir akademik makalede St. Johns Hastanesi'nden Dr. Sandeep Ramalingam, Edinburgh Üniverstiesi Toplum Sağlığı Merkezi eş başkanı Dr. Aziz Sheikh, Wellcome Fonu Klinik Araştırma Hizmetleri'nden Catriona Graham ve Alerji ve Solunum Araştırma Grubu başkanı Dr. Lynn Morrice, bu iddiayı bilimsel teste tabi tutmuştur.
Araştırmacılar, deneye katılan 66 katılımcıyı iki gruba ayırmışlardır (32'si müdahale grubu, 34'ü kontrol grubu olacak şekilde). Gruplardan birisi hipertonik tuzlu burun irigasyonu (yıkaması) ve gargarası (HSNIG) uygulamış, diğeri ise normal üst solunum yolu enfeksiyonu (URTI) tedavisi görmüştür. Denekler, hastalandıktan sonra iyileşene (ve kendilerini en az 2 gün iyi hissedene kadar) bir günlük tutmuşlardır.
Deney, en çok 14 gün boyunca sürdürülmüştür ve deney boyunca deneklerden 5 defa örnek toplanarak viral dökülme miktarı ölçülmüştür. Viral dökülme, bir virüs tarafından enfekte edildikten sonra, virüsün vücuttan atılma miktarına verilen bir isimdir.
Deney sonunda, tuzlu su ile gargara ve burun temizliği (HSNIG) yapan grupta:
Hastalık, 1.9 gün daha az seyretmiştir.
İlaç kullanımı %36 daha az olmuştur.
Viral dökülme günbaşına 0.5log100.5log_{10}0.5log10 dolaylarında gözlenmiştir.
Hastaların %87'si bu tedaviyi kabul edilebilir bulmuştur.
Hastaların %93'ü bu tedavinin semptomlarına olumlu etki ettiğini düşündüğünü söylemiştir.
Araştırma çifte kör standartlarına uymamıştır ve pilot çalışmadır; ancak rastgeleleştirme standartları uygulanmıştır. Bu nedenle araştırmacılar, herhangi bir genel geçer sonuca varabilmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğuna dikkat çekmektedir. Buna rağmen, söz konusu argüman yönünde, saygın bir dergide yayınlanmış, önemli bir çalışma olarak dikkat çekmektedir.
Benzer şekilde, 2016 yılında Türkiye Tıp Bilimleri Dergisi'nde yayınladıkları bir araştırmada Tülin Köksal ve ekip arkadaşları, 2 yaş altındaki üst solunum yolu enfeksiyonlarında tuzlu su ve deniz suyu kullanımının burun tıkanıklığına etkisini incelemişlerdir. Bulgularına göre her ikisinin kullanımında da burun tıkanıklığının ve zayıflığın azaldığı, uyku kalitesi ve beslenme kalitesinin arttığı gözlenmiştir.
Görüş Birliği Bulunmuyor!
Öte taraftan, 1998 yılında P. Adam ve ekip arkadaşları tarafından Archives of Family Medicine dergisinde yayınlanan bir diğer çalışmada, 143 hasta üzerinde tuzlu su ile gargara yapmanın etkileri incelenmiş ve 119'undan veri toplanmıştır. Çalışma sonuçlarına göre tuzlu su kullanımının iyileşme üzerinde hiçbir etkisi gözlenememiştir.
Konuyla ilgili bir Cochrane Araştırması da bulunmaktadır. Cochrane Veritabanı'nda 2016 yılında yayınlanan bu araştırmada 2 ayrı randomize kontrollü deney incelenmiş ve toplamda 116 yetişkin deneğe odaklanılmıştır. Bu çalışmadaki araştırmalardan birisi, %2 hipertoniklikteki 150 mililitrelik su ile müdahaleyi, diğeri ise 5 mililitrelik tuzlu su spreyini kullanmıştır. Cochrane Araştırması'nın bulgularını şöyle özetleyebiliriz:
Söz konusu araştırmaların denek popülasyonları çok farklı gruplara aittir ve sonuca varmayı zorlaştırmaktadır.
Eldeki bulgular, düşük hacimli (5 mililitrelik) tuzlu su spreylerinin, intranazal steroid uygulamasına herhangi bir avantajı olmadığını göstermektedir.
Yüksek hacimli (150 mililitrelik) tuzlu su gargarasının, plasebo uygulamasına nazaran bir miktar faydası olduğu bulunmuştur.
Söz konusu deneylerden birinin veri kalitesi düşük, diğerinin veri kalitesi çok düşüktür.
Buna paralel bir şekilde, Wuhan Koronavirüsü (2019-nCoV) salgını sırasında Dünya Sağlık Örgütü, Agence France-Presse (AFP) tarafından kendilerine gönderilen bir e-postaya 24 Ocak 2020'de şöyle yanıt vermiştir:
Bir insanın ağzını tuzlu su ile yıkamasının koronavirüse karşı herhangi bir fayda sağladığına dair hiçbir güvenilir kanıta sahip değiliz.
Salgın sırasında bu tavsiyelerin yayıldığı kaynak olarak gösterilen Zhong Nanshan'ın araştırma ekibi ise şu bildiriyi yayınlamıştır:
Tuzlu su ağzı ve boğazı temizlemeye yardımcı olur ve faranjiti tedavi etmekte yardımcı olabilir. Ancak yeni koronavirüs, solunum yolunu enfekte etmektedir ve ağzı yıkayarak tedavi edilemez. Bu, hastanemizde görev alan Dr. Zhong'un ekibinin söz konusu söylentiyi resmi olarak çürütmesi olarak görülmelidir.
Yani tuzlu su ile gargara ve burun yıkamanın hangi hastalığın tedavisine yardımcı olmak amacıyla uygulandığı da önemlidir. Dünya Sağlık Örgütü ve birçok sağlık kuruluşu/uzmanı, solunum yolu enfeksiyonlarında tuzlu suyun herhangi bir faydası olduğunu düşünmemektedir. Fakat boğaz hastalıklarında tuzlu su kullanımı bir nebze olsun faydalı olabilir.
Bu açılardan ele alacak olursak, tıp camiasını genel geçer olarak ikna edici miktarda verinin henüz oluşmadığı söylenebilir. Bu konuyu sonuca bağlayabilmek için daha fazla ve daha kaliteli araştırmalar gerekmektedir.