Kriz matbaaları vurdu: 'Vadeli çek ve çek kırdırma bitti, sigortasız işçi çalıştırmalar tekrar başlayacak'
Matbaacılık sektörünün duayen ismi anlattı: ‘‘Ekonomik kriz yüzünden sektörde çek verme ve çek kırdırma bitti ama asıl fırtına henüz gelmedi.’’
GERÇEK GÜNDEM ÖZEL
Bir yanda kurdaki artış diğer yandan dizginlenemeyen enflasyon Türkiye ekonomisini sıkıştırıyor.
Hal böyleyken AKP döneminin en yüksek büyümesiyle bitmesi beklenen 2021, ekonomik krizin tavan yaptığı hatta belki de bu iktidarın artık çıkmaz sokağa girdiği yıl olarak geçecek tarih kitaplarına.
Faizler düştü, bu inşaat sektörüne yarayacak deniyor kimi yerlerde. Ama inşaatçılarla, müteahhitlerle konuştuğumuzda konuk stokunun hızla eridiğinin doğru olduğunu ama artan fiyatlar nedeniyle yeni inşaata başlama iştahının kapandığını söylüyorlar.
MATBAACILIK SEKTÖRÜ KRİZİN SİLLESİNİ İLK YİYEN SEKTÖRLERDEN
İhracatçılar bir miktar daha umutlular ama onlar da kurun bu kadar hızlı değişmesini hiç istemiyorlar. Onların asıl tercih ve beklentileri, yavaş ve öngörülebilir bir biçimde artan kur.
Fakat şu anda yaşanan süreç, bu beklentileri karşılamaktan çok uzak.
Kriz birçok sektörü daha önce hiç görünmeyen sorunlarla karşı karşıya bırakıyor. Krizin vurduğu sektörlerden biri de matbaacılık sektörü.
"VADELİ ÇEK VE ÇEK KIRDIRMA BİTTİ"
Konuştuğumuz kişi ismini vermek istemiyor ama sektörün bilinen isimlerinden biri.
Çok iyi bir eğitimin ardından neredeyse 30 yıldır matbaacılık alanında yöneticilik yapan ‘‘sektör duayeni’’ bir çırpıda eteğindeki taşları döküyor:
‘‘Bizim piyasa artık nefes alamıyor. Manasızca birbirimize destek olmaya ve aynı zamanda birbirimizin arkasını korumaya çalışıyoruz. Hiç böyle bir zaman görmedim. Dayanışma kültürü olmadığı için her şey beceriksizce oluyor ama garip bir ortak bakış oluştu. Hayatı AKP ve Cemaat içinde geçmiş adamlar yaşananlara ateş püskürüyor. En önemli gelişme ne biliyor musun? Vadeli çek bitti. Yalnız o mu çek kırdırma da bitti. Çeki üç aylık yüzde 40-45 ile kırıyorlar, kimse de o parayı vermiyor, vermek istemiyor. Zaten pandemi ile başlamıştı ama şimdi tamam her şey nakit ödeme ile dönüyor bizim piyasada da. Ve elbette bu para kimseye yaramıyor. Herkes elindeki para çöp olmadan mala ya da hizmete dönmek istiyor. Tamamı birbirine vadeli borçlanarak sıfıra yakın sermaye ile çalışan firmalar bunlar. Kaderine razı bir şekilde çeki elinde tutuyor’’
"SON 10 YILDA LEGAL ÇALIŞMA ŞARTLARINA DÖNEN FİRMALAR YİNE İŞTEN ÇIKARTIP SİGORTASIZ ÇALIŞTIRMA YOLUNA GİDECEK GİBİ GÖRÜNÜYOR"
Bu can sıkıcı sözlerinden sonra matbaa sektörü üst düzey yöneticisine ‘‘peki bugünlerde sektörün gündemi ne?’’ diye soruyorum. Yanıtını tahmin etmek pek güç değil tabii. ‘‘Asgari ücret’’, diyor ve anlatmaya başlıyor:
‘‘Herkes bir yandan asgari ücrete yüksek bir zam istiyor ki millet alışveriş yapabilsin ama diğer yandan da şirketler kendi çalışanlarına ne yapacağını kara kara düşünüyor. Son 10 yılda yavaş yavaş legal çalışma şartlarına dönen firmalar yine işten çıkartıp sigortasız işçi çalıştırma yoluna gidecek gibi görünüyor. ‘Yüksek asgari ücretin bindirilmiş vergisine nasıl yetişilecek?’ bu sorunun yanıtı meçhul. Tabii çalışanlar da çok endişeli. Asgari ücret artışı dışında bir şey konuşulamıyor. Bizim sektörde yüzde 35 ile 50 arası asgari ücretli çalışan var. Bir sonraki ücret seviyesi ise asgari ücret artı 1000-1500 TL bandında. Asgari ücretin günlüğü bugün itibariyle 7 dolar civarında. Garip bir sükunetle iş yapılmaya çalışılıyor.’’
Sektördeki firmalar son iki ayda uğradıkları kayıpları telafi etmek için 2021’in son ayında büyük çaba içinde.
"2022'DE YAPILACAK YATIRIM, İSTİHDAM VE HAMMADDE SİPARİŞLERİNİN PARALARI BUHARLAŞTI, DAHASI ASIL FIRTINA GELMEDİ"
‘Kusursuz ‘‘ekonomik fırtına’’ bir yandan kağıt fiyatlarını arttırıyor ve kağıt bulunmasını zorlaştırıyor öbür taraftan bulunan kağıtların kitaba dönüştüğünde piyasaya zamlı olarak yansımasına yol açıyor.
Ama görünen o ki ‘‘bu daha başlangıç.’’
Yeniden sözü matbaacılık sektörü duayenine bırakalım:
‘‘Yayıncılar yüzde 60 ile 70 arasında zam yapmaya hazırlanıyor. Bazıları zam yaptı bile. Yurtdışı telif ile iş yapanlar bu sene geçen yılın beşte biri kitap çıkartabilir. Evet ihracat işleri var ama gereken hammadde yok. Bir konu da çok önemli. Bu sene 30 milyon TL ciro yapan bir matbaa yıllık kur artışını yüzde 35 hesaplayarak yaklaşık 3 milyon dolar ciro yapardı Şu anda bu 2,2-2,5 milyon bandında. Yıllık cironun yüzde 30 civarının elde edildiği Ekim ve Kasım ayları öldü gitti, herkes Aralık ayını kurtarma peşinde. Bu kaybın önemi şurada, bu paralar önümüzdeki seneye yapılacak yatırım, istihdam ve hammadde siparişlerinin paralarıydı. Buharlaştı. Her gün onlarca, yüzlerce fiyat yeniden hesaplanıyor. Bitmiş işlere pazarlık yapılıyor. Adetler düşürülüp eski bütçelere iş yapılmaya çalışılıyor. İkame maliyeti belirsiz olduğu için kimse karlılığını bilmiyor. İşin kötüsü bir de bilançoların yıl sonunda TL bazında kar gösterecek olması. Yani hem döviz bazında yüzde 25 net kayıp var, bu buharlaşan para hem de TL olarak yeni yılda vergi ödenecek. Dahası asıl fırtına henüz gelmedi, bunu herkes biliyor. 2022 bu ekonomik kaos ile geçemez gibi.’’